Reel politik bakýþ açýsýný, içinde bulunduðumuz zaman daha açýk izah edebiliyor. Gücün, iddia ile eþ deðer olmasý halinde süreç deðiþtirilebiliyor.
Uzun yýllardýr Kafkasya’da, Karabað bölgesi Ermeni-Türk çatýþmasý merkezi rolü için hazýrlandý. Karabað’a; Ýran’dan ve Orta Doðu’dan göç ettirilen Ermeni nüfusun, son 200 yýllýk zaman diliminde Karabað’a yerleþtirilmesi, kasýtlý ve planlý olarak tarihi mühendislik ürünü olarak karþýmýzda.
Maalesef toplum olarak da, kriz dönemleri dýþýnda pek fazla ilgilenenlerimiz de neredeyse yok gibi!
Sanýrým þimdi herkes, coðrafya dersinden en yüksek puan alacak kadar konu ve konumlara hakim duruma geldi.
“Þuþa kentinin iþgalden kurtuluþu, coðrafyada kaderi deðiþtirecek” demiþtik.
Çünkü þimdi anlaþýlýyor ki, Rusya dahil Azerbaycan ve Türkiye dýþýnda kimse, Þuþa’nýn yeniden fethedileceðini hesaba katmamýþtý! Zira Rusya’nýn inceden planladýðý, lakin Þuþa’nýn iþgalden kurtulmasý sonucu alelacele “barýþ gücü kýlýflý ordularýnýn” bölgeye getirilmesi, tesadüf olay deðildir.
Þuþa’nýn yeniden azat edilmesi, “Hankenti’nin bir kaç gün içinde teslim alýnmasý” anlamýný taþýyor tabii ki.
Diðer taraftan Hankenti azat edilirse, “Moskova’nýn Erivan üzerindeki hakimiyetinin de siyasi baský motif alt yapýsý ortadan kalkar” demektir.
Yani bu satranç oyununda, durumu Azerbaycan lehine dönüþtüren Þuþa’nýn kurtuluþu ve ordusunun muazzam baþarý hikayesi ile beraber, Rusya’nýn bu durumu durdurma çabasý da, genel tablonun okunmasý gereken baþlýðýdýr. Rusya’nýn bölgeye geliþi, uzun zamandýr sezilen senaryo idi. Lakin durum, Lavrov planý esasýnda geliþmedi. Ruslarýn bu yeni duruma adapte olmasý, biraz uzun zaman çekecek gibi! Þuþa kentinin alýnmasý, Lavrov’un tüm arzularýný çöpe düþürdü.
5 + 2 kentten bahsedilirken Þuþa, Hadrut, Hudaferin gibi hesapta olmayan zafer sonuçlarý, Rusya’nýn barýþ gücü kýlýflý ordularýnýn Azerbaycan topraklarýna girmesini de çabuklaþtýrdý. “Rusya’sýz olmuyor mu” derseniz, “þimdilik olmuyor” cevabýný verebilirim. Burada Rusya’nýn esas sindirmesi gereken durum, Türkiye ordusunun da ayný þartlarla bölgeye intikalidir. Bazýlarýmýz haklý olarak, “tamamen almamýz mümkünken neden durduk” sorularýný yöneltebilir! Lakin burada hesaba katýlmasý gereken bir kaç husus var. Rusya farkýnda, Türkiye’siz Azerbaycan topraklarýnda ona gülen yüz gösteren olmayacak. Rusya biliyor ki, Kafkasya’yý çevrelemek isteyenler ile buralarý paylaþmak onun için sondur. O sebepten Türkiye ile paylaþmak daha akýllýcadýr. Rusya biliyor ki, Zengezur bölgesi Sovyet döneminde Ermenistan’a hibe edildi. Ve biliyor ki, taviz vermeden karþýlýk alamayacak. Türkiye ile Azerbaycan’ý karadan baðlayan yolu, ileride daha fazla konuþacaðýz. Çünkü Azerbaycan, Ermenistan tarafýndan 30 yýl içinde Karabað’da verdiði zarardan dolayý uluslararasý hukuka dayanarak, uluslararasý mahkemelere baþvuracak. Bu ciddi bir maddi tazminat içeren zarardýr. Evet, tüm bunlar ilerde konuþacaðýmýz konular ve de o tazminat karþýlýðýnda Zengezur’u konuþmaya baþlayabilecek Azerbaycan!
“Laçin koridorunu kim kontrol edecek” diye soruluyor. Türkiye’nin masada olduðu, tüm satranç hamleleri ve oyunlara raðmen, Azerbaycan ve Türkiye lehine dönüþmek zorundadýr, þartlar bunu dikte ediyor!
Çin Halk Cumhuriyetinin kurucu lideri Mao Zedong’la Amerikan stratejisti ve diplomatý Kissenger’in 70’lerin baþýnda birkaç önemli görüþmeleri olmuþtu. ABD-Çin iliþkilerini düzelten efsanevi isim olarak anýlan kiþidir Kissenger. O görüþmelerin birinde, “Günlük hesaplarý bir tarafa býrakalým, siz müttefiksiniz, gelin derin konulardan konuþalým.” demiþ, Mao Zedong. Kissenger’da O’na “Tamam sizin 1789 Fransýz Devrimi ile alakalý düþüncelerinizi merak ediyorum.” demiþ. Mao Zedong’un cevabý: "Bu tarihi olaya yorum yapmak için çok erken."
1970’lerde bile 1789 senesinin, “dünyanýn gidiþatýný deðiþtiren devrim için yorum yapmak çok erken” diyen bakýþ açýsý, sanýrým kalýcý uzun vadeli siyaset inþasýnýn mümkünlüðünün bir kanýtýdýr. Yani þimdi içinde bulunduðumuz tarihi olaylara alelacele yorum yapmamaya çalýþalým. Karabað’ýn iþgalden kurtuluþu, ilahi adaletin tezahürüdür. Bu adaletin temininde gözü kara, hiç bir badireden korkmayan, ismi bilinen ve bilinmeyen tüm kahramanlarýmýz, Müslüman beldenin kurtuluþunda þehit olan yiðitleri, dualarý ile askerleri yalnýz býrakmayan dua ordusunu, Türkiye ve Azerbaycan devletlerinin ordu, istihbarat, diplomatik ve güvenlik güçlerini temsil eden her bir neferin dirayetli duruþunu, milli þuuru doruk noktada olan milleti ve elbette Baþkan Recep Tayyip Erdoðan ve Ýlham Aliyev’i, milli hafýza hiç unutmayacaktýr...