Dikkat etmiþsinizdir son zamanlarda yaþanan her PKK saldýrýsýnýn ardýndan hükümet dört farklý þekilde suçlanýyor. Ýlki istihbarat zafiyeti ile ilgili ve anlaþýlabilir. Çünkü nasýl olup da yüzlerce insan yer deðiþtirirken, karakollara yaklaþýrken görülmüyor anlamak zor. Her saldýrýnýn arkasýnda Ergenekoncu komplosu aramak da çok gerçekçi gelmiyor.
Belli ki bir zafiyet var ve bu zafiyet de PKK tarafýndan suiistimal ediliyor. Zafiyetin giderilmesi için tartýþýlmasý ve askeri yatýrýmýn yapýlmasý gerekiyor. Sorun insansýz uçaksa hükümet insansýz uçak almalý, baþka bir eksik varsa onlar da bir an önce giderilmeli. Ama hepsinden önemlisi kamuoyu bu konuda detaylý olarak bilgilendirilmeli.
***
Ýkinci eleþtiri Kürt sorununun çözümüyle ilgili. Kabaca deniyor ki hükümet Kürt sorununu çözmüþ olsaydý, þimdi þiddet olmazdý, insanlar ölmezdi. Bu eleþtiride de kabul edelim ki doðruluk payý var. Kürt sorunu çözülebilmiþ olsaydý, PKK silah býrakmaya ikna edilmiþ olsaydý, þiddet en azýndan bu boyutta yaþanmazdý. Þiddetin meþruiyeti azalýrdý.
Ancak bu eleþtiride sadece doðruluk payý var. Çünkü bunu söyleyenler hangi çözümün PKK’yý tatmin edeceðini, onlarý silah býrakmaya neyin götüreceðini, deðiþen Ortadoðu jeopolitiðinde kimin neye ve ne zaman razý olacaðýný aslýnda bilmiyor.
Bu bakýþ açýsýný benimseyenler PKK liderliðini edilgen olarak görüyor, propaganda amacýyla ya da konjonktüre uysun diye yapýlan açýklamalarý PKK’nýn siyasetinin temel verisi þeklinde kabul ediyor. Varsayýmlar üstünden siyasi tespitlerde bulunup Türkiye’nin demokratikleþme yolunda atacaðý adýmlarýn onlarý tatmin edeceðini düþünüyor.
Üçüncü eleþtiri hükümetin gereken tepkiyi vermediði, Kuzey Irak baþta olmak üzere terörün kaynaðýný kurutmaya kalkýþmadýðý yönünde. Bu da ilk bakýþta kulaða hoþ gelen ve insanýn gönlünü okþayan bir þey. Çünkü diyorsunuz ki “aslýnda biz bunu yaparýz ve terörün kökünü kazýrýz ama ne yazýk ki iktidar istemiyor”. Bir istese sorun çözülecek.
Oysa belki sorun daha da içinden çýkýlmaz hale gelecek, siyasileþecek ve uluslararasýlaþacak. Sýnýr aþan bir müdahale askeri anlamda baþarýlý olsa bile siyasi anlamda baþarýsýz kalacak, sorunun çözümüne, terörün bitmesine yol açmayacak. Toplumsal çatýþmaya dönüþecek. Belki de Türkiye giriþeceði kapsamlý bir müdahale sonrasýnda kaldýramayacaðý kayýplarla karþýlaþacak.
Son eleþtiri ise hükümetin izlediði Ortadoðu siyasetine iliþkin. Ýddia ediliyor ki Türkiye Suriye konusunda bu kadar aktif bir tutum takýnmasaydý, silahlý ve silahsýz muhalefeti desteklemeseydi, PKK terörü bu denli azmazdý. Baas rejimi PKK’yý desteklemeyeceði için Hakkari’deki saldýrýlar yaþanmazdý.
Doðrudur, Baas ne Suriye Kürtleri ile ittifak kurar, ne de PKK’ya askeri destek verirdi. Ama PKK rahat durur muydu, jeopolitik haritadaki deðiþimden kendine pay çýkartmaz mýydý, baþka aktörler PKK’yý kullanmaya ya da ona hareket alaný saðlamaya kalkmaz mýydý bence karar vermeden önce bunlarýn da üstünde düþünülmesi gerekiyor.
Bildiðiniz gibi Türkiye ayný kaygýlarla 1991’de hareketsiz kaldý, 1 Mart 2003 Tezkeresi sonrasýnda bölgede siyasi inisiyatif üstünlüðünü baþkalarýna býraktý. Þimdi bir kez daha ayný þeyin yapýlmasý ve tarihin akýþýnýn önünde deðilse bile dýþýnda kalýnmasý PKK sorununun çözümüne ne denli yardýmcý olurdu düþünmek gerek.
***
Ancak þurasý gerçek ki Kürt sorununun bir an önce çözülmesi ya da yönetilebilir ve demokrasi içinde tartýþýlabilir boyutlara taþýnmasý þart. Bir de bizim PKK gerçeði ile yaþamaya alýþmamýz, bu örgütü propaganda veya insani tarafý aðýr basan gazetecilik kitaplarý ötesinde tanýmamýz, ayrýca eleþtiriye tahammüllü olmamýz, çözüm için çalýþanlarýn önünü týkamamamýz gerekiyor.
Ýnsan bazen yazýlanlarý okurken “hýrsýzýn hiç mi suçu yok” diyesi geliyor. Çünkü kimisi hükümeti, kimisi hükümeti eleþtirenleri, kimisi de soruna çözüm bulmaya çalýþanlarý eleþtiriyor. Sorun Amerika’ya, Rusya’ya, Kuzey Irak’a, Baas rejimine ihale ediliyor. Ali Bayramoðlu gibi çözüm üretmeye gayret edenler suçlanýyor. Þiddeti siyasetin yöntemi olarak seçen PKK unutuluyor...