Taksim kapatýlabilir ama.......

Yazýmý 1 Mayýs günü öðle saatlerinde yazýyorum, en içten temennim bugün ciddi sayýlabilecek bir olayýn yaþanmamasýdýr 

Yazýmýn baþlýðýný “Taksim kapatýlabilir ama...” diye koyuyorum.

“Ama”sý çok önemli.

1 Mayýs’larda Taksim kapatýlmayabilir de.

Hatýrlayabildiðim kadarýyla Taksim’de 1 Mayýs kutlamalarýnda sadece bir kez, o da 1 Mayýs 1977’de çok büyük olaylar oldu, baþka büyük olay hatýrlamýyorum, bu konuya aþaðýda döneceðim. 

Ýþçi sendikalarý, sosyalistler, çalýþanlarýn bir bölümü 1 Mayýs’ý ýsrarla Taksim Meydaný’nda kutlamak istiyorlar ve bir koþulla da haklýlar.

Bu koþul çözülmediði sürece de sendikalarýn Taksim ýsrarýný anlayýþla karþýlýyorum.

Hükümet ise ýsrarla 1 Mayýs kutlamalarý için sendikalara, çalýþanlara, sosyalistlere Taksim’i açmýyor.

Alternatif alanlar gösteriyor, ulaþým için de kolaylýklar sunuyor, ücretsiz taþýma öngörüyor.

Hükümetin gerekçeleri de uluslararasý standartlara uygun, kamu düzeni gerekçesini gösteriyor siyasal iktidar, göstericilere alternatif alanlar öneriyor.

Taksim Meydaný’nda bir olay olur ise, meydaný güvenlik sýnýrlarý içinde tahliye etmenin kolay olmayacaðýný, bölgenin turistik bir bölge olduðunu, civarda büyük otellerin olduðunu öne sürüyor.

Bu argümanlar çok büyük ölçüde doðru, aksini söylemek kolay deðil, NORMAL KOÞULLAR ALTINDA, sendikalarýn, sosyalistlerin Taksim ýsrarý, alternatif ve þehire uzak olmayan meydanlar gösterildiði müddetçe, çok anlamlý görünmeyebilir.

Gelelim yazýmýn baþýndan beri vurguladýðým “ama”lara.

Hükümetin sýrtýnda yumurta küfesi var, kamu düzeni gerekçesi ile Taksim Meydaný’ný toplumsal gösterilere kapatabilir, anlamaya çalýþýyorum.

AMA, hükümetin sýrtýnda yumurta küfesi olduðu gibi, elinde de baþka olanaklar var, devletin tüm arþivleri, MÝT dosyalarý emrinde.

Daha doðrusu böyle olmak zorunda.

1 Mayýs 1977 olaylarý Türkiye tarihinin en karanlýk olaylarýnýn baþýnda geliyor.

Karanlýk diyorum zira hala bu olaylarýn nasýl çýktýðý, Intercontinental Oteli’nden, Sular Ýdaresi’nin üzerinden kimlerin ateþ açtýðý bilinmiyor.  

Bu korkunç olay devletin bir kesiminin tertibi olabilir, 12 Eylül’e giden Türkiye’nin ayak izleri, adýmlarý olma ihtimali yüksek.

Sol gruplarýn, belki de baþka istihbarat örgütlerinin itmesiyle, kendi aralarýnda bir çatýþma da olabilir; Prof. Halil Berktay bu ihtimalin yüksek olduðunu ifade etmiþ idi.

Bu ihtimallere iliþkin çok önemli bilgilerin, detaylarýn MÝT arþivlerinde olduðunu düþünüyorum.

1 Mayýs konusunda siyasal iktidara düþen en büyük görev muhtemelen, Taksim’i açmaktan daha önemli olmak üzere, 1 Mayýs 1977’i olaylarýnýn arka planýný Türkiye vatandaþlarý ve dünya ile paylaþmak olmalýdýr.

1 Mayýs 1977 AK Parti’nin, þahsi olarak kurucularýnýn þöyle ya da böyle iliþkisi olabileceði bir olay deðil.

AK Parti’nin, Sayýn Erdoðan’ýn bu olayýn detaylarýný bizlerle neden 12 senedir, yani devlet arþivlerine hakim olunduðundan beri paylaþmadýðýný anlamakta zorlanýyorum.

Ýktidarýn ilk senelerinde AK Parti’nin bazý konularda muktedir olmadýðý söylenebilir ama bu argümanýn bugün artýk geçerli olmadýðýný düþünüyorum.

Aklýma gelen yegane olumsuz ihtimal AK Parti’nin de, daha önceki iktidarlar gibi, devlet sýrrý, devletin yüce menfaatleri gibi kavramlarý açýklýk ilkesinin önüne çýkarmasýdýr.

Ancak, suç oluþturan meselelerin, mesela 1 Mayýs 1977’nin, devlet sýrrý kapsamýna girmeyeceði de açýktýr.

Üstelik AK Parti “Yeni Türkiye” sloganý ile çalýþan bir parti ve iþte, Yeni Türkiye için, elimizde muazzam ve somut bir olanak var.

1 Mayýs 1977’e iliþkin bilgileri, arþivi sonuna kadar açan AK Parti’nin Taksim Meydaný’ný 1 Mayýs’lara kapatmasý çok daha meþru olacaktýr.