(Tak tak) -Kim o? -Ben kızkardeşiniz Fatma

Ne yalan söyleyeyim, Fatma Şahin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak kabineye girdikten sonra en önemli sorunlarımızdan “kadına şiddetin önüne geçmenin” süper yolu olarak “panik butonu”nu basın toplantısında muştulayınca...

Bravo, bula bula bu çözümü mü buldunuz deyip epeyce bir dilime dolamıştım.

Şiddet görerek zaten aciz durumda değiller mi sorusuna “acizliği ortadan kaldırmak mı” acizliği daha da görünür kılmak mı derim size...

Ayrıca karı-koca arasındaki “şiddete” bir de her daim “basarım butona haa” tehdidiyle “güven” sorununu eklemiş olursunuz ki eşlerin aynı yatağı nasıl paylaşacakları da ayrı bir soru...

***

Kadına şiddet sorununun çözümü için atılacak her adımı fazlasıyla önemsiyorum elbette.

Aile fertlerinin bilinçlendirilmesi ve şiddeti tetikleyen ekonomik, psikolojik, kültürel tüm sebeplerin incelenmesi ve çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Nokta..

Panik butonlarını benimsememekle birlikte ASP Bakanı Fatma Şahin’in acil bir ihtiyaç olan “Kadın Destek Evleri” projesini bir o kadar desteklediğimi belirtmeliyim.

Geçen hafta ASP Bakanı Fatma Şahin ve AK Parti Milletvekili Mine Lök Beyaz’la birlikte Diyarbakır’daydım. Diyebilirim ki ilk kez bir siyasetçiyi, panzerlerin gölgesi,  jandarmalar ve polis araçları olmadan, korumaları halkı rahatsız edecek şekilde çembere almadan alabildiğine sivil olarak bölgede dolaşırken izlediğimi söylemeliyim.

Ulaşmak isteyen, derdini anlatmak isteyen, kızım diyen de, sitem eden de rahatlıkla ulaşabildi Fatma Şahin’e... Nasıl ulaşmasın ki “Ben kızkardeşiniz Fatma, bu bölgenin kızıyım” diyerek selamladı herkesi.

Çarşamba akşamı Gazi Köşkü’nden gerçekleştirdiğimiz Söz Bitmeden programında da söylediğim “Tıpkı akşam evine gidip kapıyı çalıp, ev ahalisinden ‘kim o’ sorusuna ‘ben geldim’ diyen” aile ferdi gibiydi.

Diyarbakır’ın 40 bin nüfuslu Silvan ilçesinde, Malabadi ve Feridun mahallesinde iki tane “Kadın Destek Evi’ni halkın hizmetine sundu. Silvan kaymakamı “Feridun mahallesi polisin girmediği” bir yer dediğinde hemen gözüm dışarıda panzer, jandarma, polis aradı herşey normaldi. PKK’ya en yoğun destek veren bir yer olduğu dile getirildi. Mahallenin tüm kadınları ve genç kızları Fatma Şahin’i dinlemeye gelmişlerdi. Kucağı bebekli kadınlar çoktan kayıtlarını yaptırmışlardı “Kadın Destek Evi”ne...

Bölgenin kızı Fatma Şahin, karşımızda çatışmalara sahne olan Silvan karakolu ve dağlarına karşı yani terörün merkezinden “terör bitsin” mesajı verdi ve bölgenin annelerinden destek istedi “Artık gözyaşı dökmeyelim yarınlara umutla bakalım” diye seslendi.

Açılışa gelen kadınlara “bu merkezin akıbeti ne olur” diye sorduğumda “Gelip kapatırlar, bizi tehdit ederler buraya gelmeyelim diye, kapattıklarında Fatma Hanım yine açsın yeniden usanmasın... Nasılsa bir gün yılacaklar. Biz de sahip çıkacağız elbette” dediler.

Beni en çok umutlandıran ise BDP’li ailelerin AK Partili gençleri oldu, “Ailelerinizle kavga etmiyor musunuz baskı yok mu üzerinizde” diye sordum. Gençler “Ailelerimizin başka seçeneği yok, onlar tutsak ama bizim AK Parti’yi desteklediğimizi biliyorlar...”

“Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a selamımızı götürür müsünüz? Lütfen bizden ve barıştan vazgeçmesin. Yakınlarımız artık dağa çıkmasın istiyoruz. Annelerimiz ağlamasın. Biz de anne olduğumuzda ağlamak istemiyoruz. Bunu söyleyin” dediler.

Bir de ısrarla “Hatip Dicle üzerindeki mahkumiyet kaldırılırsa PKK’nın elindeki önemli bir koz daha ortadan kalkar. Lütfen böyle yazın” dediler.

Elçiye zeval olmaz...

Diyarbakır’dan Silvan’dan yazılacak çok şey var ama ben son olarak üzüldüğüm bir hususu dile getirmek istiyorum. Bölgenin kızı Fatma Şahin kabineye girmekte geç bırakılmış keşke daha erken girseymiş diye düşünmeden edemedim.