Tahir Elçi’nin katli: Diyarbakýr’ýn kalbine kurþun

Bu defa teröre Diyarbakýr Baro Baþkaný Tahir Elçi’yi ve Ahmet Çiftaslan isimli polisimizi kurban verdik. 

Tahir Elçi kýsa bir süre önce, ilçeleri hendekler kazarak yaþanmaz hale getiren YDG-H’ye yönelik bir çaðrýda bulunmuþ, sivil alanlarýn çatýþma zemini olarak kullanýlmamasýný istemiþti.

Dünkü basýn açýklamasýnda da bir süre önce çatýþmalar arasýnda kalýp ayaklarý derin kurþun yaralarý ile tahrip olan tarihi “Dört ayaklý minare”nin yanýnda “Bu kadim bölgede; insanlýðýn bu ortak mekanýnda silah, çatýþma, operasyon istemiyoruz” derken kurþunlara hedef oldu.  

Tahir Elçi’yi vuran kurþun, hiç þüphesiz bir süredir Diyarbakýr’ý ve bölgedeki baþka yerleþim birimlerini vurmaya devam eden kurþunlardan birisidir.

Ýlçelerde kazýlan hendekler, terör örgütünün sokaklara el koymasý, uyduruk özyönetim ilanlarý ve ardýndan gelen kaçýnýlmaz sokaða çýkma yasaklarý, sonra geriye kalan harap olmuþ görüntüler...

Ýþte bunun için seslenmiþti Tahir Elçi. Sanki;

- Ey Kürt çocuðu, bu memleket senin memleketin. Cizre senin, Silvan senin, Lice, Beytüþþebap, Nusaybin, Sur senin... Sen özyönetim ilan edeceðim derken, þehirler yaþanmaz hale geliyor. Tarih harap oluyor...

diyordu.

Ama onu dinleyecek bir yapý yoktu YDG-H’de.

Onlar sözümona “fýrtýna gençlik” diye nitelenmiþti siyasetin kurtlarý tarafýndan...

“Sözümüz geçmez onlara” demiþlerdi.

Ýþte o söz geçmeyen YDG-H militanlarý Silvan’dan, Beytüþþebap’tan, Nusaybin’den sonra Sur’da da sokaklara el koydular.

Ve olan oldu.

Tahir Elçi, bir tarihi eserin, onun þahsýnda Diyarbakýr’ýn kadim kültürünün önüne siper olmak isterken canýndan oldu.

Kimse iþin içine güvenlik güçlerine dair provokasyon iddiasý katmasýn.

Çok açýk MOBESE kamera kayýtlarýnda görülüyor:

Tahir Elçi’nin vurulmasýndan önce geçen çatýþmalý ortam var ve orada, bir minibüs içinden çýkan teröristler kapýyý açar açmaz polisler üzerine kurþun yaðdýrýyor, polisler yere serilirken onlar silahlarýyla birlikte kaçýp, Tahir Elçi’nin basýn açýklamasý yaptýðý yere doðru ateþ ederek koþuyorlar. Ýþte orada Tahir Elçi’nin korumasýndaki sivil polisler de ateþ açmaya baþlýyor. Ve bu arada Tahir Elçi kurþunlara hedef oluyor.

Bu Diyarbakýr’ýn yüreðinden vurulmasýdýr, evet.

Terörist provokasyonun dikalasýdýr, evet.

Bu cinayet üzerinden devleti ve bölgede alýnan güvenlik tedbirlerini suçlamak, hele Paralel dünyanýn tweet trollerince iktidara fatura kesmek, ancak YDG-H cinayetlerini kamufle etme kötü niyetinin uzantýsý olabilir.

Þunu derim:

Devlet çok acil olarak þu veya bu yerleþim birimine hendekler kazýp, barikatlar kurarak el koyan YDG-H çetelerini etkisiz hale getirip, buralarý normal hayata döndürmek zorundadýr.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “terörle mücadelenin ne kadar hayati olduðu bir kere daha görülmüþtür” þeklindeki yaklaþýmý bir gerçeðin ifadesidir. Ne diyelim Tahir Elçi’nin katli son bulsun, güvenlik birimlerinin þehadeti son bulsun.

Dünyanýn Putin sýnavý

Putin Rusyasý, Sovyetler’in Çarlýk’tan aldýðý emperyal hedefleri aynen transfer etmek için pusuda avýný bekleyen bir pars gibi hareket ediyor.

Ukrayna’dan bu yana Rusya, özellikle komþularý için ne kadar güvenilmez bir ülke olduðunu sergilemekten geri kalmýyor.

Görüyorsunuz ki onun zihninde saklý tuttuðu stratejik hedefler var ve Batý dünyasýnýn irade felci yaþadýðý her durumda o, avýnýn üstüne atlýyor ve yutma hamlesine giriþiyor.

Ukrayna’da nihai anlamda meydana gelen þey, Batý’yý mutlu ediyor mu? Ýþte yuttu Kýrým’ý Rusya.

Gürcistan’da olan bitenden mutlu mu Batý?

Baltýk ülkeleri hala, bünyelerinde bulunan Rus asýllý nüfus sebebiyle Rusya korkusu yaþamýyor mu?

Ve Suriye...

Batý’nýn ahmak otu ne, diye sorarsanýz, derim ki terörizmdir.

Rusya bu ahmak otu ile Batý’yý afyonlayýp kalan serbest alanda güç kullanarak hedefine ulaþýyor.

Dünya Putin’i ve Rusya’yý yeniden okumak zorunda. Suriye’de yaþananlar bu gerçeði öðretmezse, daha pek çok Ukrayna, Kýrým, Gürcistan yaþanýr, benden söylemesi.