Bir süre önce Suudi Arabistan’da bir “veliaht darbesi” gerçekleþmiþti. Yakýn bir zamanda tahtý býrakacaðý beklenen Suudi Kralý, tahtýn varisi yeðeni Muhammed bin Nayif’i veliaht prenslikten azletmiþ, yerini oðlu Muhammed bin Selman’ý getirmiþti.
Saray darbesinin ilk ayaðý böylece tamamlanmýþtý.
Önceki gün olanlar, darbenin ikinci ayaðýný oluþturuyor.
Nayiv’in azledilmesi, doðal olarak, ülkede bir gayrý memnun kitle oluþturacaktý.
Nitekim öyle oldu.
Kral’ýn tasarrufunu eleþtiren çok sayýda âlim, bürokrat ve iþadamý çýktý.
Kraliyet ailesindeki gayrý memnunlardan da destek alan bu kesim, kendiliðinden bir muhalefet hareketine dönüþtü. Hareket halinde olmayan, muhalefeti “söylem” düzeyinde bu kesimin en önemli avantajý, bir sosyolojinin üzerine oturmasýydý, Arabistan halkýnýn ve kimi aþiretlerin sempatisini kazanmasýydý.
Bu durum, nereden bakarsanýz bakýn, dikensiz gül bahçesi görmeye alýþmýþ yönetim (ve istikbaldeki Kral Muhammed bin Selman) için problemdi.
Bu problemin izale edilmesi, gelecekte tehlike yaratacak aktörlerin ortadan kaldýrýlmasý gerekiyordu.
Öyle oldu.
Önceki gün, bir yolsuzluk operasyonu gerçekleþtirildi ve ayak baðý olabileceði düþünülen birçok isim (birçok prens, asker, bürokrat, iþadamý) tutuklandý.
Muhammed bin Selman Batý yanlýsý bir isim.
Kral olursa, uzunca bir süre ülkeyi yönetecek.
Babasýnýn özel anlaþmalarýna (ve siyasi yönelimine) sadýk kalacak yegâne isim olmasý hasebiyle, Batý (özellikle Amerika) tarafýndan da çok tutuluyor. Bir süre önce, “ýlýmlý Ýslam” düþüncesini ortaya atmýþ, adýmlarýný Batý’nýn adýmlarýna uyduracaðýný deklare etmiþti. Ayný zamanda, “reform” beklentisindeki genç kuþaðý da etkileyecek/etkileyeceði düþünülen bir isim...
Suudi Arabistan’daki darbeyi bu kiþi yaptý iþte...
Birleþik Arap Emirlikleri, Amerika ve Ýsrail’den de destek buldu...
Bu olaya, “Suudi Arabistan’ýn 17/25 Aralýk”ý diyebiliriz ve çok da yanlýþ söylemiþ olmayýz.
London School of Economics'in Orta Doðu Merkezi'nde konuk öðretim üyesi olarak bulunan Prof. Madavi El-Raþhid’in de dediði gibi (Cem Küçük’ün köþesinden aktarýyorum), “Bunu, yolsuzluk karþýtý bir adým olarak görmek çok zor. Bu, Muhammed bin Selman'ýn kendisine yönelik desteði konsolide ettiði bir tasfiye hareketi. Karþýsýnda kalan son kuzenini de (Miteb bin Abdullah)ortadan kaldýrmak istiyor. Bu kuzeni, son derece modern paramiliter güçleri kontrol ediyor ve veliaht prense karþý çýkma gücünü elinde tutuyor...”
Ýyi de, Doðan Medya Grubu memurlarýna ne oluyor?
Suudi Arabistan’ýn 17/25 Aralýk’ý onlarý neden derin bir sevince gark etmiþ durumda?
Dün biri þöyle yazmýþ: “Yalnýzca dünyanýn en zengin adamlarýndan, dünyanýn kadýnlarýn en hiçe sayýldýðý ülkesini koyu bir taassupla yönetirken kendisi Batý uygarlýðýnýn her nimetinden müsrifçe yararlanan bin Talal deðil, örneðin saray muhafýzlarýnýn güçlü komutaný dâhil pek çok isim gitti.”
Bunu diyen kiþi, sadece “gidenler”in deðil, “gelenler”in de ülkeyi koyu bir taassupla yönettiklerini/yöneteceklerini biliyor ama sýrf Türkiye’ye (Erdoðan’a) yakýnlýk gösterdi diye, bin Talal’ýn gidiþini neredeyse sevinç çýðlýklarýyla karþýlýyor.
El Velid bin Talal, ayný zamanda Amerikan karþýtý bir isim.
Bütün fenalýklarýn altýnda “Amerika müdahalesi” bulunduðuna inanýyor.
Bir süre önce, Twitter’da, Donald Trump’la (Aydýn Doðan’ýn ortaðý ve Ýsrail yanlýsý Donald Trump’la) kapýþmýþlardý.
Bu da, belli ki, Doðan Medya Grubu memurlarý için hoþ görülemeyecek bir “iletiþim kazasý...”