Suriye politikamýz deðiþti mi?

Türkiye’nin karadan tankla, havadan F16’larla ÖSO güçlerini destekleyerek yürüttüðü Fýrat Kalkaný Harekatý sekizinci gününde. 

Cerablus’un DAEÞ’ten temizlenmesinin ardýndan YPG’nin Münbiç’ten çýkartýlmasý ve DAEÞ’in Fýrat’ýn batýsýndaki merkezi sayýlan El Bab’ýn alýnmasýna odaklanýlmýþ durumda.

Türkiye, 20013’ten bu yana Suriye’deki süreçten tedrici olarak dýþlandý. Buna paralel olarak, Suriye’nin kuzeyinde giderek Türkiye’nin sadece sýnýr güvenliðini deðil bütünlüðünü de tehlikeye atma istidadý taþýyan bir vasat oluþtu.

Hem Birleþmiþ Milletler hem NATO üyeliðimizin garanti altýna aldýðý sýnýr güvenliðimizle ilgili ciddi endiþeler oluþmuþtu. Türkiye’nin buna seyirci kalmasý düþünülemezdi. Ancak süreç içinde yaþanan kimi hadiseler adeta Türkiye’nin elini konulu baðladý ve kendisine yönelik saldýrýlar karþýsýnda savunma hamleleri yapma imkanýný dahi elinden aldý. Rus uçaðýnýn düþürülmesi hadisesinde bunu çok net gördük.

Çok önemli bir etken de, ülke güvenliðini emanet ettiðimiz, askerimiz zannettiðimiz FETÖ hainlerinin Suriye konusunda Türkiye’nin aleyhine ne varsa yapmalarý, Türkiye’nin deðil ABD’nin Suriye’deki emellerini gerçekleþtirmek üzere hareket etmeleri oldu.

Bu tehlikenin bertaraf edilmiþ olmasý þu anda Türkiye’yi Suriye’de görebilmemizi saðlýyor. Ve bu bile 15 Temmuz’da Türkiye’nin ne büyük bir belayý def etmiþ olduðunu fazlasýyla anlatýyor.

***

Cerablus operasyonunun baþlayabilmesinin doðrudan bizimle alakalý taraflarý olduðu gibi ABD’nin açýkça PYD devletinden yana olduðunun ortaya çýkmasý da önemli bir etken kanýmca. Rusya ve Ýran’ýn Suriye’nin bütünlüðü konusunda Türkiye ile ayný pozisyonu paylaþmalarý, en son Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuþ’un da ifade ettiði gibi Suriye rejiminin de Rusya dolayýsýyla operasyondan haberdar olmasý aslýnda PYD ve DAEÞ dýþýnda Cerablus operasyonuna çok da ciddi bir itirazýn olmadýðý, olmayacaðýný gösteriyor.

ABD’nin “PYD’ye yardým etmek” ÖSO’ya da “yardým ediyor gibi yapmak” þeklinde biçimlendirdiði Suriye politikasýnýn neye mal olduðu ise ortada. Birbirine karþý savaþma kabiliyeti olan tüm aktörlere ayný anda yardým etmek, ABD’nin günün sonunda kim kazanýrsa kazansýn, kazanan olmasýyla alakalý deðil sadece. Tüm taraflarýn kaybeden olmasý üzerine kurulan bir oyundan bahsediyoruz burada.

Türkiye’nin Cerablus ile baþlayan ve Halep’e kadar olan bölgede Fýrat’ýn batýsýný DAEÞ’ten ve PYD’den gerçek anlamda temizleyecek olan hamlesi, bugüne kadar DAEÞ ile yapýlan yalandan mücadelenin hangi karanlýk hesaplarý gizlediðini de ortaya sereceði için önemli. 

***

Suriye’de ABD federatif bir yapýdan söz ediyor. Bunun anlamý net. Sanýldýðý gibi ABD’nin PYD’ye gösterdiði teveccühün tek sebebi, karada DAEÞ ile mücadele edecek YPG’den baþka bir güç bulamamasý deðil... Yani Suriye masasý kurulduðunda ABD o masaya PYD adýna oturmuþ olacak ve PYD’nin DAEÞ’e karþý savaþan unsur olmasýný bir pazarlýk sebebi olarak ortaya koyacak.

Peki Suriye’nin bütünlüðünden yana olmayan yani Suriye’yi parçalanmaya götürecek bir unsur olarak savaþan baþka kim var? Tabi ki DAEÞ. Þu anda Suriye’nin parçalanmasý ve kendi mezhebi-etnik ideolojik devletlerini isteyen iki unsur PYD ve DAEÞ. Ve ABD de aslýnda son üç yýldýr izlediði Suriye politikasýyla bu iki örgütün amaçlarýyla örtüþecek þekilde parçalanmayý temin için çalýþmakta.

Türkiye’nin bundan sonra yapacaðý þey sadece kendi sýnýr güvenliði ile ilgili olmayacak. Suriye masasý kurulduðunda Suriye’nin bütünlüðünü savunan aktörleri desteklemeye dönük bir politika izleyecek. Bunun için de ÖSO güçlerinin sahadaki üstünlüklerini temin çok önemli. Çünkü sahada kim üstünse masada onun aðýrlýðý oluyor. 

Ez cümle, Türkiye’nin Suriye politikasýný baþtan aþaðý deðiþtirdiðine dair tespitler, Cerablus hamlesiyle tashih edilmiþtir.

Geri adým atanlar ya da atacak olanlar, baþta ABD olmak üzere Türkiye dýþýndaki tüm aktörlerdir.