Coşkun BAŞBUĞ
Coşkun BAŞBUĞ
coskun.basbug@star.com.tr
Tüm Yazıları

Suriye'de Türkler

Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ve terör örgütü SDG'nin sözde lideri Ferhat Abdi Şahin imzaladıkları mutabakatla Suriye'de yeni bir dönemin kapısını araladılar.

Anlaşmanın zamanlamasına bakıldığında imzaların inanılmaz kritik bir anda atıldığını görüyorsunuz.

İçeriğine bakıldığında ise Türkiye ve Suriye'nin isteklerini kapsadığını anlıyorsunuz.

Ortaya çıkan manzara her şey yolunda gibi görünüyor ancak böyle de görünse işin esası süreç ihtiyatla yaklaşılması gereken bir süreç.

Zira hayati kırılmaların yaşanacağı bu süreçte sahanın nasıl şekilleneceğini, neyin nasıl yol alacağını kestirmek mevcut koşullarla oldukça zor.

Tüm bunlardan dolayı kamuoyunun olası gelişmelerle ilgili birtakım endişeleri var.

Üstelik sadece bizler değil bölgede bulunan tüm aktörler ihtiyatın çok daha ağır bastığı bir iyimserlik içinde.

Bu son derece haklı bir duygu zira Suriye yaklaşık yarım asırdır sürekli terörize edilen, bütün istihbarat teşkilatlarının at koşturduğu inanılmaz kirli bir coğrafyaya dönüştü.

Böylesine kirlenmiş ortamlarda her şeyi kolaylıkla halletme ihtimali oldukça düşüktür.

Peki Nasıl Olacak...

Endişelerde bunun için ya...

Nasıl olacak?

Sürecin biraz sıkıntılı olacağını tahmin etmek için uzman olmaya gerek yok çünkü konu hakkında bilinmezlikler çok.

Millî Savunma Bakanlığımız konu ile ilgili yaptığı açıklamada bu bilinmezlikler yüzünden şunları söyledi;

"Anlaşmanın nasıl uygulanacağına ve sahaya yansımalarına bakacağız."

Evet manzara bu, ortam sisli olduğu için yapılacak tek şey sürekli takip.

Böylesi sisli bir ortamda çok net görülen bir şey var ki o da bu kervanın yolda düzüleceğidir.

Zurnanın zırt dediği yer tam da burası.

Evet uygulamaların nasıl olacağı hususu takip edilmesi gereken ciddi bir risk.

Yazı Baki Kalır...

Süreci bekleyen olası riskleri, uygulamada yaşanabilecek aksaklıkları testi kırılmadan önce bana ayrılan bu köşede muhtelif zamanlarda yazarak sıralayacağım.

Neden yazarak sıralayacağım?

Anadolu'nun çok sevdiğim sözlerinden biridir.

"Söz uçar, yazı baki kalır." .

Bu kısacık cümle anlayana çok şey anlatır.

Ben de ileride sorun yaşanabilecek risk gördüğüm hususları baki kalması maksadıyla burada bahse konu yapacağım.

Olası Riskler...

Sıralamaya geçmeden bir hususu hatırlatmakta fayda görüyorum.

Asla hatırdan çıkarılmamalıdır ki Suriye içinde ve dışında pusuya yatmış çok ciddi bir ihanet şebekesi halen aktif durumdadır.

Bunlar fırsatı bulduğu an süreci sabote etmek için ellerinden geleni yapacakladır.

Bu hususu asla hatırdan çıkarmamalıyız.

Bu gerçeklerle birlikte gelelim risklere...

Yeni Kabine Oluşuyor...

Medyaya düşen haberlere bakıldığında Şara'nın kabineyi yenileme çalışmaları sona gelmiş vaziyette.

Kamuoyuna servis edilen haberlere göre Şara'nın oluşturacağı kabineye çok yeni isimler geliyor.

Yine gazetelerde yer alan haberlere göre isimler Suriye'de mevcut etnik ve mezhepsel yapılardan belirlenmiş.

Kısa sürede açıklanması beklenen kabine Hristiyan, Dürzi, Nusayri, Arap ve Kürt isimlerden oluşuyor.

Aynı zamanda kabinede bir kadının da yer alacağı konuşuluyor.

Bu konuyu yazıya konu etmemin nedenine gelince...

TÜRKLER Kırgın...

Suriye'nin yeni siyasi oluşumunda, yeni oluşan kabinede, yukarıda da görüldüğü gibi Suriye Türklerinin olmaması, adının geçmemesi, Suriye'de bulunan Türk kardeşlerimiz arasında derin bir kırgınlığa yol açmış durumda.

Suriye'de görüştüğüm Türk kardeşlerim; rejim yıkıldığında geçiş hükümetinin tüm dünyaya yeni Suriye'de herkesin temsil edileceği bir devlet düzeninin kurulacağını söylediğini hatırlattılar.

Bu konuda çok şey söylenmesine rağmen yeni kabinede ve bugüne kadar oluşturulan geçiş hükümetinde bir tek Türk'ün olmamasının onları çok üzdüğünü söylüyorlar.

Oysa Suriye'de Türkler etnik dağılımda Arap ve Kürtlerden sonra üçüncü büyük çoğunluk durumunda.

Demografik yapıya bakıldığında Suriye nüfusunun %75 i Arap, %8'i Kürt, %7 si Türk nüfusundan oluşmakta.

Eğer amaç herkesin temsil edildiği bir Suriye ise, eğer amaç "Suriyelilik" kavramı ise Türk Kardeşlerimizin de muhakkak sistemin içinde yerini alması, temsil kabiliyetini kazanmaları gerekir.

Randevu alamadıkları için görüşemeyen Suriyeli Türklerin Şara ile muhakkak görüştürülmesi gerekir ki yara derinleşmesin, yara kangrene dönüşmesin.

Benden söylemesi...