Bu satýrlarý Mescid-i Nebevi’den yazýyorum. Ahirette Büyük Mahkeme’ye bu yazý elimde çýkmak istiyorum” diye yazýyor Ali Bulaç Bey dünkü Zaman’da.
Ýnsan Rasulullah’ýn yaný baþýnda olunca ya da “Ahirette Büyük Mahkeme”yi içinde hissedince “Sulh yolu” arayýþý daha bir kendini hissettiriyor olmalý yüreklerde.
Ali Bey yazýsýnda benim Ülke TV’de yaptýðým bir deðerlendirmeyi “sürecin en hararetli kalemlerinden biri Ahmet Taþgetiren Bey” ifadesini kullanarak almýþ geniþçe. Önce “en hararetli kalem” ifadesini biraz imalý ama “kýnama amaçlý söylemediði” hüsnü zannýyla okuduðumu belirtip, sonra da benim konuþmamdan aldýðý bölümü onun sütununa yansýyan þekliyle sizlerle paylaþayým. Þunu demiþim, dedim, Ülke TV’de.
‘Camianýn problem oluþu nerede? Bana göre varlýðýnda deðil, yürüttüðü hizmetlerde deðil. Hiç kimse cemaate okul açtýðý için, dershane açtýðý için, sohbet yaptýðý için, namaz kýldýðý için, ‘Kimse Yok mu?’ Derneði kanalýyla fakir fukaraya yardým götürdüðü için kýzmýyor. Böyle bir problem ortaya çýkmýyor... Problem nerede ortaya çýkýyor? Siyaseti yönlendirmeye çalýþmasý, politika empozesi ve o politikaya uyulmadýðýný gördüðünde adeta devlet içerisindeki uzantýlarý siyaseti terbiye etmek için kullanma yönünde ortaya çýkýyor. Bir cemaatin siyasi düþüncesi olur mu, olur. Bir gazetede köþe yazýsý yazar mý cemaat mensuplarý, yazar. Ýktidarý eleþtirirler mi, eleþtirirler. Cemaatlerin devlet içinde mensuplarý olur mu, olur. Yani þu cemaatin insanlarý olmasýn, þu mezhebin insanlarý olmasýn denemez. Ama cemaatin mensubu diyelim ki falanca yerde genel müdür. Normalde müsteþarýna baðlý olmasý lazým, bakanýna baðlý olmasý lazým. Yani dýþarýdan cemaatin merkezinden kaynaklanan inisiyatifi devlet içinde kullanmamasý lazým.’’
“Bu tespitlerin tümü doðru” diyor Ali Bey. “Eðer birileri cemaat asabiyetiyle Hükümet’e karþý kumpas kurmuþsa, yasa dýþý dinlemeler yapmýþsa bu suçtur, ayýptýr, günahtýr; mutlaka cezalandýrýlmalý” diyor sonra. Böyle bir ifadeyi Bugün gazetesinin sahibi Akýn Ýpek Bey, Bugün TV’deki mülakatýnda da söylemiþti hatýrlýyorum. “Bu paralel yapýdýr ve varsa cezalandýrýlmalýdýr.”
Ali Bey sonra, özetle diyor ki “Bunu adil yargý tespit etmeli, ama yargýda onca operasyon yapýlmasýna raðmen ispat edilemedi, üstelik þu veya bu kiþi paralelse o cezalandýrýlmalý, Hizmet’in bütün yapýlarýnýn üstüne gitmek ne oluyor?”
Eðer bu ifadelerden Ali Bey, “Ortada hiçbir paralel yapý sorunu yok, emniyet-yargý dün sütle yýkanmýþ gibiydi, Camia hiçbir politik operasyon içinde bulunmadý, yargý þimdi sorunlu hale geldi” gibi bir yaklaþým içinde ise bunu, kendisinin siyasi analiz kapasitesine layýk bulmam. Oradan yola çýkarak “sulh çaðrýsý” da saðlýklý olmaz. Bildiðim kadarýyla “Camia’nýn fazla siyasallaþtýðý” tezi de kendilerinin geçmiþte sýk sýk dile getirdiði bir husustu.
Ali Bey, Camia’nýn þu süreçte yansýttýðý “topyekün savaþ dili”nin Hizmet’in tüm birimlerini savaþ hedefi haline getirdiði üzerinde durmayý neden düþünmez? Halen Zaman’da yazýyor, benim de geçmiþte zaman zaman katýldýðým istiþare ortamlarý devam ediyorsa, oralarda da “Camia’ya taþýyamayacaðý, taþýmamasý gereken bir yükü yüklediniz” dese olmaz mý? Camiayý uluslararasý arenada “Tayyip Erdoðan’ý yok etme savaþýna soyundurmak” Hizmet misyonu ile baðdaþýyor mu?
Þunu ifade edeyim:
Kendi hesabýma, Camia’ya karþý Camia’nýn þu andaki en hýzlý silahþörlerinden çok daha fazla “koruma hassasiyeti” içinde davrandýðýmý düþünüyorum. Bunu bütün “Ýslami hizmet yapýlarý” için düþünüyorum. Bunlarýn “Ýslam’ýn bir tür Beytülmali olduðu” kanaatiyle hareket ettim bugüne kadar. Hatta belki daha mesafeli olunmasý gereken, sonradan bir yýðýn yanlýþa yönelmiþ olanlarýna bile, kuþkularým olmasýna raðmen sýrf önceden yargýlamada bulunmamak için eleþtirel söz söylememeye itina ettim. Zaman zaman Hizmet Camiasý için de “Sizi sizden fazla düþünüyorum” uyarýlarý yaptým.
Ama benim için, düne kadar Camia’nýn neredeyse bütün medya kurumlarýnda yazmýþ olan, Camia içinde birçok insanla dostluðu bulunan birisi için, üstelik Camia’nýn temsil hüviyeti bulunan isimler tarafýndan savaþ sözleri üretildi.
Ali Bey sütun arkadaþlarýnýn diline bakabilir. Bizzat Fethullah Gülen’in son süreçteki konuþmalarýnýn içindeki “Din dilinin ithamkarlýðý”na bakabilir. Bunlarý Ali Bey’in çok iyi okuyabileceðini düþünüyorum.
Tayyip Erdoðan’ýn politikasýný þunu bunu eleþtirelim, orada sorun yok, ama bir Cemaati düne kadar kendilerine “ne istediyse vermiþ olan” bir siyasi yapýya karþý savaþa soyundurmak, sorun bu ve Camia burada kendine yeniden bakmadan ya da Tayyip Erdoðan’ý yok etmek istiyorsa o hedefe ulaþmadan (Bu nasýl ve kime hizmet edecek bir dava ayrý konu) bu iþi çözmek zor. Ýþ nerede bozuldu orayý görmek gerekiyor sevgili dostum!