ABD ile Rusya, Suriye’de ateþkes saðlanmasý konusunda anlaþmaya vardýlar; üç gün sonra da bunun uygulanmasý öngörülüyor.
Neden hemen uygulanmýyor da üç gün bekleniyor diye düþünmeden edilemiyor. Kimbilir belki bu süre içinde epeyce “ateþ” edip, mýntýkalarý temizleyip sonra ateþkes ilan edilmesi uygun bulunmuþtur. Bu arada, adeta bir müjde gibi ateþkes sonrasýnda, ileriki aylarda, Suriye’de seçimlerin yapýlacaðý da duyuruldu. Seçim seçenekler arasýnda yapýlýr. Anlaþýldýðý kadarýyla, Esad seçeneklerden birisi olacak. Mesele, diðer seçeneklerin hangi partiler, gruplar ya da eðilimler olacaðýnýn belli olmamasýnda. Belki de Rusya ve ABD sadece ateþkeste anlaþmamýþlardýr. Bu iki güç kimleri seçenekler arasýna koyacaklarsa, onlar seçime girecek gibi.
Eðer ateþkes sonrasý seçim dizayný bu yönde yapýlacaksa, Suriye krizinin sadece bölgesel savaþa dönüþme ihtimali ötelenmiþ olur; Suriye her an yeniden patlamaya hazýr þekilde bekler. Diðer bir ifadeyle Afganistan örneðinde olduðu gibi, yeniden yapýlanma ve dönüþüm süreçleri hýzla devreye giremez; ancak dondurulmuþ sorunlarýn üzerine “çatýþmasýzlýk” esaslý bir idare kurulabilir. Adeta post-modern manda yönetimi gibi.
Kimin ateþkesi?
Tüm bu gelecek belirsizliðini tartýþmadan önce, belki öncelikle ateþkes konusunun ele alýnmasý gerekir. Ateþkes, kulaða hoþ gelen bir sözcük; ancak uygulamada her zaman içerdiði anlamý karþýlamýyor. ABD ile Rusya’nýn kimin ateþkesinden söz ettiklerini anlamak kolay deðil. Zira bir ateþkes olacak, ama el Nusra ve DAEÞ’le mücadele devam edecek. Yani ABD, Rusya, Esad güçleri ve hatta Ýran’a baðlý güçler “terörle mücadeleye” devam edecekler.
Peki savaþýn konusu neydi? Zaten çatýþmalarýn görünen nedeni ve taraflarý bunlar deðil miydi? Herkes hesapta DAEÞ’le savaþmýyor muydu?
Söz konusu ateþkes, anlaþýldýðý kadarýyla sadece ÖSO’nun rejimle olan mücadelesi için söz konusu; tabi Rusya onlarý da terörist saymýyorsa. Diðer bir ifadeyle bu, Esad ve Rusya güçleri ÖSO ve belki Türkmenlere ateþ etmeyeceði, onlarýn da silahlarýný kýnlarýna sokmalarý anlamýna gelebilir. Eðer böyle ise yine de þükür denebilir; ancak uygulamada farklý durumlarla karþýlaþýlabilir. Zira kimin kimi “terörist” sayacaðý belli olmuyor.
Bu tablodan anlaþýldýðý kadarýyla, PYD’nin de ateþkese taraf olmasý gerekmiyor; zira ABD ve Rusya açýsýndan PYD, DAEÞ’le mücadele eden bir yapý.
Ateþkes ittifaký
PYD’nin “DAEÞ’le mücadelesi” ateþkes ortamýnda ateþle devam edecek gibi gözüktüðüne göre bu ateþkes kimin için diye defalarca sormak gerekiyor. Üstelik ateþkesin kýsa bir süre için öngörüldüðünü de hatýrlamak gerekiyor. Kimbilir belki bu ateþkes lafý Türkiye’nin sýnýrdan yaptýðý atýþlarý ya da Ýran’ýn angajmanlarýný ima ediyordur.
Her ne olursa olsun, görüldüðü kadarýyla ateþkesin saðlanýp saðlanamayacaðý ya da kimler arasýnda olacaðý bu noktada önemli deðil gibi. Sanki ateþkes ilanýnýn yapýlabiliyor olmasý daha önemli. Diðer bir ifadeyle bu ilan, Münih’te yapýlan ve ateþkes ilan edilen toplantýyý ikame etme amacý taþýyor. Bu da, aslýnda Münih’te, yani baþka oyuncularla, Avrupalý oyuncularla yapýlmýþ olan uzlaþýnýn yerini alan bir uzlaþý. Kýsacasý ABD ve Rusya, Suriye’de bir gelecek tasarýmý olacaksa, bunun kaptanlarýnýn kendileri olduðunu ilan etme ihtiyacý duymuþlar.
ABD ve Rusya ateþkes kararýný ilan ederek bir anlamda risk almýþ oluyorlar; zira garantisi yok. Ateþkes süresinin kýsa düþünülmesinin nedeni de bu olabilir.