Süreç, normalleþme ve parazitler

Çözüm sürecinin baþarýyla ilerlemesi sadece iç barýþýmýzý ve toplumsal bütünlüðümüzü perçinlemiþ olmayacak ayný zamanda her alanda ciddi normalleþmeler saðlayacak... Silahýn deðil siyasetin öne çýkmasý, demokrasiyi güçlendirerek kronik sorunlarýmýzýn geride býrakýlmasýna zemin hazýrlayacak; toplumsal ve siyasi müzakere yöntemiyle baþ edemeyeceðimiz hiçbir meselemizin olmadýðý daha iyi görülecek...

Doðu ve Güneydoðu Anadolu bölgelerinde yaþanacak normalleþme, sadece silahlarýn býrakýldýðý son aþamadan sonra deðil, süreç boyunca kendisini hissettirecek... PKK’nýn silahlý unsurlarýný Türkiye dýþýna çýkarmasý, bölgenin siyasi, sosyal ve ekonomik iklimini önemli ölçüde deðiþtirecek...

Aslýna bakarsanýz PKK henüz Türkiye dýþýna çýkmaya baþlamadan bu normalleþmenin iþaretleri görülmeye baþladý. Çatýþma riski sebebiyle gidilemeyen bölgelere düzenlenen turistik gezilerden tutun da uluslararasý ve yerel sermayenin bölgeye daha fazla ilgi göstermeye baþlamasýna kadar birçok alanda bir ‘rahatlama’ göze çarpýyor. Bölgenin gerilim ve stres eþiði oldukça düþtü, umut ve beklenti çýtasý oldukça yükseldi...

Bu olumlu havaya raðmen bazý ‘risk faktörleri’ne de dikkat çekmek durumundayýz.

Örgütün ‘eylemsizlik kararý’ her alanda ve en geniþ kapsamda olmalýdýr.

Doðrudan silahlý terör eylemleri kadar tehlikeli ve riskli olan husus, farklý þekillerde kendisini gösteren þiddet, baský ve tehdit sarmalýdýr. Dicle Üniversitesi’nde yaþanan olaylar bir ‘hakimiyet mücadelesini’ ortaya koyuyor. Örgüt yýllardýr silahla oluþturmaya çalýþtýðý hakimiyet alanlarýný yeni dönemde kaybetmek istemiyor.

PKK ve uzantýlarý, Türkiye’yi terk etmeyle birlikte bölgede kendilerince oluþacak boþluðu doldurmak için þiddet ve tehdit barýndýran baþka yol ve yöntemlere baþvurmamalýdýr.

ÖSB diye adlandýrýlan unsurlarýn þehir merkezlerinde giriþeceði þiddet eylemleri (veya TAK gibi taþeron örgütlerin terör eylemleri) bu sürece açýk sabotaj anlamýna gelir. Geçen hafta Cizre’de yurt ve camiye atýlan molotoflar, bazý þehirlerdeki araç yakma eylemleri vs süreci zehirlemekten baþka anlam taþýmaz.

BDP’liler üniversitedeki olaylarý veya diðer molotoflu saldýrýlarý ‘provokasyon’ olarak niteliyor. Provokasyon kýþkýrtma ve sabotaj anlamýna gelir.

Diðer bir sýkýntýlý konu, örgütün Türkiye dýþýnda silahlý varlýðýný devam ettirebileceðine yönelik niyetler veya ifadelerdir. Aysel Tuðluk’un “Suriye’de bir süre daha silahlý, Ýran’da yakýn gelecekte tekrar silahlý” sözü, örgütün sadece Türkiye’deki faaliyetlerini durduracaðý, Kandil’de veya baþka alanlarda silahlý mücadeleye devam edeceði izlenimi uyandýrmaktadýr. Bu yaklaþým da doðrudan sürece meydan okumak anlamýna gelir.

PKK’yla baðlantýlý bir kýsým yapýlarýn bazý eylemleri veya söylemleri bizim de eleþtiri ve uyarýlarýmýza sebep oluyor. Bunlarý sürece duyulan güveni azaltmaya yönelik deðerlendirmeler olarak göstermeye kalkmak saptýrma ve çarpýtma olur.

Bu sürecin sahibi olan AK Parti iktidarý gövdesini taþýn altýna koymuþ ve büyük bir cesaretle bu süreci baþlatmýþtýr. Sürecin selametle ilerleyebilmesi için ortaya konulan duyarlýlýklar baþka taraflara çekilmemelidir.

Örgütün eylemsizliði de sözde olmamalýdýr, diðer aþamalardaki uygulama ve hareketleri de...

‘Silah deðil demokratik siyaset dönemi’ denilince her alandaki mücadelenin hukuka, demokrasiye ve toplumsal barýþa uygun þekilde gerçekleþmesi gerekir. Þehirlerde farklý rüzgarlar estirmek isteyen mafyatik yapýlar, çeteleþmeler, baþka türlü þiddet ve baský odaklarý gibi hastalýklý yapýlara ve parazitlere kesinlikle müsaade edilemez.