Bu soruya mutmain bir þekilde “evet” diyen kimse yoktur herhalde. Birleþmiþ Milletler’in 1 Ocak için aldýðý kararýn muhalefeti çerçevelemek, istenmeyen aktörleri Suriye’nin geleceðinden dýþlamak dýþýnda bir anlamýnýn olduðunu düþünen aklý baþýnda kimse de bulamazsýnýz.
Ne acý ki biz bu filmi defalarca izledik. Irak’ý Suriye’ye, ikisini birden Afganistan’a baðlayan þey senaryonun da senaristlerin de neredeyse ayný olmasý.
Barýþýn asgari þartý taraflarla yapmasýdýr. Taraflardan bir kýsmý masada yoksa zaten o bir barýþ ya da çözüm deðildir. Ortadoðu’nun kaderini belirleyen de vekalet savaþýnýn aktörlerinin bu seçmeci halleri. Masayý, tahkim etmek üzere deðil hemen devrilebilmesine imkan verecek þekilde eksik ayaklarla kurmaya çalýþmalarý. Sonra da Afganistan ve Irak’ta olduðu gibi kendileriyle iþbirliði yapan tarafý oraya jandarma olarak oturtmalarý. Kendilerine vali tayin etmeleri...
2003’te ABD’nin Irak’ý iþgaliyle baþlayan savaþ hala devam ediyor. Irak savaþý Suriye’ye eklendi. Ýki ülkenin de adý kaldý sadece.
2016, Suriye’nin, Irak’ýn ve tüm Ortadoðu’nun tanzim ve pay edildiði ve sömürge valilerine emanet edildiði Sykes-Picot’nun 100 yýlý. “Ortadoðu’dan hevesi kaçtý” yorumlarý yapýlan ABD ise aslýnda yeni dizaynýn baþ aktörlerinden.
Soðuk Savaþ’ýn bittiðinin ispatý olan bir savaþ seyrediyoruz. Bu öyle bir savaþ ki Soðuk Savaþ’ýn iki büyük gücü ayný cephede omuz omuza savaþýyor. ABD ve Rusya yeni Sykes-Picot’ya birlikte ebelik yapýyor.
Yaný baþýmýzda olan bitenlerin PKK marifetiyle Türkiye’ye de sýçratýlmaya çalýþýldýðý ortada. Buna güç yettiremeyecek olsalar da asýl amaç belli ki Türkiye’nin bölgesel aktör olmaktan çýkartýlmasý, dibinde kurulacak bir PKK yapýlanmasýna razý edilmesi.
Korunaklý muhitlerde yapýlan dizaynlarýn tutmadýðýný Afganistan ve Irak örneði gösterdi. Önce Ýngiltere’nin sonra Rusya’nýn sonra ABD’nin savaþ alanýna çevirdiði Afganistan’da yerli direniþi marjinalleþtiren ve “cihadçý” diyerek terör kategorisine sokan akýl, Irak’ta Þii mezhepçi bir yönetim inþa ederek Sünni kesimin ordudan, siyasetten, toplumsal hayattan dýþlanmasý suretiyle DEAÞ’e müzahir bir hale getirilmesine sebep oldu.
Þimdi Suriye’de de aynýsý yapýlýyor. Kendine muhalefet beðenen Rusya ve ABD çözüm diye belki savaþýn biraz seyreldiði ama aslýnda uzun yýllar sürecek yeni bir çatýþmalý dönemi mayalýyor Suriye’de.
Cihadýn müzmin tarihi
Suriye’de olan biteni, Irak’ý, Afganistan’ý, Pakistan’ý, El Kaide’yi Taliban’ý, Ýslam coðrafyasýndaki Batý karþýtý direniþi, Suriye direniþinin neden daha cephede ihtilafa düþtüðünü ve bugünkü içinden çýkýlmaz noktaya geldiðini, hülasa cihadýn içini dýþýný, kirini pasýný, mazlumluðunu dehþetini, haklýlýðýný haksýzlýðýný ve mütemadiyen tekerrür eden bu “büyük oyundan” çýkýþýn kodlarýný merak edenler için bir dizi kitap önereceðim.
Büyük Oyundan Dersler üst baþlýðýyla yayýnlanan beþ kitaplýk bir seri. Gerillalar Kontrgerillalar, Stratejiler Komplolar, Reisler Taliban’lar, Hücumlar Cürümler ve son olarak da Sünniler Þiiler. Kitaplarýn yazarý Bülent Tokgöz bir mücahid! Anlattýðý hikayenin bir parçasý. Ezbere konuþmuyor yani, anlattýklarý bu yüzden daha deðerli.
Kitaplarý okurken bugün cihad denilerek sergilenen pek çok eylemin cihad ile uzaktan yakýndan alakasý olmadýðýný, cihadýn mahrem tarihinin bir yönüyle de kirletilmiþ olduðunu anlýyorsunuz.
Büyük Oyundan Dersler tam da bugünlerde okunmalý. Tam da Sykes-Picot’un revize edilme arefesinde...
Bu coðrafyanýn direniþ hattýný kýrmanýn neden Batý ittifakýnýn kýrmýzý çizgisi olduðunu ve fakat bunu baþarmanýn neden imkansýz olduðunu anlamak adýna...
CIA yapýmý serilerin manipülatif özelliðini göz ardý edebiliyorsak bu serinin bir mücahidin kaleminden çýkmýþ olmasýný da tolere edebiliriz herhalde!