Şuursuzluğa bakın siz...

Cinsiyet değiştiren kadın oyuncuya dizi teklifi yağıyormuş.İşte Türk televizyonculuğunun maskesiz hali...

Klasik medyada senaryosu, öpüşme sahnesi, seti, yayını bol bol haber olacak. Sosyal medyada dizi çokca konuşulacak, tüm bunlar da reyting sağlayacak...

Sineğin yağını çıkarmaya çalışmak hafif kalıyor doğrusunu isterseniz, bu fırsatçı bakış açısı çok daha ağır sözleri hak ediyor...

***

Bir başka garabet bu ameliyatı bir sürü açıdan gündüz yayınlarında ele alanların durumu.

İster fizyolojik, ister psikolojik, ister yasalar ister İslam’a göre olsun, fark etmez... Böyle bir konu çocukların ekran başında olduğu saatlerde konuşulmaz, konuşulmamalı.

Bu yayınları seyredip, “Cinsiyet değiştirmek ne?” ya da “Ben de abim gibi erkek olmak istiyorum” deme ihtimali bulunan bir çocuğa ne cevap vereceksiniz?

***

Bu köşede defalarca yazdım, televizyonculukta tek başarı ölçütü reyting olmamalı diye.

Tek kriter reyting olunca kimsenin saygın ya da yayıncı sorumluluğuyla haraket etme imkanı kalmıyor.

“Ama Ayşe Arman Hürriyet’te röportaj yaptı” diyebilirsiniz, haksız da değilsiniz.

Ancak televizyonun bu ülkede çocuklar için dadı olarak kullanıldığını ve ebeveynlerin çok kontrol etmediklerini de unutmamak lazım... Yayıncı sorumluluğundan kastım da tam olarak bu...

***

Bugünün kitle iletişim olanakları ne kadar zengin olursa olsun bazı konular belirli mecralarda karantina altına alınmalı...

Hangi çocuk ana haber ya da haber kanalı seyrediyor diye düşünenlere de bir sorum var...

Çocuğumuzun evinde, çocuklar anne babanın seçtiği kanalı seyretmiyor mu?