Yakup Köse
Yakup Köse
ykose@stargazete.com
Tüm Yazıları

Suyundan da koy

Hayırlı olsun, “Çarşı Davası” da beraatle neticelendi! “Çarşı Davası” diye bilinen dava, bildiğim kadarıyla 2013 senesinde Batı destekli Batıcı ayaklanmanın devam eden tek davasıydı. Kalkışmanın ana davası olarak bilinen davada da sanıklara, dostlar alışverişte görsün kabîlinden 2 ay ile 1 yıl arasında değişen hapis cezaları verilmesiyle dosya kapatılmıştı.

Hatırlayalım o günleri: Batıcılar sokakları kesmiş, yolları kapatmış, Taksim meydanını işgal etmiş, işyerlerini yağmalamış, devletin kolluk kuvvetleriyle bilfiil çatışmaya girmişlerdi. Halkı, “Devrim yapacağız” diyerek Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre seçilmiş bir hükûmeti devirmek için sokağa çağırıyorlardı. Devrim komiteleri kurup, halkın seçtiği hükûmetle Batı’nın istekleri doğrultusunda pazarlık yapmaya çalışıyorlardı. Emperyalist ABD’nin sembol televizyon kanalı CNN Taksim meydanında canlı yayın yapıp sol devrimi selâmlıyordu. İlginçtir, yerli televizyon kanallarına ait canlı yayın araçları solcular tarafından yakılırken, emperyalist ABD’nin sembol televizyon kanalı CNN’nin canlı yayın aracı devrimci solcuların koruması altındaydı! Tabiî ki Taksim’de kim kimin altında veya kucağındaydı o ayrı mevzu!..

Ülkede bir devrim havası esiyordu. Çok şükür ki Müslüman Anadolu halkı Batı destekli Batıcı ayaklanmaya teveccüh etmedi. Eylemlerin ağaç protestosundan çıkıp Batı’ya hizmet eder hâle geldiğini gören meydandaki halk da evlerine döndü. Ortada kala kala emperyalist ABD’nin sembol televizyon kanalı CNN’in Taksim’deki canlı yayın aracını koruyan üç beş çapulcu kaldı. Onlar da, CNN’in canlı yayın aracının meydanı terk etmesiyle inlerine döndüler.

Batıcı kalkışmanın tezahürleri hâlâ sürüyor. Tehdit devam ediyor. Lâkin mahkemelerden çıkan kararlar Batıcılar’ı tekrar sokaklara çıkmalarına teşvik edici mahiyette. Adeta sokağa çıkmaları için tahrik ediyor! Düşünsenize, günlerce istediğiniz gibi yakıp yıkıyorsunuz, halkın malını yağmalıyorsunuz, polisle çatışıyorsunuz, Başbakanlık konutunu işgale yelteniyorsunuz ve hakkınızda en fazla “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”ten ceza veriliyor. Yazayım, Batıcı ayaklanmanın ana davasından sanıklar hangi suçlardan ceza aldıklarını da görün komediyi:

- 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet.

- Görevi yaptırmamak için direnme.

- Kamu malına zarar verme.

- Özel kıyafetleri usulsüz kullanma.

- İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme.

Seçimle gelmiş bir hükûmeti devirmek için sokaklara çıktıklarını canlı yayınlarda açıklayan ve halkı da bu amaçla sokağa çağıranlar işte yukarıdaki eften püften suçlarla yargılanıp hapisten kurtuldular. Niye “Hükûmeti cebirle yıkmaya teşebbüsten” dava açılmadı? Ak Parti niye bu davaların takipçisi olmadı? “28 Şubat darbe döneminde tutuklanan Müslümanlara özgürlük” dediğimizde “Ama onlar da şunu yapmış, bunu yapmış” diyen bizim mahallenin ağabeyleri ablaları niye Batıcılar’ın açıktan veya hafif cezalarla dolaylı olarak beraat ettirilmelerine ses çıkarmıyorlar?

28 Şubat’ta Müslümanlar yağma yapmadı, talan yapmadı, yakıp yıkmadı ama hakkını aradığını için zindanlara tıkıldı. Hadi anladık Ak Parti’nin gücü Batıcılar’ı içeriye tıkmaya yetmedi, peki 20 yıldır zindanda olan Müslümanları dışarıya çıkarmaya da mı gücü yetmiyor? Var mı böyle derdiniz?..

Darbe davalarında yargılanıp ‘mağdur’ olan Türk Silâhlı Kuvvetleri personeline iade-i itibar verileceğini açıkladı Savunma Bakanı İsmet Yılmaz. Hakları da verilecekmiş. Batıcılar berat ederken, darbecilere iade-i itibar verilirken bize de “Suyundan da koy” demekten başka bir şey demek düşmüyor. Alan razı veren razı...

Rahmet

Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya Ağabey Hakk’a yürüdü. 28 Şubat döneminde zalime karşı hakkı haykırdığına şahidim. Kendisinden Allah razı olsun ve rahmetiyle muamelede bulunsun.

Yine Akit Gazetesi’nden Ahmet Can Karahasanoğlu kardeşim evladını Hakk’a teslim etti. Allah-u Teâlâ’dan sabr-ı cemîl niyaz ediyorum. Ne mutlu ona ki cennette bekleyeni var!..