Suriye’de yaprak kıpırdasa Ukrayna’da fırtına kopar

Ukrayna’da bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dilim dilim parçaları ayrılıyor ülkenin. Kırım’ı şimdi de Donetsk ve diğer bölgeler izleyecek. Bakmayın diplomasi masasında Batı ile Rusya’nın oturup krizi çözer gibi yapmalarına. Nurtopu gibi bir soğuk savaşımız var artık. Üstelik bu soğuk savaşta “Suriye’de yaprak kıpırdasa, Ukrayna’da fırtına çıkar” cinsinden garip denklemler de var. Rusya ile Batı arasındaki hassas stratejik dengelerde ufak bir değişim bile bir başka noktada büyük sarsıntılara neden olabilecek derecede.

Avrupa Birliği ve NATO genişlemesinin izlediği yanlış stratejilerinde payı var Ukrayna’da olan bitenlerde. Rus lider Vladimir Putin kendi ağzıyla söyledi. NATO’nun kendi sınırlarına dayanmasından duydukları endişeyi ve Kırım’da yaşananların da bununla irtibatlı olduğunu geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği bir röportajda dile getirdi.

Benzeri bir teyit Almanya cephesinden de gelmiş, Berlin’de diplomatlar tarafından yapılan ve gazete sütunlarına yansıyan yorumlarda Ukrayna’da yaşananları AB genişlemesinin hesapsızlığına bağlayan açıklamalar duyulmuştu.

Soğuk savaşın bittiği ve artık iki kutuplu dünyadan yeni bir sisteme geçildiği varsayılırken, eskisinden daha farklı dalga boylarında ilerleyen ve ittifakların hızla yer değiştirdiği bir dünya tablosu izlemeye başladık.

Suriye’de kimyasal silah kullanan bir diktatörün nefes alabildiği, orada atılan geri adımların Karadeniz cephesinde sorulduğu yeni bir sistem...

Türkiye’yi çepeçevre saran bir yeni soğuk savaş tablosu. AB ve NATO’nun genişleyeyim derken, itibar erozyonu yaşadığı, etkinliğini kaybettiği, Birleşmiş Milletler’in de bırakın siyasi krizleri çözme yetisini, en doğal insan haklarına dahi sahip çıkamadığı bir yeni soğuk savaş.

Fransız aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in Rusya’dan yana tavır alıp, bu soğuk savaş nedeniyle Avrupa’yı suçladığı bir resim.

Marine Le Pen deyip geçmeyin.

Faşizmin maskesini en zarif bir şekilde takıp, yeni model diye Fransa’ya yutturan bir siyasetçiden bahsediyoruz. Dünün komünistlerinin en büyük destekçisi bugün faşistler... Ve Avrupa faşizmi, Mayıs ayında yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde artık önemli bir güç olarak Avrupa siyaset sahnesinde söz sahibi olacak.

***

Avrupa Konseyi tarafından hafta içinde açıklanan bir rapor irkiltici ifadelerle bu olguyu yerle yerine oturtuyordu. Avrupa genelinde, soğuk savaş döneminden bu yana yaşanan en derin insan hakları krizi yaşanıyor. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, insan kaçakçılığı... Say sayabilirsen... Liste uzun... Ama durum net. Avrupa sağa kaydıkça, insan hakları alanında dibe vurmayı da geçti, yerin derinliklerine doğru ilerliyor.

Tabi, bu noktada memlekette 30 yıldır akan kanın durduğu, barış sözcüğünün sıkça telaffuz edildiği bir siyasi atmosferi algı operasyonlarıyla değiştirmeye çalışanların sürekli örnek verdikleri Avrupa demokrasisi nasıl bir şey, insan sormadan edemiyor.

Ne demiştik sözün başında?

Yeni kodları olan bir soğuk savaş dönemindeyiz artık.

Suriye’de yaprak kıpırdasa, Ukrayna’da fırtına koparacak türden...

İşte tam da bu nedenle, Ukrayna’da yaşanan Rus hamlelerine Batı’nın yanıtı Suriye cephesinden gelirse şaşırmayalım.