Suudi Arabistan’da kadın olmak

Haifaa Al Mansour imzalı Vecide, sağlam senaryosu ve dokunaklı öyküsüyle çok sayıda ödülün yanı sıra, tüm dünyada izleyicilerin takdirini kazanmış bir film.

Suudi Arabistan’ da kadın olmak nasıl bir şeydir? Her bakımdan yetkin ve etkileyici bir film olan Vecide’nin izleyenlere hissettirmeyi amaçladığı temel duygu bu. Kadınlara her şey yasak!

Filme adını veren 10 yaşındaki kız çocuğu, kadını ikinci sınıf bir yaratık sayarak pek çok özgürlüğünü kısıtlayan bir sistemde dünyaya geldiğinin henüz tam olarak bilincinde değil. Her ne kadar annesiyle babası arasındaki ilişkideki dengesizliği ve annesinin acı çektiğini gözlemlese de her çocuk gibi heveslerinin peşinde. Özgür ruhlu, güçlü kişilikli, kafasına koyduğunu yapabilecek kapasitede, cesur bir kız Vecide.

Kızların yapmaması gereken şeylerin uzayıp giden listesine fazla takılmadığı için okulda öğretmeni Hussa’dan sürekli azar işitiyor. Arkadaşlık etmemesi gerektiği halde en yakın arkadaşı Abdullah... Ve onunki gibi bir bisiklete sahip olmak istiyor ki yarışsınlar ve Abdullah’a haddini bildirsin. Yaşadıkları Riyad banliyösündeki bakkalın getirdiği yeşil bisikleti satın almak istiyor... Ama kızların bisiklete binmemesi gerektiğine dair bir hurafe de var. Ama Vecide, okuldaki Kur’an okuma yarışmasına katılıp ödül parasıyla bisikleti almayı kafasına koyuyor bir kere! Filmin sürprizli finaline giden süreç böylece başlıyor. Vecide, bana yönetmen Haifaa Al-Mansour’u (Hayfa El Mansur) hatırlattı. Yıllar önce Doğu’nun Kadınları başlıklı kültür etkinliği için İstanbul’a konuk olan, moderasyonunu yaptığım bir panele katılan Al-Mansourzekası, azmi ve cesaretiyle hayranlığımı kazanmıştı. Sinema salonu bile bulunmayan Suudi Arabistan’ın ilk ve tek sinemacısı olmaya kararlı görünüyordu. Belgeselleriyle kendini kanıtlamıştı. Vecide karakterinde onun niteliklerini görür gibi oldum.

SUUDİ OTORİTELERİ DE ETKİLEDİ

Vecide’nin annesi evli, çocuklu, meslek sahibi de olsa bir Arap toplumunda bir kadının iradesinin, arzularının nasıl hiçe sayıldığını simgeleyen bir karakter. Kocasını mutlu etmek, ona bir oğul veremediği için ikinci bir eş almasını engellemek için çırpınan güzel, tatlı, sıcak bir kadın var karşımızda. Kocası ailesinin evinde yaşıyor, bazen karısına ve kızına uğruyor. Uğradığı zaman gayet ilgili ve sevecen, karısını sevdiğini ve başkasında gözü olmadığını tekrarlıyor. Ama onlarla yaşamıyor bile!

Filmdeki bütün kadınların nasıl ezildiğini usturuplu biçimde anlatıyor Vecide. Tıpkı İran filmlerindeki gibi bu filmde de salt kötü bir karakter yok. Aksine, filmdeki hüznü kıran bir mizah var. Toplumsal eleştiriyi dozunda ve taşı gediğine oturtarak yapmayı başarıyor. Örneğin Suudi Arabistan’da kadınlar uzun bir süredir otomobil kullanma hakkı için mücadele veriyor... Vecide’nin annesinin kaba ve cahil bir servis şoförünün insafına kalarak ne kadar sıkıntı çektiğini görüyoruz. Yine annesi çalıştığı halde kazancını kendi kullanamıyor. Okuldaki ergenlik çağındaki kızlar oje sürdükleri için bile cezalandırılabiliyor...

Belki de en ağır darbe, filmin kahramanının kadın olduğu için babasının soyağacında yer alamamasıyla iniyor. Vecide, hiç doğmamış gibi tanınmıyor! Bu kadar güçlü bir öykü anlatan filmin diğer yönlerden zayıf olduğu sanılmasın. El Mansour gayet iyi bir yönetmen ve anlattığı öykü izleyiciyi derinden etkilediği gibi Suudi otoriteleri de etkiledi ve ülkesinin ilk Yabancı Dilde Oscar adayı oldu.

FİLMİN KÜNYESİ

Orijinal adı: Wadjda

Yönetmen: Haifa Al-Mansur

Senarist: Haifa Al-Mansur

Oyuncular: Reem Abdullah , Waad Mohammed , Abdullrahman Al Gohani , Ahd Kamel , Sultan Al Assaf

Tür: Dram

Yapım: 2012, Almanya-Suudi Arabistan, 98 dakika.