“Süper güç” olmanın mirası...

Sovyetler Birliği’nin son lideri Gorbaçov henüz 10 aydır Kremlin’de oturuyordu, 1986 yılının ocak ayında, dönemin Maliye Bakanı Alptemoçin ile Moskova’ya gittik. Heyette, Çetin Altan var, ‘60’lı yılların sonlarında yazdığı sol makaleler ve TİP’in milletvekillerinden biri olması nedeniyle, Moskova’ya dönük gözlemlerine önem veriyorum. Karşımızda, yıkılmakta olan bir imparatorluğun zor nefes alan başkenti duruyor... Görüşlerimi paylaşıyorum, hak veriyor fakat hiç unutmadığım şu sözlerle tamamlıyor: “Unutma, bir devletin tarihinin bir noktasında süper güçlük varsa, o devlet yıkılsa da yerine gelende o gelenek devam eder ve bir gün mutlaka kendini gösterir...”

Bu sözler, özellikle, kendi ülkemin reflekslerini iyi anlamam açısından önemli oldu.

Ülkeme, döneceğim ama, önce Almanya ve Rusya...

Putin neyi sergiliyor?..

Batı medyasında dikkati çeken bir makale yazmak için kolay formül var bugünlerde: Putin’in Ukrayna politikasından söz ederken araya Hitler’i sıkıştırmak...

Rusya’nın muhalif blog yazarları Soçi Kış Olimpiyatı’nı Hitler’in 1936 Berlin Olimpiyatı’na çoktan benzettiler. Putin’in Kırım’ı ilhak edip, Ukrayna’nın doğusundaki Rus nüfuslu dört bölgeye ve Moldova’nın Transdinyester bölgesine göz diktiğini sergilemesi, üstelik, “Nerede Rus yaşıyorsa, onların güvenliğinden ben sorumluyum” demesi Hitler’in 2.Dünya Savaşı öncesinde Çekoslovakya’ya ait Alman nüfusun yaşadığı Sudeteland ve devamında Avusturya’yı ilhak etmesine benzemiyor mu?

Benim derdim tarihin kulislerinde dolaşmak. Neden, Putin, Kırım’da 19’ncu yüzyıl refleksi sergileyip, bir de bunu, 9 Mayıs’taki Zafer Günü’nde Rus ordusunu Kızıl Meydana doldurarak 20.nci yüzyıl gösterisiyle taçlandırdı?

Aslında, Hitler’i iktidara taşıyan ana düşünce, Alman halkının 1919 tarihli Versay Anlaşması ile kendisini aşağılanmış hissetmesiydi. Putin’in son açıklamalarından anladığımız Rus halkının 1991 yılında Sovyetler Birliği dağılırken benzer ruh hali içine düştüğüdür. “1991’de zorunlu sineye çekmek zorunda kaldığımız yıkımları bugün tamir etmek durumundayız” cümlesi bunu gösteriyor.

Almanya’nın bugün Hitler’in tanklarıyla girdiği her ülkenin ekonomisinde söz sahibi olan bir Avrupa gücüne dönüşmesi, Rusya’nın 20 yıllık bir aradan sonra “nerede kalmıştık” demesi bir tesadüf olabilir mi?..

Gazi’nin önemi...

Türkler’in de, Alman veya Ruslar kadar ağır yıkımlar yaşadıkları bir gerçek. 1912-1919 arasındaki çileli yedi yıldan söz ediyorum. Balkanlar’ın kaybı, Birinci Dünya Savaşı,  imparatorluğun yok olması ve  işgal... Alman ve Ruslar’ın başına iki de bir bela olan o “aşağılanmışlık” duygusundan Türkleri kurtaran Gazi Mustafa Kemal kuşkusuz... 1919-1922 arasındaki Kurtuluş Savaşı’nın sağladığı yüksek ulusal moral olmasa, son yüzyılımız, sürekli, “nerede kalmıştık” sorusunu yanıtlamanın telaşı ve “intikamcı” arayışlarla heba olacaktı.

Erdoğan ve Davutoğlu...

Davutoğlu’nun Suriyeli Türkmenler’ e yaptığı konuşmada, o, bir dönemin süper gücünden miras genetik kodları hissetmek mümkün: Biz üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Hiç merak buyurmayın, değil siyasi hayatım, biyolojik hayatımız da söz konusu olsa yani ömrümüz, hayatımızı riske etmek gerekse de Suriye halkını ve Suriye Türkmenlerini yalnız bırakmayacağız. Ankara’da Suriye rejimini savunanlar, Türkiye’nin yardımını engellemeye çalışanlar da bilsinler ki adları tarihe Suriye rejiminin zalimleri ile yan yana yazılacak.

Dünyanın en güçlü devletlerinin İsrail’in şerrinden uzak durmaya çalıştığı bir çağda Erdoğan’ın Peres’e söylediği “one minute”ün tekrarı aslında bu sözler. Öyle ya, Mısır ve Suriye’de Akif’in sözleriyle “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın” tüm unsurları karşımızda görünüyor... Veya, Ankara’ya gelip, Alman İmparator 2.Wilhelm tavrı sergileyen  Cumhurbaşkanı Gauck’a verilen hızlı yanıtın zemini aynı...

Türkler, ekonomisi ve demokrasisini güçlendiren cumhuriyet anlayışına 1. Dünya Savaşı’nın sonunda karar verdiler. Almanlar ve Japonlar’ın bu kararı vermesi için ne yazık ki 2. Dünya Savaşı’nın yıkımını yaşamaları gerekti.

Merakım şu...

Ruslar, umarım, güçlü ekonomi-güçlü demokrasi hattında gelişmek ve ordularını komşularına tehdit aracı kullanmama kararı için yeni bir yıkım yaşamazlar...