Bilimsel açýdan bu sorunun yanýtýný bulmak hiç zor deðil. Sorun, bulunan yanýtýn siyasi arenaya ne þekilde taþýnacaðýnda.
Eðer kimyasal silah kullanýmý üzerine bir siyaset yapýlmayacaksa, BM uzmanlarý Suriye’yi araþtýra araþtýra bitiremezler, bulgulardan emin olamazlar, kaç kiþinin zarar gördüðünü tespit edemezler; ama raporlarýný hazýrlayýp BM’ye sunarlar. Bulgularýn kesin olmamasý, özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin karar almasýný imkansýz kýlar, bir devletin delil saydýðýný diðeri reddeder. Bu yolla hem devletler uluslararasý hukuk içinde kalmýþ olurlar, hem de yasaklý kimyasal silahlar üzerinden yeni bir siyaset üretmek zorunda kalmazlar. Klasik rekabetlerini bu belirsiz ortam hakkýnda pazarlýk yaparak sürdürürler.
Eðer kimyasal silah kullanýlmasý, üzerine siyaset inþa edecek bir gerekçe olarak benimsenecekse, o zaman yapýlan araþtýrma sonuçlarý dünya kamuoyuyla paylaþýlýr, kullanýlan kimyasalýn zararlý etkileri anlatýlýr, çok sayýda insanýn nasýl zarar gördüðü duyurulur. Dolayýsýyla kullananýn insanlýk suçu iþlediði konusunda kimsenin kuþkusu kalmaz.
Bu durumda kimyasal silah kullanan suçlu olurken, onu destekleyen de arkasýnda duramaz hale gelir.
Suçu kim iþledi?
Kimyasal silah kullanýldýðýnýn açýklanmasý halinde, artýk yeni bir siyaset söz konusu olur; zira ortada bir suç vardýr ve BM tam da bu tür suçlarýn önlenmesi için kurulmuþtur.
Ancak bu aþamada, suçun kim tarafýndan iþlendiðine karar vermek gerekir, zira ceza ona kesilecektir.
Suriye’de bir kaç olasýlýk bulunuyor. Ya Esad, aklýný kaçýrýp böyle bir karar almýþ; ya Esad’a raðmen rejimin güçlü isimleri bu adýmý atmýþ ya da muhalif gruplardan bazýlarý kimyasal silaha baþvurmuþ olabilir.
Mazluma bakarak zalimi tespit etmek her durumda kolay olmaz. Kimyasal silah maðdurlarýna bakýldýðýnda, sorumlunun Þam yönetimi olduðunu düþünmemek mümkün deðil. Ancak Esad’ýn suçlu ilan edilmesinin yolunu açan bu olayýn baþka yönleri de olabilir. Esad kendisini ipe götürecek bu kararý almýþ mýdýr, emin olmak zor. Kimyasal silah kullanýmý sonrasýnda rejimin devamý iyice tehlikeye girerken Suriye’nin de yabancý askerlerin müdahalesine açýlmasý söz konusu olur. Esad, içine düþtüðü çýkmazdan kurtulmak için yabancý güçleri ülkesine davet etmeyi planlamadýysa, yani Rusya ile ABD’yi açýkça karþý karþýya getirmeyi tasarlamadýysa, bu tür bir hata yapmazdý diye düþünülebilir.
Ceza ne olur?
Kim bilir, belki de suçlunun Þam yönetimi olduðunu düþünmemizi isteyenler, ABD’nin müdahale etmesini bekleyenler bu silahlarý kullanmýþtýr. Bununla birlikte her durumda zan altýnda olan Þam yönetimi olur, suçlu ilan edilir.
Son aþamada ise suçlunun cezalandýrýlmasý söz konusu olur. Ancak hatýrlayalým, Saddam Halepçe katliamý nedeniyle deðil Kuveyt’i ilhak ettiði için aðýr bedel ödemiþti. O sýralar arkasýnda duran bir büyük devlet de yoktu; ABD statükoyu deðiþtirmeye kalkana cezayý kesivermiþti. Suriye’de durum farklý. Esad, statükoyu korumaya çalýþýyor, deðiþtirmeye deðil. Þimdilik baþka ülkelere saldýrmadý, Rusya’nýn desteði de sürüyor. Dolayýsýyla Suriye’nin askeri bir müdahale ile cezalandýrýlmasý kolay deðil, bu Rusya ile ABD’nin askeri olarak karþý karþýya gelmesi demek olur. Bu süreç olsa olsa taraflarýn ne kadar ileri ya da geri gidebileceðini birbirlerine göstermesine yarar.
Þam yönetiminin zan altýnda kalmasýný saðlayacak deliller, ABD’ye diplomatik açýdan Rusya önünde hareket alaný açar. Bu da oyun masasýnda kartlarýn yeniden daðýtýlmasý demek olur. ABD müttefikleriyle kenetlenir, bilek güreþi zamana yayýlýr, Suriye’deki diðer ülke etkileri doðrudan ABD ile Rusya etkisine ikame edilir ve taraflar kendi destekledikleri kesimlere baský yaparlar. Olmadý, birlikte müdahale yaparlar. Sonuçta tüm Suriyeliler farklý biçimlerde cezalandýrýlmýþ olurlar.