Suikastlar yılı

Farkında mısınız bilmem ama birileri Haniyye suikastının üstünü örtmeye, işi soğutup gündemden düşürmeye çalışıyor.

Oysa bu iş öyle üstü örtülecek bir suikast değil.

Zira Haniye'nin ölümü ile birden fazla kuş devrildi, Hamas'ta, Gazze'de, Filistin'de, Ortadoğu'da dengeler değişti.

Tıpkı İran Cumhurbaşkanı Reisi suikastında olduğu gibi.

Şeytan Ayrıntıda Gizli...

Tüm bu yaşananlar karşısında akla şu soru geliyor.

Suikastları kimler, ne amaçla düzenledi.

İpucu vereyim, cümledeki çoğula bakmayın zira bu suikastları yapan tek kişi ve o kişi de herkesin yakından tanıdığı bir isim.

İRAN...

Evet yanlış okumadınız, her iki cinayetin faili İran'dır, azmettirenleri Amerika ve İsrail.

Batı cephesinden baktığında bu mutluluk üçgeni, bölge ve insanlık açısından baktığında bu şer ekseni son aylarda orkestra gibi çalışıyor ve inanılmaz işler yapıyorlar.

Peki, batının tetikçisi rolündeki İran bu suikastlarla ne amaçladı, bu suikastlar neleri değiştirdi?

İşte bu soru tek bir cümle ile geçiştirilemeyecek kadar değerli ve bir o kadar da önemli.

Şimdi gelin meseleyi biraz açalım.

Reisi suikastı...

Oldu, bitti ve gitti.

Konuşuluyor mu?

Hayır!!!

Unutturuldu...

Neden?

Çünkü derin İran öyle istiyor.

Konunun bir an önce kapanması lazım.

Peki Neydi Amaç...

Ağababalarının isteği üzerine bu suikastları düzenleyen İran'ın FETÖ'sü, Reisi suikastıyla İran rejiminin uyguladığı gizli batı yanlısı siyaseti en az elli yıl garanti altına almış oldu.

Gelecekte İran siyasetinde önemli yerlere gelecek önemli isimler bir helikopter suikastıyla toptan yok edildi.

Peki bu kişiler neden hedef olmuşlardı?

Aşağıdaki yer alan satırlar bu soruya yeterli cevabı verecektir diye düşünüyorum.

Sen misin Konuşan...

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yaptığı bir konuşmada aynen şöyle söylemişti;

"Türkiye ve İran olarak Filistin davasını, direniş eksenini desteklemek hususunda ve Filistin halkının hak ettiği hukukunun kendilerine verilmesi konusunda mutabık kaldık."

Bu Türkiye'nin ve İslam Devletlerinin duymaya hasret kaldığı ezber bozan cümlelerdi.

Yine Reisi ölmeden kısa bir süre önce katıldığı baraj açılış töreninde dünyanın ve Azerbaycan ile İran ülke halklarının duymaya alışık olmadığı sözler söylemişti;

"Aliyev'le bir araya gelmekten mutluluk duydum. Bugün iki önemli projenin açılışını yapacağız. Bu projeler İran ile Azerbaycan'ın bu gibi çok önemli büyük projeleri hayata geçirebileceğinin göstergesidir.

Bazıları bizim bir araya gelmemizi ve ortak başarılarımızı hoş karşılamıyor.

Fakat bunlar bizim için önemli değil. Önemli olan ülkelerimiz, devletlerimiz ve halklarımız için iyi olanı hep birlikte hayata geçirmiş olmamız."

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan;

"Türkiye ile iyi ilişkiler kurmalıyız."

Yaşasalardı...

2025 yılında İran Dini Lideri Hamaney'den boşalacak koltuğa İran Cumhurbaşkanı Reisi, Reisi'den boşalacak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna ise İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan oturacaktı.

Kısacası eğer yaşasalardı önümüzdeki yıl İran'ın bir ve iki numaralı isimleri İran'ın alışılageldik siyasetinde büyük kırılmalara yol açacak bir siyaset izleyeceklerdi.

Herhalde bu tespit ve söylenen bu cümleler iki siyasi liderin neden katledildiğini fazlasıyla anlatmıştır.

Gelelim Haniyye'ye...

Hedef Haniyye...

Haniyye Türkiye'ye olan yakınlığıyla biliniyordu.

Öldürülmeseydi İran dönüşü Türkiye'ye gelecekti ve TBMM'de konuşacaktı.

Netanyahu denilen hayvandan aşağı soysuzun Amerikalı senatörlerle yaptığı soytarılığa bir cevap olacaktı bu konuşma.

Konuşmanın hemen ardından yine Ankara'da Mahmut Abbas Haniyye buluşması gerçekleştirilecek ve böylelikle dünyaya Filistin için birlik beraberlik mesajı verilecekti.

Sonrasında Haniyye Katar'da kalıcı ateşkes görüşmelerine katılacaktı.

En kritik ve en önemli husus da buydu.

Haniyye bu konuda Filistin adına mükemmel siyasi manevralar yaptı.

Her seferinde Filistin halkına kurulu tuzağı bertaraf edip pimi çekili bombayı Netenyahu yaratığının kucağına bırakmayı başardı.

Filistin'in masadan kaçan taraf olarak gösterilmek istendiğini iyi bilen Haniyye ateşkes lafı geçer geçmez "her koşulda görüşmeye hazırız" mesajını ilk veren kişi oluyor ve böylelikle büyük bir oyunu bozuyordu.

Çünkü burada Amerika'nın amacı masadan kaçan tarafın Filistin olduğu görüntüsü yaratmak ve İsrail terör Örgütünün yaptığı soykırımı legalleştirmekti.

Şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki Hamas bugün Katar'da yapılacak ateşkes görüşmelerine katılmayacağını açıkladı.

Eeee, yoksa....

Bize ayrılan köşenin sonuna geldik cumartesi yazı günümüzde sohbete devam edelim.