Suudi Arabistan Trump’ý tercihe mi zorluyor?

Katar’a bildirilen “yaptýrýmlar” için iki gün daha süre verildi, o süre de bugün bitti.

Adeta Katar’ý Suudi Arabistan’ýn müstemlekesi haline getirebilecek bu taleplerin iki ek günde yerine getirilmesi için ne gibi bir deðiþiklik olmasý beklenmiþ, orasý belli deðil. Katar, kendisine tanýnan iki fazladan gün içinde, ülkeyi savunmaya hazýr olduklarýný açýklamanýn ötesinde bir þey yapamazdý, öyle de yaptý. Bu, Katar’ýn direneceðini ima eden bir karþý çýkýþ; orasý açýk. Açýk olmayan ise, Suudi Arabistan, Mýsýr ve Körfez ülkelerinin Katar’ýn yaptýrýmlara uymamasý halinde askeri bir tehdit yaratýp yaratmayacaklarý.

Muhtemelen Katar’ýn ülkesini askeri olarak savunmak zorunda kalmasýna gerek olmayacak. Zaten ABD’nin Ortadoðu’daki en büyük hava üssü Udeyd bu ülkede bulunduðu sürece, böyle bir olasýlýktan söz etmek zor.

Yayýnlanan ültimatomun aðýr hükümleri, en baþýndan itibaren Katar’ýn ret etmesi beklenerek kaleme alýnmýþ gözüküyor. Bu durumda Katar’ý yalnýzlaþtýrmakta kararlý olan ülkeler grubundan söz etmek mümkün. Ancak buradaki sorun, adý geçen ülkelerin gerçekte Katar’ý mý, yoksa baþka ülkeleri mi cezalandýrma derdinde olduklarý.

'Ya benimlesin ya Ýran’la'

Ültimatom koþullarýný gerçekleþtirmemesi halinde, Katar’a uygulanacak yeni yaptýrýmlar söz konusu. Bunlarýn baþýnda da Katar’a yatýrým yapan ya da Katar’ýn yatýrým yaptýðý ülkelerle diðer Arap ülkelerinin iliþkilerini kesmeleri olabilir. Diðer bir ifadeyle “ya Katar’la ya da bizimle yatýrým iliþkisi” denebilir ve bu da doðrudan ABD ile Birleþik Krallýk’a söylenmiþ olarak kabul edilir.

Batýlý ülkeleri bu türden bir tercihe zorlamaktaki kararlýlýk, Suudi Kralý Selman’ýn G-20 Zirvesi’ne gitmeme kararýyla teyit edilmiþ durumda. G-20 Zirvesi Suudi Kralý olmazsa yapýlamayacak deðil, ancak gündemin Katar, dolayýsýyla batýlý ülkeler-Ortadoðu meselesi olmasý kaçýnýlmaz olur.

Anlaþýldýðý kadarýyla baþta Suudi Arabistan ve Mýsýr olmak üzere anti-Katar koalisyonu, ABD ile derde kalmýþ durumdalar. Bir yandan askeri anlamda neredeyse tümüyle ABD’ye baðýmlý olan, bu arada ABD desteðini Mýsýr’a aktararak bu ülkeyi de ayakta tutan ülkeler, ABD’nin Ýran konusunda çok daha keskin bir tavýr almasýný istiyor olabilirler.

Ýran’ýn askeri olarak çevrelenmesini, tehdit edilmesini geri püskürtülmesini isteyen bu ülkeler, bu iþi kendilerinin yapýlmasýna izin verilmediði için ABD tarafýndan yapýlmasýný bekliyorlar.

Tercih kullanmamak mümkün

Ýran’a açýk askeri tavýr alacak bir ABD, Rusya’ya da kafa tutmuþ sayýlýr. Dolayýsýyla belki de Arap ülkeleri tez zamanda Rusya-ABD arasýnda gerçek bir gerilim olsun istiyorlardýr. Ancak ABD’nin Ýran’ý askeri olarak durdurmak gibi bir stratejisi gözükmüyor. Siyaseten Ýran’ý tehdit etmek, Rus-Amerikan dengesinin bir gereði olarak yapýlýyor. Yoksa Trump ile arasý gayet iyi olan Macron Fransa’sý yaptýrýmlarýn kalkmasý sonrasýnda Ýran’a yapýlan en büyük yatýrýmý Total firmasý kanalýyla gerçekleþtirir miydi?

Ýran, ekonomik olarak “Batý” ile iliþkilerini geliþtirmesi karþýlýðýnda, Ortadoðu’daki etkisini kýsmaya zorlanýyor. Suudilerin kýzgýnlýðýna bakýlýrsa, benzer bir durum onlardan da talep ediliyor. Son dönemlerde ABD’den avans olarak alýnan askeri ve ekonomik avantajlar, muhtemelen Ortadoðu’da Suudi Arabistan’ýn, Afrika’da da Mýsýr’ýn geri adým atmasý karþýlýðýna baðlanmýþ.

Katar’ý gözden çýkarmak ne kadar zorsa, diðerlerini dikkate almamak da o kadar zor. Bu nedenle yakýn zamanda Suudilerin ve Mýsýrlýlarýn “kendi dertlerine” düþecekleri bazý sorunlarla karþýlaþmalarý çok olasý.