Suriye’ye bakarken Kürtleri unutmamak

Türkiye dýþ politikada kritik hamleler yaparken, bazý alanlarda beklenmedik ya da öngörülmesi zor geliþmelerle karþý karþýya kalabiliyor. Kuþkusuz yakýn geçmiþinde ‘sert güç’ unsurlarý dýþýnda açýlým yapmakta zorlanan bir ülkenin, kolayca yeni araçlar üretmesi ve bunlarý sahada etkin olarak kullanmasý beklenmemeli. Ancak hatýrlamamýz gereken bir diðer gerçek, etrafýmýzdaki bazý geliþmelerin beklemeye tahammülü olmadýðý.

Son iki yýldýr deyim yerindeyse dýþ politikanýn merkezi haline gelen Suriye konusunda, beklentiler, arayýþlar, planlar elbette sadece Ankara’nýn yönetebileceði bir alanda þekillenmiyor. Sýkça unutsak bile, Þam’daki rejimin geleceðinin neredeyse tüm bölgesel ve uluslararasý aktörlerin ilgi alanýnda olduðunu görmek gerekiyor.

Bu aktörlerin bir bölümü, baþýndan itibaren kelimenin tam anlamýyla iki yüzlü bir tavýr sergilediler. Bir yandan Þam’daki rejimin deðiþmesi yönünde görüþ belirtirken, kapalý kapýlar ardýnda bu ülkenin özellikle Ýsrail’in güvenliði baþta olmak üzere kritik dengelerdeki rolünü devam ettirmesini öncelediler. Nitekim Suriye konusunda gerek ABD, gerekse Fransa’nýn politikalarýnýn çeliþkileri temelde böyle bir gizli hesabýn yansýmasý.

***

Bölgede hemen tüm sorunlarýn kaynaðýnýn Ýsrail’in ve ona uluslararasý zeminlerde verilen desteðin olduðunu gören Türkiye, bu ülkeye yönelik tavrýný sertleþtirdikçe, farklý alanlarda tepki ve mesajlarla karþýlýk görmeye baþladý. Terörle mücadeleden kritik sorunlara kadar pek çok alanda bu duruþunun bedelini ödetmek isteyen hamlelere maruz kaldý.

Ancak tüm bu geliþmeler Ankara’nýn izlediði politikanýn ne kadar doðru olduðunu bir kez daha ortaya koydu. Ýsrail’in gerek Gazze, gerekse diðer sorunlardaki politikalarý, Türkiye’nin tepkisiyle ve çýkýþlarýyla beklemediði bir alana sýkýþtý. Ýþte tam da bu nedenle Suriye’deki diktatörün varlýðý, kimilerinin iddia ettiði gibi ‘direniþ’ bir yana, Ýsrail’in varlýk sigortasý haline dönüþtü.

Þam’daki rejimin basit fýrça darbeleriyle devamý, uluslararasý sistem için böyle bir önem taþýyor. Diðer yandan Rusya’nýn öncülüðünde devam eden barýþ ve müzakere süreçlerinin hemen tamamýnda böyle bir dengeyi gözetme çabasý dikkat çekiyor. Türkiye’yi Suriye politikasýnda yalnýz, ama bir o kadar da haklý kýlan tablo özetle böyle.

***

Peki, bunlar Ankara’yý köþeye sýkýþtýrýrken, yapýlacak yeni hamleler yok mu? Elbette var ve bunlarla ilgili biraz daha hýzlý davranýlmasý gerekiyor. Belki de ilk sýraya yazmamýz gereken adým, Ankara’nýn Suriye Kürtleriyle Özgür Suriye Ordusu arasýnda devam eden çatýþmayý acilen durdurmasý. Çünkü bu hem Türkiye’nin sahip olduðu doðal avantajlarý hýrpalýyor.

Türkiye’nin doðal ittifaklarýný kaybetmesi, bu coðrafyada sahip olduðu gücü ciddi ölçüde zayýflatabilir. Acil ama sakin hamlelere ihtiyaç olan bir dönemdeyiz.