Tahrir meydan manipülasyonu

Devrim Tahrir’e geri döndü yazıyor meydandaki pankartların birinde. Kalabalık git git Mursi diye tempo tutuyor, Mursi firavunlaştı diyorlar. Peki, daha geçen yıl fel yaskut ennizam -yıkılsın bu düzen- diyerek meydanlara çıkan ve bunu başaranlar nasıl bir hayalkırıklığı yaşıyor ki yeniden buradalar ve halkın seçtiği cumhurbaşkanı yıkılsın istiyorlar? Meydandakileri Mursi karşıtlığında birleştiren isyan sesinin Mübarek rejimini deviren Tahrir ruhuyla bir ilgisi var mı?

Öncelikle Arap Baharı’nın ve elbette Mısır devriminin sembol meydanı Tahrir, devrim günlerindeki kadar değilse de yine hareketli ve kararlı ama bu defa çok farklı. Devrimi yapan koalisyonda sol örgütler, liberaller, sendikalar, gençler ve nüfusun yüzde 10’nunu oluşturan Hıristiyanlar vardı, Müslüman Kardeşlerle Selefiler lokomotifti. Saflar sıktı. Tahrir’i şimdi mesken belleyenler ise çok daha seyrek ve eksikti. Bazı sol örgütler, bazı sendikalar, Kıptiler ve Mübarek kalıntısı imtiyazlılar orada. Anayasa taslağında neye itiraz ediyorsunuz diye sorduğunuzda çok az kişi şuna diyebiliyor, çoğunluk itiraz ettiği taslağı okumadığını söylüyor; bu da meydan manipülasyonunu açığa çıkarıyor.

Vesayetçi Mısır meydanda

Bu defa Tahrir’e ilk kez çıkanların sayısı hiç az değil. Eski rejiminin yıkılmasını önleyemeyenler (-ki 90 milyonluk nüfusun yüzde 20’si gibiler) ordunun ve yargının vesayetini sürdürmesini sağlayacak kurum ve yasaların post-Mübarek döneminde de devamını istiyor, “Mursi ekonomiyi düzeltsin, başka şeye karışmasın” diyor. 30 yıllık Mübarek rejimi sayesinde çeşitli imtiyazlar elde ettikleri için değişimden en çok onlar korkuyor ve haliyle sesleri çok çıkıyor. Medyada da güçlüler. Anayasa taslağını başka gerekçelerle eleştirenlerin meydandaki varlığını kendi amaçları için araçsallaştırırken onların çeşitliliğini ve eleştirel farklılığını Mursi karşıtlığına dönüştürerek Tahrir’i düzleştiriyorlar.

Tahrir muhalefetinin ana argümanını Mursi’nin firavunlaştığı tezi oluşturuyor. Sürece evveli ve ahiri ile bakmazsanız evet an itibariyleöyle. Ama işin aslı öyle değil: Devrim oldu Mübarek gitti, Mursi cumhurbaşkanı seçildi ama Yüksek Askeri Konsey (YAK) daha seçim sonuçları açıklanmadan el çabukluğu marifetiyle cumhurbaşkanın yetkilerini daralttı, Anayasa Mahkemesi seçimle oluşan Devrim Meclisi’ni feshetti. Yasama yetkisi askerin eline geçince Mursi YAK’ı siyaset dışına itti. Bu arada Anayasa Komisyonu anayasa taslağını hazırladı, referandum 15 Aralık’ta. Yani evet şu an kısa bir süre için tüm yetkiler Mursi’de. Yani Mursi karşıtlarının ve eski rejim kalıntılarının, onu buna mecbur eden sürece ve referandumdan sonra yetkileri Meclise devredeceği açıklamasına bakmadan Mursi firavunlaştı demesi tam bir cambaza bakdurumu.      

‘Özgür olmayı öğreniyoruz’

Mursi’nin ve değişimin önündeki en büyük engel şu an yargı erki. Yargı imtiyazlı sınıfın önde gideni, öyle ki bir yargıç, ailesinden 10 kişiyi savcı, hakim veya müsteşar olarak atayabiliyor, Mısır’da bir memur ayda 50 dolar civarı kazanırken yargı mensupları 4000 dolar maaş alıyor ve ayda bir hafta çalışıyor. 15 Aralık’ta yapılacak referandumda halka yargı erkinin ve yargıçların durumu da sorulacak. Bu durum, son Tahrir sakinlerinin çoğunun meydana ilk kez çıkan hukukçular olmasını da, Mısırlı hukukçuların mikrofon uzatıldığında öfkeyle konuşmasını da açıklıyor.

Ama yine de, görünen o ki Mısır’da su yatağını yavaşça bulacak. Geçen hafta meydanlarda toplanan dört milyon kişi Mursi’ye “Devam et reis, arkandayız” dedi. Değişimin radikal niteliği ve kitlelerin sayısal büyüklüğüne oranla tatsızlık falan da çıkmadı. Nahda’daki Mursi taraftarlarında da, Tahrir’deki yeni muhalefette de öyle çok yüksek bir agresyon yok. Şu kadarcık demokrasi tecrübesine rağmen gıpta edilecek kadar olgunlar. Zaten Mursi de “Nasıl özgür olunacağını hep birlikte öğreniyoruz” diyor. Kısaca: Mısır’da olmuş bu iş.