Bir BÞ. Belediye Baþkaný, herhalde ayný þehirde ikamet eden herkes gibi, o milyonlardan birisi olduðumdan benim cep telefonuma da, ‘Kadir Gecesi’ için bir tebrik mesajý göndermiþ.. Biz ki, bu gibi yaklaþýmlarýn yalanýna bile çok kere meftûn olmuþuzdur; herhalde o zaafýmýzdan faydalanýlmak istenmiþtir.
Ama, daha da ilginç olan þu ki, bu kiþi, o tebrik mesajýný gönderirken, 19 Mayýs’a hiç deðinmiyor; ve amma, ayný büyük þehrin ilçelerinde Beld. Baþkanlýðý yapan ve iktidar partisine mensub niceleri de, hemþehrilerine, 19 Mayýs için kutlama mesajlarý gönderiyorlardý; ‘resmî ideoloji ikonu’na tâzimlerini de yenileyerek.. Hattâ yakýn zamana kadar belli bir duruþlarý olan niceleri, son zamanlarda, siyaset icabý ve belâ savma kabilinden denilerek sergilenen yaklaþýmlardan etkilenerek, kendi geçmiþlerini inkâr edercesine, yeni bir iman dairesine girmiþçesine tuhaflýklar sergiliyorlar. ‘Ýki kutsal’ýn bir gecede birleþtiði’nden dem vuranlar bile oldu.
Ortada bir traji-komik durumun da ötesinde bir palyaçoluk gösterisi sahneleniyor.
Evet, bir ‘avanak avcýlýðý’ mý yapýlýyor, zekâvet yarýþý mý, taktik mi sözkonusu; yoksa, rol daðýlýmýnda bir yeni yapýlanma mý sözkonusu?
Sözkonusu BÞ. Beld. Baþkaný olan kiþinin anne-babasýnýn görüntüsü yayýnlanmýþtý bir kere.. Gerçekten, Anadolu Müslümanlarýnýn tipik ortak çizgilerini yansýtýyorlardý. Dudaklarý dualý kimselerdi..
Ama, 29 Ekim 2019 günü verilen resepsiyonlarda, bu baþkanýn en yakýnýndaki birisinin fotoðraflarýný, mâlum medya kuruluþlarý, ‘Ýþte bir Cumhuriyet kadýný.. Görmeye hasret kalmýþtýk..’ diye vermemiþler miydi?
Sözkonusu BÞ. Beled. Baþkaný’nýn Genel Baþkaný da, bu münbit sahanýn kendilerine bir þeyler getireceðini umduðundan olmalý ki, bir taraftan, kendi ideolojik çizgilerine çok yabancý bir ‘Sevgili Peygamberimiz..’ ifadesini telaffuz edebiliyor; diðer taraftan da, kendilerinin asýl ve eski þeflerinin isimlerini zikrederek, ‘Onlarýn ilkelerinden bir milim bile sapma göstermedik..’ diye kendi yandaþlarýna garantiler veriyor.
Ki, bu kiþi zehir-zemberek konuþmalar yapýyor, siyasî muarýzlarýna hakaretler yaðdýrýyor, ve sonra da.. ‘Bu güzel vatan hepimizin, kardeþçe yaþayalým.. Niye kavga edelim? Biz barýþ ve huzur istiyoruz..’ deyince; hýrçýn konuþmalardan bezmiþ, býkkýnlýk getirmiþ kimseleri kendi tarafýna cezbedebilir mi, bilmiyorum. Ama, 15 ay öncelerde yaþadýðýmýz bir sosyo-politik tablo üzerinde, ‘Aman, siperde kavga etmeyelim..’ mantýðýyla konunun kenarýndan teðet geçmeyi yeðledik. Ama, o sonucu iyi deðerlendirmeliydik; ki, vakit hâlâ da geçmiþ deðil..
Bir taraf, ’Amaan, n’apalým.. Halk baþka türlü oy vermiyorsa onlara bir tutam ot gösteriliyordur..’ diye kendi yandaþlarýna mazeret hazýrlarken; diðer taraf da, ‘istemeye istemeye ve sýrf belâ savmak kabilinden..’ diyerek bir þeyler söylediklerini beyan ediyor; ama, unutulmasýn ki , kendi mantýðýndan ve kalbî deðerlerinden günlük maslahat gerekçesiyle ufak-tefek tâviz derken, bir de bakarýz ki bir çok þey iyice yalama oluverir.
45-46 sene öncelerde, Hýfzý Veldet diye bir hukuk prof.’u vardý, (hukukta hocamýzdý da ayný zamanda); televizyonun yeni devreye girdiði sýralar.. Bir 23 Nisan proðramýndaydý, tapýnýrcasýna kutsadýðý bir siyasî lider’in, ‘Önüne çýkan bir çok engelleri, câhil halkýn din duygularýný okþayarak aþtýðýný’ anlatýrken, ‘Halký kandýrdý mý, diye sorabilirsiniz.. Evet, kandýrdý.. Ýyi de yaptý.. Eðer öyle yapmasaydý, baþýmýzda kimlerin reisicumhur olduklarýný görürdük..’ demiþti; ‘Þecaat arzedeyim derken, merd-i qýbtî, sirkatin (çaldýklarýný) söyler..’ misali bir tuhaf açýkgözlük ve öðünmeyle..
Bu bir alarm durumudur; bir ‘zihin karýþýklýðý ve ishali’ , bir çürüme ve hattâ, tefessühe, kokuþmuþluða doðru giden bir yalpalamadýr. Geciken, sona kalan, donakalýr..