50’den fazla insanýmýzýn katledildiði Reyhanlý terör saldýrýsýndan sonra bazýlarý saldýrýnýn nedenini Türkiye’nin Suriye politikasýna baðladý. Sorulan soru Türkiye’nin Suriye’de iþinin ne olduðu þeklindeydi. Buna göre Türkiye, Suriye’nin içiþlerine fazla müdahale ettiði için böyle bir saldýrý ile karþýlaþmýþtý.
Bu tür açýklamalar terörü meþrulaþtýrmasýnýn ötesinde olsa olsa Suriye’yi hiç tanýmayan kiþilerin yorumlarý olabilir. Öncelikle Suriye ‘terör üstadý’ ülkelerden biridir. Hafýz Esad’ýn iktidara geldiði ilk günden bugüne kadar Suriye içeride ve dýþarýda ayakta kalmanýn en önemli araçlarýndan biri olarak terörü görmüþtür.
Baþka bir deyiþle Suriye’nin teröre baþvurmasý için içiþlerine karýþmanýz gerekmez. Nitekim Suriye son 40 yýldýr Türkiye’deki hemen hemen tüm terör örgütlerini desteklemiþtir. PKK uzun yýllar Suriye istihbaratýnýn yan kolu gibi çalýþmýþtýr, Abdullah Öcalan uzun yýllar örgütü Þam’daki evinden yönetmiþtir.
Suriye, Ermeni terörünün de en önemli destekçilerinin baþýnda gelmiþtir. Ayný þekilde sol terör örgütleri de Suriye tarafýndan desteklenmiþ, sol terör örgütlerine lojistik desteðe ilaveten maddi manevi her türlü katký saðlanmýþtýr.
Suriye’nin terör karnesi sadece Türkiye’ye karþý deðil, diðer ülkelere karþý da bir hayli kabarýktýr. Örneðin Lübnan’da Suriye’yi anmadan terör tarihini yazmak imkânsýzdýr. Suriye on yýllar boyunca bölgesinde pek çok suikastý ve katliamý finanse etmiþtir.
Matruþkalar
Kýsacasý, Reyhanlý’daki terör saldýrýsýnýn arkasýndan Suriye’nin çýkmasýnda bir tuhaflýk yoktur. Suriye bu iþi Türkiye’deki taþeronlarýna, aþýrý sol bir terör örgütüne yaptýrmýþtýr. Ancak matruþkalarý sadece bu ikisinden ibaret saymak yanýltýcýdýr. Suriye ve Acilcilerin bu eylemde Ýran gibi üçüncü bir ülkeden istihbarat desteði alma ihtimalleri oldukça yüksektir. Zaten Esad rejimi þu günlerde Ýran’a danýþmadan, onunla iþbirliði yapmadan adým dahi atmamaktadýr. Bu ortak heyet Reyhanlý’da Acilciler’i kullandýysa, diðer yerlerde Hizbullah’ý ve Ýran baðlantýlý silahlý militanlarý kullanmaktadýr.
Matruþkalarýn en tepesinde ise en büyüðü var, yani Rusya. Rusya’nýn Suriye-Ýran ilgisinin yeni olduðu sanýlabilir. Oysa ki bu doðru deðildir. Ruslar en azýndan son 200 yýldýr Anadolu’nun güneyine sarkmak için bölge halklarý ile ilgileniyor ve Ýran gibi müttefikler bulmaya çalýþýyor. Suriye ile Türkiye’yi savaþýn eþiðine getiren 1957 Krizi’ni hatýrlarsanýz Rusya’nýn bölgeye yaklaþýmýnýn kýsa vadeli olmadýðýný daha iyi anlarsýnýz.
Herkes Suriye’de
Son olarak, Türkiye’nin Suriye politikasýnda ve sýnýr güvenliðinde deðiþikliðe gitmesi gereken hususlar olduðunu ben de kabul ediyorum. Bazý ince ayarlar þart belki de. Ancak ‘Türkiye’nin neden Suriye’nin içinde’ olduðu sorusu yanlýþ bir sorudur. Þu anda kim Suriye’nin içinde deðil ki? Ýran, Hizbullah, El Kaide, Irak, Suudi Arabistan, Katar, ABD, Rusya ve diðer birçok bölgesel ve küresel güç Suriye’de.
Böyle bir ortamda hiç kimse Türkiye’nin Suriye ile ilgilenmesini yadýrgayamaz. Belki asýl sorun Türkiye’nin Suriye’de olmasýnda deðil, yeterince olamamasýndadýr. Türkiye-Suriye sýnýrýnýn anlamsýzlaþtýðý þu günlerde Türkiye, güvenlik hattýný daha güneylerde kurmak zorundadýr. Ancak bunu daha ustaca ve daha farklý araçlarla yapmak zorunda olduðumuz da açýkça görülmektedir.