Susamın tahin kıvamı

Tahin denince ne geliyor aklınıza? “Kayseri’nin nevziyesi” dedi bir Twitter takipçim, ardından örnekler yağmur gibi gelmeye başladı. “Facebook, Twitter yıkılıyor” diyorlar ya işte ondan oldu. Bakın ortaya hangi tarifler çıktı...

Tahine bayılırım. Susam halini de tahin halini de fena halde etkileyici bulurum yemeklerde. Baskındır ama altındaki malzemeye görkemli bir değer katar. Lezzetli ve çok da faydalıdır. Susam hemen aklınıza gelmese de aslında ülkemizde gerek kendisi gerek tahin olarak çok tüketiliyor. Simit, kurabiye, ekmek gibi neredeyse tüm hamur işlerinin içinde bu minik taneler.

Neyse, sosyal medyada sorduğum “Tahin deyince aklınıza ilk ne geliyor?” sorusuna cevaplar yağmur gibi geldi. Cevap olarak, tahin-pekmezin ideal birlikteliği tabii ki ilk sırada yer aldı. Tahin helvasının da seveni çok. Peki başka ne cevaplar vardı? Tahinli çörek, Kütahya’nın tahinli pidesi, lokul, piyaz, tahin soslu kabak, Kemalpaşa tatlısı, topik, katmer, tarator, kurabiye... Ve elbette Anadolu’nun bir ucundan diğer ucuna tüm sofraların gözbebeği humusa kadar neler neler sıralanmadı ki... Aman Allahım! Ne kadar çok kullanıyoruz, görüyor musunuz? Bir de Antalya’nın bir mezesini öğrendik: Hibeş! Onun tarifini Antalyalı bir okurum verdi.

ALTIN SUSAMA SAHİP ÇIKALIM

Buraya kadar tamam. Ama benim aklım susamın tahin olma yolculuğunda kalacak hep! Şu bit kadar susam tanelerini kim topladı, yağını kim çıkardı ve bir de üzerine tahin kıvamına kim getirdi? Bunu hep merak edeceğim. Tıpkı, zeytinyağı gibi, maya gibi... Asıl mesele çoktan aşılmış. Bu malzemeler elimize verilmiş. Şimdi bu malzemelerle güzel yemekler yapmak zor değil.

Tariflere geçmeden önce susamla ilgili bir korkumu da yazmadan geçemeyeceğim.

Anadolu’da altın susam bulunur. Bu, dünyada takdir gören, faydası kanıtlanmış diğer çeşitlerinden değerlidir. Duydum ki son zamanlarda Hindistan’dan beyaz susam ithal etmeye başlamışız. Ucuz diye, maliyeti düşürüyor diye sen git lezzetsiz, şifasız beyaz susamı getir memlekete! Halbuki beyaz susam ve altın susam arasında inanılmaz kalite farkı var. Tüm dünya tarafından takdir gören, altın değerindeki susamımıza ve bunu yetiştiren çiftçilerimize sahip çıkalım çağrısında bulunuyorum...

HİBEŞ

OKUYUCUMUZ Filiz Çatalkaya, hibeş tarifini paylaşmış bizimle ve önemli bir not eklemiş: “Yazın yapılması pek tavsiye edilmez. Çünkü kuvvetli bir mezedir, sıcakta aşırı hararet yapar!”

Malzemeler: 250 gr. tahin, 2 adet limonun suyu, 6 dövülmüş iri diş sarımsak, 3 çay kaşığı tatlı toz kırmızı biber, 3 çay kaşığı kimyon, 2 çay kaşığı toz karabiber,  2 çay kaşığı acı pul biber (isot olmaz), 1 çay kaşığı tuz, 1 su bardağı ılık su.

Yapılışı: Tahinin tamamı derince bir kaba konur. Baharatlar ve tuz eklenir. Limon suyunun yarısı da ilave edilerek tahta kaşıkla iyice karıştırılır. Koyu bir hal alınca ılık su yavaş yavaş eklenerek karıştırılmaya devam edilir. Amaç hardal kıvamını tutturmak. Bunun için limon ve ılık sudan yararlanılır. Tahinin yağı hibeşin üzerinde yüzmemelidir. Damak zevkinize göre daha fazla sarımsak, limon ve acı pul biber eklenebilir.  

AYDAN'IN TAHİNLİ ÇÖREĞİ

ÜÇ su bardağı un, bir tutam tuz, bir tatlı kaşığı mahlep ve iki çay kaşığı kuru aktif mayayı karıştırın. Ortasını açıp içine bir yumurta, bir su bardağından bir iki parmak az süt ve iki yemek kaşığı bal koyup hamuru yoğurun. Bir saat mayalanması için ılık bir yerde, üzeri örtülü olarak dinlendirin.

Dinlenen hamuru un serpili tezgaha alıp biraz un serperek oklavayla açın. Hamur ince olmalı ama çok değil. Üzerine bir fırçayla bir yemek kaşığı erimiş tereyağıyla çırpılmış tahini bolca sürüp, tarçın serpin. Bol bol fındık kırıntısı ekleyin. Şimdi burada şeker tüketmek istemeyenler tatlandırıcı, diğerleri toz şeker serpebilir.

Hamuru bir kenarından rulo yaparak katlayın. Hamuru simit şeklinde birbirine yapıştırın ve  bir saat üzeri kapalı yağlı kağıtta, tepsisin içinde mayalandırın. Keskin bir bıçakla, iki üç parmak aralıkla hamuru kesin. 230 derece ve içinde çelik bir kapta su bulunan fırında 20 dakika pişirin.

MEMLEKETTEN İKİ BİN ÜRÜN

Organik reçel, ev yapımı biber salçası, organik sarımsak hatta sirke...  Son yıllarda gıdalarda kullanılan hormon, zirai ilaçlar ve bu gıdalardan üretilen ürünler, insanların doğal ve organik ürünlere yönelmesini beraberinde getirdi. Özlenen doğal lezzetleri bulmakta zorlananlar için,  memlekettengelsin.com adlı internet sitesi memlekete gitmeden internetten verilen siparişleri kullanıcıların adreslerine ulaştırıyor. Sitede reçelden sirkeye, sarımsaktan kantaron yağına, zeytinden bala, pirinçten sarı mercimeğe her türlü yiyeceği bulmak mümkün. Zira 40 farklı ilden 2 binden fazla ürün bulunuyor.

“İnternetten gıda ürünleri alınır mı?” ya da “Ürünler bize ne zaman, ne şekilde gelir?” diye düşünüyorsanız, sitenin çalışma sistemini bilmenizde fayda var. Sistem şu şekilde çalışıyor: Siteye üye oluyorsunuz. İstediğiniz ürünleri sepetinize ekliyorsunuz. İster kredi kartıyla ister havale yoluyla ödemenizi yapıyorsunuz. Sonrasında memlekettengelsin.com sizin siparişlerinizi ayrı ayrı memleketlerden sipariş veriyor. Stok yapmamalarının nedeni ürünlerin taze olmasını sağlamak. Siparişleriniz bozulmayacak şekilde paketleniyor, üç ile beş iş günü içinde size ulaştırılıyor.