Suriye’de ölen sayýsý 100 bini aþmýþ durumda. Yaralýlarýn sayýsýný bilen bile yok. Milyonlarca insan ise evinden, yurdundan oldu... Buna karþýn ne ölenler ne de yaralananlar ABD’nin ve Avrupa’nýn umurunda deðil. Onlarýn derdi kimyasal silah kullanýlmamasý ve Ýsrail’in güvenliði...
Ýsrail’e ve Batý’nýn siyasi-iktisadi çýkarlarýna dokunmadýktan sonra Suriye’de iç savaþ Batý’nýn umurunda deðil... Hatta bu savaþý yararlý bulan Batýlýlar bile var. Bunu birkaç defa bu köþede dile getirmiþtik. Batý dünyasýnda Suriye iç savaþýný ve Mýsýr’daki darbeyi “dinsizin hakkýndan imansýz gelir, býrakýn birbirlerini kýrsýnlar” mantýðýyla seyredenler çok.
Geçenlerde bir Amerikalý bir stratejist New York Times gazetesinde “çýkarýmýz Suriye’de savaþýn devamýndan yana. Kim kazanýrsa biz kaybederiz. Aman savaþ devam etsin. Biz de devam etmesi için elimizden geleni yapalým” anlamýnda sözler sarf etmedi mi?
Rusya ve Çin ise bu savaþta Esad’ý ve Ýran’ý destekliyor. Rusya’nýn derdi Suriye’deki askeri üssünü korumak ve Müslüman dünyada müttefiklerinin sayýsýný arttýrmak. Kýsacasý, Rusya ve Çin için de Suriye’de kaç kiþinin katledildiðinin bir önemi yok. Rusya ve Çin’in kaygýsý da kimyasal silah kullanýlýp kullanýlmadýðý...
Özetleyecek olursak dünyanýn en büyük devletleri kitle imha silahlarý dediðimiz kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlar kullanýlmadýðý sürece, geleneksel yöntemlerle çoluk çocuk ne kadar çok kiþi öldürülürse öldürülsün Suriye için kýllarýný kýpýrdatmayacaklar, hatta iç savaþýn devamý için ellerinden geleni yapacaklardýr. Uluslararasý müdahale, taraflar birbirini tüketme noktasýna geldiðinde belki yeniden gündeme gelebilecektir. Suriye’de gelinen nokta budur...
Öte yandan Hizbullah ve Ýran Beþar Esad’ýn zaferini hýzlandýrmak istiyor. En son belgelere göre Suriye’de Ýran askerlerinin görev aldýðý kanýtlanmýþ durumda. Ayný þekilde Suudi Arabistan ve müttefikleri de muhalifleri desteklemeye devam ediyor. Tüketici, Suriye’yi bitirici bir savaþ tam hýz devam ediyor ve daha da edecek gibi görünüyor.
Suriye suçunu kabul etti
ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry’nin Rusya’nýn “kimyasal silahlarý teslim et, müdahaleden kurtul” önerisini kabul eden Suriye, bu kabulle kimyasal silah ürettiðini ve depoladýðýný açýkça kabul etmiþ oldu. Suriye Dýþiþleri Bakaný Muallim’in bu yöndeki sözleri itiraf gibiydi. Buna raðmen ABD ve genel olarak Batý bu sözlerden çok mutlu oldu... Þam yakýnlarýndaki kimyasal saldýrýyý Esad rejiminin yaptýðýný çok iyi bilen ABD, Rusya ve diðerleri bu olayý Suriye’nin kimyasal silahlarýndan kurtulmak için iyi bir þekilde kullandýlar...
Maalesef iç açýcý bir tablo çizemedim... Üstelik bu tablodan en kötü þekilde etkilenen ülke de Türkiye. 500 bini aþan mülteci ve Suriye’deki istikrarsýzlýðýn zaman zaman ülkemize taþmasý en büyük sorunlarý oluþturuyor. Bu olumsuzluklar nedeniyle Hükümeti eleþtirenler varsa da, sorunlarýn büyük bir kýsmý Türkiye dýþý unsurlardan kaynaklanýyor. Kýsacasý Batý, Suriye’deki iç savaþýn devamýnda ne kadar yarar görüyorsa Türkiye savaþýn uzamasýndan o kadar büyük zarar görüyor...
Suriye’de mevcut durumun devamý bizim için ve bölge için büyük bir felaket... Batý’nýn, Rusya’nýn, Çin’in ve bölgedeki bazý aktörlerin iki yüzlülüðü inkâr edilemez boyutlara geldi, ne var ki Türkiye olarak sadece gerçekleri haykýrarak bu soruna bir çözüm bulamayýz.