Suikast ve Paris’in karanlık dehlizleri

FEYKA Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Ülker anlattı. Paris’te üç kadının katledildiği Kürdistan Enformasyon Derneği de aralarında olmak üzere son bir yıl içinde dört ya da beş Kürt derneğine “hırsızlar” girmiş.

Ülker, bu açıklamayı katliamın işlendiği mekanın anahtarının kaybolduğuna ilişkin duyumumu kendisine sorduğum zaman yaptı. Bu bilgiyi doğrulamadı ancak hırsızlık süsü verilmiş şekilde bir yıl öncesinden hazırlık yapılmış olabileceği kanısını veren bu bilgiyi aktardı. Star’ın sorularını yanıtlarken yaptığı açıklamada, basında çıkan farklı haberlere tepki gösteren Mehmet Ülker, polisin hiçbir tespitinin kendilerine ulaşmadığının altını çizdi ve basında yer alan farklı senaryoları net bir şekilde yalanladı. Peki bu birbirini yalanlayan farklı haberler neden çıkıyor?

Fransız makamları şimdiye kadar yazılı hiçbir resmi açıklama yapmadı. A haber kanalında son dakika bilgisi olarak altyazıyla verilen “Fransız polisi açıklama yaptı” haberinin kaynağı olarak gösterilen Remzi Kartal, kendisine atfedilen açıklamayı zaten kendisi yalanladığı için o bilginin üzerinde biz de durmayalım. Fransız polisi açıklama yapmamıştı. Ertesi gün Paris polis yetkililerini aradım. Açıklamayı savcılığın yapacağını söylediler. Paris savcılığı sözcüsü Agnes Thibault-Lecuivre telefonda sorularımı yanıtlarken yaptığı açıklamada net bir şekilde şu bilgiyi paylaştı: “Teyit edebileceğim tek bilgi üç kadının tek silahtan çıkan toplam 12 civarı kurşunla öldürüldüğü bilgisidir.”

Ertesi gün Paris’teki AA muhabiri başka bir kaynakla temasa geçince, o kaynak da hem benim haberimi, hem de üç tetikçi olduğu bilgisini yalanlamış!

Off-the-record sözü verdiğim için detayını yazmıyorum ama bir başka yetkiliyle olan buluşmada, bana yapılan açıklama eleştirilmiş ve özetle “açıklama yapma yetkisi onlarda değil” denmiş. Bilgi kırıntıları, duyumlar, sonrasında da yalanlamalar havada uçuşuyor. Fransız makamlarının kendi arasında da yetki kavgası var anlaşılan. Ya da dezenformasyonla katillere hedef şaşırtmaca.

Savcılık, polis ve bakanlık. Ve tabi istihbarat. Kumda iğne aramak daha kolay olsa gerek! Kesin olan tek şey, “ışıklı kent” diye bilinen Paris’in karanlık dehlizlerinin daha derin olduğunu bu olayla öğrenmiş olduk. Bir de Fransız makamlarının açıklama yapmamakta direndiklerini.

Remzi Kartal, kendisine bazı fotoğrafların gösterildiği haberini yalanladı. Ama aynı kişi kaynak gösterilerek, Türk basınında bu haberlerin neden çıktığını da anlamak zor. Benim de yaşadığım mahallede gerçekleşmiş olan bu olayı Paris’te araştıran bir gazeteci olarak kesin olduğuna inandığım bilgileri bir kez daha tekrar edelim:

1- Katliam tek silahla gerçekleşti.

2- Olayın gerçekleştiği odada bir boğuşma yaşanmadı.

3- İlk etapta açıklanan 18.00 saatinin aksine öğleden önce gerçekleşti.

4- Fransız polisi 24 Ocak’a kadar bir şeyler açıklamayı planlıyor olacak ki, bazı Türk kurumlarının bu tarihe kadar korunacağı bilgisi dolaşıyor.

Türk basını olarak bu katliamı soruşturmak boynumuzun borcu. Mesleki rekabeti de çok görmeyelim haber takibindeki... Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor.

Hatta bence Türk ve Kürt basını işbirliği de yapmalı suikast haberlerinde birbirini suçlamak yerine. Belki de resmi makamlar arasında Oslo benzeri bir buluşma, bu kez suikastin araştırılması için gerçekleşmeli. Türkiye, darbeler ve komplolarla mücadele ederken, bu yapıların Avrupa ayakları hiç sorgulanmadı. Elbette Ergenekon operasyonu çerçevesinde yargılanan çevrelerin yurtdışı uzantılarından söz ediyorum. Tek başlarına bu kadar profesyonel bir cinayeti gerçekleştirmiş olamazlar belki ama hazırlığı aylar öncesinden başlamış görünen bu katliamın bir ucundan tutmuşlardır belki!

Ve son bir not... Fransa deyip geçmemeli!