Ligin devre arasında kısa analizler yazmış ve o zaman esen bahar havasına karşın Beşiktaş’ın hücum üretkenliğindeki sorunlara dikkat çekmiştim. O günden beri de her hafta, skor ne olursa olsun, bıkmadan usanmadan aynı uyarıları dile getiriyorum. Çok da basit bir şey söylüyorum: Beşiktaş’ın hücum üretkenliğinin anahtarı Fernandes-Oğuzhan ikilisi. Bu ikilinin arkasına en uygun ad da Necip.
Neden bu kadar ısrarcı davrandım? Yorumlarımı düzenli izleyenler biliyordur, teknik adamın oyuncu tercihlerini çok seyrek eleştiririm. Yeter ki teknik adam oyun sistemine ve taktik mentaliteye bağlı kalsın! Hangi 11 olursa olsun, takımı sahaya belli bir anlayışla çıkarsın! Beşiktaş’ta uzun süredir göremediğim ve işler iyiyken de kötüyken de eleştirdiğim şey bu. Belli bir sistem oluşturmayan teknik adamların şapkadan tavşan çıkarma arayışını da hep sorgularım. Örneğin Oğuzhan’ın kanada mahkum edilmesi gibi!
Açayım: Orta ikiliniz buna uygundur (diyelim, Fernandes-Guti vardır sahada), Oğuzhan’ı kanada kaydırır, tıpkı Schuster dönemindeki Q7 ve Simao gibi sürekli içe kat etmesini istersiniz, ona şapka çıkarırım. Ya da Fernandes’in yanına Necip’i koyar, yine Schuster dönemindeki gibi geriden topla çıkmasını, pas yapmaktan korkmamasını, rakip ceza alanı yayına olabildiğince yaklaşmasını istersiniz, Oğuzhan’ı kanada kaydırırsınız, onu da anlarım.
Olup biten bu mu? Değil. Hızlı hücum taktiğiyle tedbirli futbolu harmanlamaya çalışan ve işlemediği haftalardır aşikar olan garip bir arayış. Zaten iki sezondur “Beşiktaş’ın kadro yapısı tedbirli futbola uygun” değil diye yırtınıp duruyorum. Hedefler ciddiye binince tedbirli futbola sarılan teknik adam “büyük takım”ın ne olduğunu anlayamamış demektir. Yazık ki ligimize hakim olan anlayış bu.
Ben ne zaman taktik kısıttan söz etsem, Aybaba da kadro kısıtından söz ediyor. Birkaç hafta önce Schuster dönemindeki 15 kişilik Porto maçı kadrosunu özellikle verdim. Sakat ve cezalı hep olur, önemli olan mevcut kadroyu kendi oyun sisteminize sadık kalmaya zorlamaktır, yukarıda verdiğim orta saha örneklerinde olduğu gibi. Diğeri şapkadan tavşan çıkarmaktır, denersiniz, çıkmaz!