Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Suzan Haným’ýn kaygýsýnýn hatýrlattýðý kaygýlar

2013 yýlýnýn Mayýs ayý sonundan 30 Mart seçimlerine kadar yaþananlar demokrasimiz ve hukuk sistemimiz için tatsýz bir dönemi ifade eder. Gezi olaylarýnýn seyri, ardýndan 17/25 Aralýk giriþimleri en güçlü demokrasilerin bile üstesinden gelemeyeceði kadar aðýr saldýrýlardýr. Böylesine aðýr saldýrýlara maruz kalan bir ülkenin yýpranmasý da doðaldýr. Ama, Türkiye bu sofistike ve þiddetli saldýrýlara raðmen demokrasisinin kalitesi ve seçim sisteminin gücü sayesinde rejimini yeni vesayet odaklarýna teslim etmedi. Art arda ve zamanýnda iki seçim yaptý ve geçerli olanýn toplum iradesi olduðunu gösterdi. Vandalizm, kara propaganda, telefon tapeleri, planlý-programlý darbe giriþimleri deðil demokrasi kazandý.

Zeminin demokrasi olduðu ve bunun dýþýna çýkma iradesinin kazanamayacaðý görüldü. 30 Mart’ýn da 10 Aðustos’un da verdiði mesaj budur.

Bu dönemi deðerlendirirken herkesin þeffaf ve dürüst davranmasý þarttýr. Sadece kendileri için deðil, topyekün bütün ülke için tahakkuk etmediði müddetçe demokrasiden ve hukuktan bahsedilemeyeceðini de anlamalarý beklenir.

Adýný koyalým... Mesela Akbank Yönetim Kurulu Baþkaný Suzan Sabancý Dinçer gibi davranmalarý beklenmez...

Dinçer, saygýn düþünce kuruluþlarýndan Chatham House’un Ýstanbul toplantýsýnda þöyle konuþtu: “Son 1.5 yýlda maalesef seçim ortamýndan kaynaklanan kutuplaþmalarýn yoðunlaþmasý sebebiyle çýkan hadiseler, ülkemizin son yýllarda elde ettiði baþarýlara gölge düþürmüþtür. Türkiye’nin yurtdýþýndaki itibarýnda zedelenmeler olmuþ, ülke içinde ve dýþýnda hukuk sistemi sorgulanmaya baþlamýþtýr. Kutuplaþma nedeniyle baþarýlar anlamýný yitirmiþtir. Artýk ülke olarak hep birlikte bu süre içindeki talihsizlikleri hýzla onarmaya ve yol almaya baþlamalýyýz. Ülkemizde bu irade ve güç var. Ýç ve dýþ yatýrýmcýya, siyasi yorumculara güven verici ortam saðlanmalýdýr.”

Ýþ dünyasý tabii ki daha fazla güven ve istikrar isteyecektir. Kazanç ve büyüme en baþta bunlara baðlýdýr. Hele, Akbank gibi 12 yýlda, toplam aktifleri 24.4 milyardan (eski parayla 24.4 katrilyon), 183 milyara; sahip olduðu mevduat 16.5 milyardan (eski parayla 16.5 katrilyon) 105 milyara ulaþmýþ bir banka için istikrar temel sermayedir. Ayný dönemde; yani AK Parti iktidarlarýnda piyasa deðeri kat kat büyüyen bir bankadan söz ediyoruz. Gayet tabii ki o bankanýn patronu istikrar ve güven isteyecektir.

Ama Akbank gibi, Suzan Sabancý Dinçer gibi ekonominin büyük oyuncularýndan toplumun da istekleri vardýr. Türkiye’nin 1.5 yýlda bozulan imajýna iliþkin bir tavýr ve yorum beklemek gibi. Tarihinin en deðerli günlerinin yaþandýðý 2013 yýlýnýn Mayýs ayýndan sonra ülkenin neden birdenbire kaosa sürüklendiðine dair bir yorum da gerekir.

Mesela, paralel vesayetin 17/25 Aralýk’ta yapmaya çalýþtýðý þeyi, bütün iþ dünyasý üzerinde kurulan korku ve þantaj düzenini sorgulamalarý gerekenlerin bunu neden ihmal ettikleri merak konusudur.  

Bütün bu yaþananlarýn demokrasiye ve hukuk sistemimize karþý acýmasýz bir saldýrý olduðunu gerçeðini ýskalayarak ve saldýrganlarý sorgulamayarak yorum yapmak bencilliktir.

Madem imaj çok önemli o zaman Ýstanbul sermayesinin de üzerindeki bu bencillik imajýný, millet iradesine karþý kayýtsýzlýk halini, ülke yakýlýp yýkýldýktan sonra kazanana akýl verme alýþkanlýðýný terk etme zamaný gelmiþtir.

Türkiye’nin imajý mý bozuldu? Bu ezberi kolaylýkla alýp konuþuyor musunuz? Bundan gerçekten þekvacý mýsýnýz? O zaman imajý kimin bozduðunu, iþ dünyasý dahil kimlerin demokrasiye karþý saldýrýda rol aldýðýný, rol almayanlarýn da kayýtsýz kaldýðýný da anlatmak zorundasýnýz. Sistem saldýrý altýndayken siz ne yapýyordunuz, özeleþtiri yapmak zorundasýnýz. Paralel veya meridyen olsun, yeni vesayetçilere karþý nerede duruyorsunuz topluma göstermek zorundasýnýz.

Sadece bankalarýn deðil büyük þirketlerin karlarý büyüsün, büyüsün ki istihdam artsýn ve ülkenin hedefleri geliþsin. Orta gelir tuzaðýndan çýkmanýn da 2023 hedeflerine ulaþmanýn yolu buradan geçmektedir. Ama, bütün bunlar için her durumda demokrasi geliþmeli ve güçlenmelidir.

Ýþ dünyasýnýn da demokrasi lehine; kendilerine yaradýðý kadar deðil, herkese yarayacak kadar tavýr koymasý þarttýr.

“Ýmajýmýz bozuldu” demek, hele hele “Seçim ortamýndan kaynaklanan kutuplaþma yoðunlaþtý” demek ne bir analizdir ne de hakikati ifade etmektedir. Bilakis, amacý zaten imaj bozmak ve kutuplaþma yaratmak olan giriþimlere onay vermek demektir. Bilerek, bilmeyerek...

Sadece, Anadolulu, mütedeyyin, muhafazakar, demokrat ve fýrsat eþitliðine inanan kitlelerin deðil; Ýstanbul’da büyüyüp geliþen, özellikle de son 10 yýlýn istikrarýndan en fazla istifade edenlerin de demokrasi için mücadele ettiðini görmenin zamaný gelmiþtir.  

Yeniden baþlamak için var olduðunu söyledikleri güç ve iradede önce kendilerinin enerjisini de görmeliyiz. Görmeliyiz ki ülke karýþtýðýnda ortalýkta olmayanlarýn, toz bulutu indiðinde ön safta oturmalarýna tahammül edebilelim.