“Taksim platform mu” yoksa “Darbe Konseyi mi”!

Türkiye’nin neresinde açýkta duran bir “sinir ucu” varsa, daha doðrusu Türkiye hangi problemine el atmýþ ve düzeltme yolunda “adýmlar atmaya” baþlamýþsa, ortaya çýkan hassas durumu Taksim’de bir “sokak isyanýna” dönüþtürmeye çalýþan bir yapý ortaya çýktý. Adý sözde “Taksim Platformu”, eylemleri ise týpký darbeler sonrasý ortaya çýkmýþ bir “darbe konseyi”!

Sevgili dostlar, Lice’de yaþananlar sonrasý Taksim’de ortaya çýkan görüntüler, bu platform’un attýðý adýmlar, gösterilere katýlan çok sayýda yabancý uyruklu kiþi ve son dönemdeki açýklamalar, bir gerçeði net olarak ortaya koyuyor; “içerideki bazý odaklar ve dýþarýdaki efendileri” seçimle kazanamadýklarýný Türk Halký ve iradesine raðmen “SÝVÝL ÝSYAN ve DARBE DENEMESÝ” ile almaya, isteklerini seçilmiþ Hükümet’e ve Türk Devleti’ne dayatmaya çalýþýyorlar ! Bu noktada ortaya çok net bir gerçek de çýkýyor; bu arkadaþlarýn yaptýklarý, açýklamalarý, dayatmalarý, istekleri artýk “sivil bir ses duyurma deðil” resmen “ANAYASAL BÝR SUÇ” olan farklý yöntemlerle DARBE denemesi..

Sonuç: Her Türk vatandaþý artýk net olarak görmeli ki; SEÇÝLMÝÞ HÜKÜMET’e, SEÇÝLMÝÞ BAÞBAKAN’a yönelik “küresel-yerel” bir DARBE denemesi var ve bizler bu gidiþe vatandaþ olarak asla izin vermeyeceðiz !

Son söz: Savcýlarýn, Türk Devleti’ne karþý “DARBE KONSEYÝ” kývamýna gelen bu yapýlanmalara, “hoþgörü sýnýrýný” çoktan geçtiklerini Türk Halký’nýn gördüðünü bilerek, gerekli adýmlarý biran önce atmalarý gerekli ! Türk Devleti binlerce yýllýk bir gelenektir ve arkasýnda kim olursa olsun DARBE denemelerine boyun eðmez!

Tablo bu kadar açýk olunca...

Baþlýða sýðmadýðý için yeniden yazacaðým; görünen tablo bu kadar açýk olunca, sokaðý patlatmak, gidiþata DUR demek için harekete geçtiler...

Sevgili dostlar, 2011 Eylül ayýnda “Ýsrailli profesör ve müthiþ iddiasý” baþlýklý birkaç yazý yazmýþ ve Prof. David Passig’i SANSÜRSÜZ programýnda da konuk etmiþtim...Passig, “Ýsrail’in Geleceði” adlý kitabýn yazarýydý”, Türkiye hakkýnda müthiþ iddialarý vardý...Ayný zamanda Türkiye’nin gidiþatýndan “Ýsrail’in endiþesini de saklamýyordu” !

Passig, yaptýðý analizlerde “BÜYÜK GENLEÞME SÜRECÝNÝ” görmüþ, muhtemelen kendi devletine de rapor etmiþ ve kitabýnda þunlarý yazmýþtý;

 “...Türklerin tarihini öðrendikçe, hem bilinen, hem de gizli kalmýþ yanlarý beni büyüledi. Derine indikçe Ortadoðu’da birçok ülkenin kaderinin de Türkiye’nin kaderine ve merhametine baðlý olduðunu gördüm. Türkiye’nin 100 yýllýk bir uykudan sonra doðal görevine geri döneceðini, bölgede büyük kuvvetleri dengelemesi gereken süper bir güç haline geleceðini açýkça görüyorum. Türkiye kanýnda akan süper güç olma hissini yeniden yaþayacaktýr. Bir Ýsrailli olarak Türkiye’nin tarihteki görevini sorumlulukla yerine getireceðini ümit ediyorum... Türkiye, 2020-2030’larýn jeopolitik ivmesini kullanarak nüfuzunu ve birliklerini Kafkaslar’dan daha kuzeye, Ukrayna ve Volga Nehri vadilerine yaymaya çalýþacak. Ayný zamanda doðuya doðru da uzanacak. Burada bulunan Kazakistan ve Afganistan gibi Müslüman devletler, bu nüfuzu saygý ve takdirle karþýlayacaklar. Türkiye’nin Müslüman dünyasýný istikrara kavuþturmasý baþta ABD’nin hoþuna gidecek. Türkiye, Ýran’ý her yönden tecrit edince, ABD daha da memnun olacak. Türk birlikleri, Irak, Suriye ve Mýsýr’a kadar yayýlacak. Arap ülkelerinin desteði ve direnci düþerken, ABD önceleri memnun olacak ama Çin bu geliþmelerden rahatsýz olmaya baþlayacak...Çin, Türkiye’nin geçmiþte olduðu gibi Orta Asya’ya ve buradan geçen enerji yollarýna hâkim olmayý düþündüðünden þüphelenecek ve Türkiye’nin durdurulmasýný isteyecek. Ýsteyecek ama Türkiye çoktan Avrasya’nýn tamamýnda güç ve etki kazanmýþ olacak...”

Evet, böyle yazýyordu, David Passig...Aslýnda sadece o deðildi, Ýsrail’den Almanya’ya, Almanya’dan Amerika’ya 2009’dan itibaren resmi bütün istihbarat tezleri ayný sonucu yazýyordu; “21. Yüzyýl Türkiye yüzyýlý olacak, peki ne yapacaðýz?”...

Sonuç: Passig’in ortaya koyduðu tez, benim son 10 yýldýr savunduðum “Türkiye küresel güçlerden biri olacak” tezimden de ileri, söylenen çok açýk: Türkiye 2020’lerde “küresel oyunculardan biri, 2050’ye doðru (2053 hedefimizi bu noktada hatýrlayalým) dünya lideri olacak”! Bu gerçeði görenler, kendilerini “Türkiye’yi DURDURMA” zorunluluðunda hissedenler, “zirve yaptýðýmýz” Mayýs ayýnda harekete geçtiler ve yaþadýklarýmýz ortaya çýktý! GÖR TÜRKÝYE, LÜTFEN BU GERÇEKLERÝ GÖR!

Son söz: Ne yaparlarsa yapsýnlar, gidiþimiz durdurulamaz, hedefimiz saptýrýlamaz... Yaþasýn TAM BAÐIMSIZ, GÜÇLÜ, BÜYÜK, CÝHANÞÜMUL TÜRKÝYE...