Tahrikler ve Suriye sorunsalý

Cizre’de baþlayýp yayýlan olaylarýn provokasyon olduðuna þüphe yok. Bu tahrik faaliyetlerinin doðrudan baðlantýlý olduðu konu Çözüm Süreci. Kürt siyasi hareketini þiddet kullanmaya teþvik eden gruplar, bir yandan Kürtleri zor durumda býrakýrken öte taraftan hükümeti de adým atmamaya zorluyor. Dolayýsýyla bu tür olaylar, ayný anda iki tarafý da bloke edecek bir amaç taþýyor.

Bu durumda soruyu yaþanan olaylarýn neden gerçekleþtiði biçiminde deðil, söz konusu ortamýn kimin iþine yarayacaðý þeklinde sormak gerek.

Türkiye içindeki oyunculara bakýldýðýnda Çözüm Süreci’ni kimin istemediðini bulmak hiç zor deðil. Ancak bu istemeyenlerden hangilerinin bir tahrik sürecini desteklediklerini bulmak zor. Ýnsanlarýn ölümüyle sonuçlanan bu tür olaylarýn ardýndan kin ve nefret duygularýnýn yatýþmasý mümkün deðil ve bu da muhtemelen “kardeþlik” projesinin yaþama geçmesini istemeyenlerin iþine geliyor.

Tahrik peþinde koþanlarýn “Kardeþlik” konusundaki beklentileri faklý olmalý. Muhtemelen bu kesimin anladýðý kardeþlik, türdeþ bir kardeþlik. Oysa Türkiye’de etnik ve hatta dini bir türdeþlik yok, tam tersine çeþitlilik var.

Dýþ boyut

Tahriklerin dolaylý olarak baðlantýlý olduðu konu ise, bu türdeþ yapýnýn bir istikrar ortamý vaat etmesine engel olma çabasýyla ilgili. Türkiye’nin çözüm sürecinde yol almasý demek yakýn coðrafyasýndaki, en azýndan Irak baðlamýndaki açýlýmýn sürdürülebilir olmasýný garanti etmesi demek. Bu durumun Suriye’deki tüm kesimler üzerinde baský yaratmasý da kaçýnýlmaz.

Çözüm Süreci bölgedeki Kürt halklarýnýn “dýþ açýlýmlarý”ný Türkiye üzerinden gerçekleþtirmeleri demek. Bu da bir dizi devletin, baþta Avrupa ülkelerinin Kürtler üzerinden siyaset üretme imkanlarýnýn kýsýtlanmasý anlamýna geliyor. Irak’ta kýsmen saðlanan Türkiye güveninin Suriye ayaðýnda sorun var; dolayýsýyla kullanýlabilecek zayýf halka Suriye’de.

Ancak Suriye’de Türkiye’yi geri çekilmeye ya da bataklýða çekmeye zorlayabilecek baþka bir oyuncu daha var, ki ÝD bu konuda hazýrlýklarýný yapýyor gibi. Dolayýsýyla Türkiye bir yandan Esad’la, bir yandan PYD ile bir yandan da ÝD ile mücadele eder hale getiriliyor. Mesele bu mücadeleye aktif olarak sürüklenmeden manevra kabiliyeti kazanmakta.

Önlem

Türkiye manevra yeteneði kapsamýnda, üç eksende önlem geliþtiriyor. Birinci eksen Esad rejimi konusunu “büyük güçlere” havale etmekle ilgili yürütülen diplomasi. Ýkinci eksen, PYD’yi uzaklaþtýrma, eylemsizleþtirme giriþimi. Bu çerçevede Türkiye, ileride kurulacak Suriye’nin Irak gibi bir sisteme bürünmesini, Suriye Kürtlerinin de siyaseten kendi ülkelerinde söz sahibi olmalarýna çalýþýyor. Bu konuda baþka ülkelerin de verdiði vaatler var; ancak Türkiye vaatlerin “Türkiye’ye karþýt” biçimde gerçekleþmesine izin vermeyeceðini ima ediyor.

Tam bu noktada devreye ÝD giriyor ve Türkiye’nin Suriye geleceðinden elini çekmesi için yapýlan baský bu yapý tarafýndan gerçekleþtiriliyor. Türkiye bu baskýyý kýrmak için ÝD içinden kopmalara yol açabilecek faaliyetleri sürdürdükçe de daha fazla ÝD tehdidine maruz kalýyor.

Türkiye Suriye ile ilgili beklentilerini ÝD’ye feda edemez. 2 milyona yakýn Suriyeli Türkiye’de; siyaseten tarafýný seçememiþ Kürtler var ve düþman bir rejim söz konusu. Dolayýsýyla ÝD’nin Türkiye’yi hedefe koymasý halinde, hazýrlayacaðý tuzaðý önceden görmek ve önlem almak gerekir. Bu da pazarlýk yapmaya yol açýp Türkiye’yi zora sokacak ne varsa, “karþý”tarafýn elinden alýnmasýný,  askeri olarak kendisini bataða çekecek eylemlere boyun eðmemesini gerektirir. Bugün alýnacak önlemler, yarýn yapýlacak baskýlarýn önüne geçmek demektir.