Suriye konusunda algý ve gerçek

Politikada en büyük hata hatanýn kabul edilmemesidir. Ne demek istediðimi anlamak için, geçmiþine toz kondurtmayan, uzun iktidarýnda yapýlmýþ hatalý uygulamalara aradan yarým asýr geçtiði halde bugün bile sahip çýkan CHP’ye bakmak yeterli.

Ancak bugün konum CHP deðil, Ak Parti; daha doðrusu Ak Parti’nin Suriye politikasý...

Biliyorum, Ak Parti yetkilileri Suriye politikalarýnýn yanlýþ olmadýðýnda ýsrarlýlar. Ben de onlar gibi düþünüyorum aslýnda. Doðru ve ilkeli bir politik çizgi izlendi Suriye konusunda; o politikanýn tespitine yarayan varsayýmlar doðru çýkmasa da... Bugün de ayný ilkeli çizgiyi sürdürüyor Türkiye...

Onlar ve ben böyle düþünüyoruz da ne oluyor? Önemli olan bizlerin deðil halkýn ne düþündüðü. Eminim, halkýn Suriye politikasýndan duyduðu memnuniyetsizlik, Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn sýk sýk yaptýrdýðý kamuoyu yoklamalarýna da yansýyordur... Halkýn algýsý önemli ve algý da maalesef ‘hata’ yapýldýðý yönünde...

‘Hata’ olarak algýlanan, Türkiye’nin konuya çok fazla müdahil olduðu görüntüsü... Baas yönetimiyle Suriye’ye arka çýkan ülkelerin Ankara’nýn mesajlarýna verdiði cevaplardan huzursuz millet... Ayrýca sýnýra yýðýlan mültecilerin kaldýklarý kamplara sýðamaz hale gelmeleri... Sýnýrlardan iki taraflý geçiþlerin artmasý... Silâh trafiðine ek olarak Suriyeli olmayan unsurlarýn savaþmak için Türkiye topraklarýný kullanmasý... Bu yoldaki haberler de insanlarýn canýný sýkýyor...

En yüksek perdeden “Hatay asla Peþaver deðildir” diyoruz demesine, ancak Afganistan’da Sovyet istilâsý sonrasý baþgösteren savaþ yüzünden komþu Pakistan’ýn düþtüðü durumu bilenleri iknada zorlanýyoruz. Yerli-yabancý propaganda unsurlarý, hepsi birarada, ülkemizde ‘Sünni-Alevi’ ayrýþmasýný kaþýyor.

Ýzlenen ‘politik çizgi’ hatalý olmadýðý için itirazlar ve eleþtirilere aldýrmýyor hükümet; Baþbakan Erdoðan en sert sözlerini Suriye politikasýný eleþtirenler için sarf ediyor. Dýþiþleri bakaný Ahmet Davutoðlu katýldýðý uluslararasý platformlarda ülkemizi yalnýz býrakan müttefikleri kýyasýya suçluyor.

Burada durup soru-cevap faslýna geçebiliriz:

Sonuç? Sonuçta ‘hatasýz’ Suriye politikasý halkýn önemli bir bölümü tarafýndan ‘hatalý’ görülüyor. Uluslararasý medya keþfettiði yumuþak karný gýdýklayýp durdukça hata algýlamasý daha da büyüyor.

Ne yapýlmalý? “En büyük hata hatanýn kabul edilmemesidir” tezinin sahibinin bu soruya vereceði cevap belli: Önce hatayý kabul edeceðiz ve politikayý deðiþtirme yolunda adýmlar atýldýðýný hissettireceðiz.

Önce cirit attýðý söylenen yabancý ajanlara bölgeyi kapatýp sayýlarý her gün artan mülteciler konusunda BM Mülteciler Yüksek Komiserliðini (UNHCR) kamplarýn yönetiminde görünür kýlmak þart. Kamplara sýzmýþ Suriyeli olmayan kiþiler varsa onlarý geldikleri yere gönderip sýnýrlarýmýzý yol geçen haný olmaktan çýkarmak da... ‘Silâh trafiði’ deniyor ya, onun gölgesine bile müsamaha etmemek...

En kýsa yoldan çözüm, Suriye’nin yalnýzca Türkiye’nin sorunuymuþ gibi algýlanmasýný engellemektir. Özgür Suriye Ordusu savaþacaksa savaþsýn, ama silâhlarýnýn bizden geçmediði bilinsin. Savaþmaya gelenler baþka ülkelerden Suriye’ye geçsin. Türkiye’ye sýðýnanlara da BM adresi gösterilsin.

Türkiye, aradan çekilip taþýn altýna ellerini koymaya baþkalarýný mecbur býrakarak, belki de istediði sonuca daha çabuk eriþebilir.