Sünni siyasette, ‘yeni’yi var eden, ‘eski’dir...

Bunu en iyi trende tecrübe edersiniz. Gidiþ istikametinin tersine oturduðunuz koltukta, hýzla geride býraktýðýnýz tüm manzaralarýn, içinden geçtiðiniz kasaba ve kentlerin, daðlarýn, nehirlerin, üstüsüte birike birike götürdüklerini farkedersiniz sizi ileriye, varacaðýnýz kadere yani yeniye.

Yeni Türkiye’’ iddiasý heyecan verici umutlarý temsil ediyor. Geçtiðimiz hafta Yenikapý’daki Gençlik Fuarý’ndaydým. Yeni Anayasa isteyen gençlerin kurduðu standda, adeta bir dilek aðacýna dönmüþ duvara gülümseyerek baktým. Gençler, gelen geçene nasýl bir anayasa istediklerini sorup tutulan notlarý duvara iliþtirmekle meþguldüler. Çoðu 28 Þubatý bile yaþamamýþ bu gençlerin bizatihi kendileri “yeni”... O ana gelinceye kadar içimde biriktirdiðim manzaralara baktým, darbeler, muhtýralar, elektrik ve su sýkýntýsý, geçim darlýðý, terör. Bu birikmiþ eski’lerle gelmiþtim gençlerin yeni anayasa isteyen duraðýna...

Skeys Picot Antlaþmasýnýn 100. yýl dönümüne denk geldiði için, gençlerle hasbihalimizi de “yüz yýllýk hesaplaþma” defterinden açmýþtýk. Bugünün muhasebesini tutmak isteyen herkesin, cebinde en azýndan bir asýrlýk anlatýyý taþýmasý gerekiyor. Eskiye lanet yeniye raðbet türünden küçümsemeler, reddi miras’lar ile baþ edilebilecek bir durum deðildir bu.

Doksanlardan bugüne, ilkin Kuveyt ve Irak’ýn iþgali, ardýndan Arap Baharý ve Suriye’deki iç savaþ derken, aslýnda fiili anlamda yeni bir harita deðiþimine tabiyiz. 1992’de Kuzey Irak’taki Kürt yapýsalýnýn kurulmasýyla birlikte deðiþimi hýzlanan bu haritanýn, parçasýydýk zaten. Kobani hamlesi, Rojava rüyasý, hatta bizde açýlan Hendekler, rastlantý deðil, Suriye’nin kuzeyinde el birliðiyle tamamlanmak istenen bir Kürt yerleþim þeridi var, hýzla süren bir etnik temizliði seyrediyoruz hepimiz...

Bunun Türkiye’deki yansýmasý nedir? Etnik temizliðin bile yetersiz kaldýðý, kendileri gibi düþünmeyen Kürtlerin bile imhasý anlamýný taþýyan kanlý bir pratikten geçiyoruz. Yasin Börü dahil 54 kiþinin feci þekilde hayatýný kaybettiði ‘’serhildan’’ kalkýþmasýný müteakip, geçtiðimiz gün 16 kiþiye mezar olan o ibretlik koca çukur, meselenin Kürt Halkýnýn Haklarý olmadýðýný gayet aþikar ediyor.

Bir Kürt isyanýyla karþý karþýya deðiliz anlayacaðýnýz. Terziler böyle istediði için böyle dikilen bir elbisenin içindeydik, Terziler böyle istediði için böyle biçilmekte olan bir baþka elbiseyi bekliyoruz...

***

AK Parti, epey hararetli günlerin ardýndan Kongreye gidiyor. Siyaseten bir içtihat; seçim kazandýðý halde Genel Baþkanýný deðiþtirme gereksinimi duydu parti. Ýçtihad adý üzerinde, yeni bir yol, bir yanýyla þimdiye kadar biriktirilmiþ tecrübelere basar içtihad, ama orada duraksamaz, vektörel bir açýyla sýçrar, anlam birikimini yeni bir mecraya, dönüþtürerek aktarýr. Vektörel deðil de, direktse bu sýçrayýþ, ona içtihat deðil, devrim diyoruz zaten.

Lakin bu siyasi içtihadýnda yeni bir ismi deðil, 94 seçim zaferinden itibaren baþarýlý icraatlarýyla tanýnan Binali Yýldýrým’ý tercih etti AK Parti. Eski’de sýnanmýþ, zor koþullarda tarihdaþlýk edilmiþ siyasi tecrübeyi önemsediðini gösteriyor bu hal... Uyum, senkronizasyon, en az baþarý kadar önemli diyor bu içtihat. Aslýnda sünni siyasetin maslahatý, asayiþi ve terakkiyi önceleyen bakýþ açýsý da denebilir buna.

AK Partide bir “oðul verme” yaþanýr mý bu yüzden, diye soruyorlar. Bizim Sünni siyasetnamelerimizde yol deðildir bu. Ýsyanlarýn ne bahasýna olursa olsun bayraklaþtýrýldýðý deðil, isyanlarýn ne bahasýna olursa olsun bastýrýldýðý zorlu bir tarihten geliyoruz.(tasviben deðil tesbiten  zikrediyorum) Ecevit’in Ýnönü’den kopuþu, Erdoðan’ýn Erbakan’dan ayrýlýþý gelebilir aklýnýza. Ama her ikisi de siyasal içtihattý, devrim deðil, kendi içinde yenilenmeydi...

Davutoðlu ile Yýldýrým arasýndaki devir daime de böyle bakmak gerekiyor.
 

Okuma Önerisi: 

Dört Halifeden Vecizeler Sözlüðü’’, Mehmet Yýlmaz, Þule Yayýnlarý...