Eðitim-öðretim süreçlerinin önemi, bu süreçlerin üretim, büyüme üzerindeki tartýþmasýz etkileri son dönemlerin en ilginç konularýnýn baþýnda geliyor.
Ýnsanlarýn eðitim-öðretim süreçlerinin önemi konusunda büyük bir mutabakata ulaþmýþ olmalarý ayný zamanda bu süreçlerin aktörleri üzerinde de yoðun düþünmeyi gerektiriyor.
Eðitim-öðretim süreçleri üzerine kafa yoran insanlar da, en azýndan bir süre daha, öðretmen faktörünün önemini ön plana çýkarýyorlar.
Daha iyi, daha nitelikli öðretmenler eðitim-öðretim süreçlerini daha nitelikli, daha etkin kýlýyorlar.
Bu alanda üç soru ön plan çýkýyor.
Daha nitelikli öðretmen kime deniyor, hangi özellikler bir öðretmeni daha nitelikli, daha “iyi” kýlýyor?
Bu niteliðin tavan yapýlabilmesi için eðitim-öðretim süreçleri nasýl düzenlenmeli?
Daha nitelikli öðretmenleri daha da nitelikli kýlmak ya da daha az nitelikli öðretmenleri iyileþtirmek için nasýl bir teþvik sistemi oluþturmalý?
Bu sorular çok önemli sorular ama galiba her ülkede, mesela bizde, çok tartýþýlmýyor galiba.
Bizim de üyesi olduðumuz OECD örgütü eðitim alanýnda dünyanýn en nitelikli ve MUKAYESELÝ araþtýrmalarýný yapan kuruluþ.
Öðretmen faktörü de, niteliði ile, ücret politikalarý ile bu kapsamda OECD’nin ilgi alanýnýn en baþlarýnda geliyor.
OECD 25 Haziran 2014 tarihinde, üç gün önce, internet sitesine TALIS 2013 baþlýklý çok önemli bir MUKAYESELÝ araþtýrmanýn, çalýþmanýn sonuçlarýný koydu.
Yukarýdaki satýrlarda “mukayeseli” ifadesini neden ýsrarla büyük harflerle yazdýðýmý aþaðýda göreceksiniz.
Çalýþmanýn baþlýðý TALIS ve açýlýmý Ýngilizce “The OECD Teaching and Learning International Survey” (OECD Öðretme ve Öðrenme Uluslararasý Taramasý); Survey kelimesinin tam Türkçe karþýlýðýný bulamadýðým için “tarama” olarak çeviriyorum.
OECD’nin internet sitesinden bu araþtýrmanýn Ýngilizce ya da Fransýzcasýna ulaþabilirsiniz.
Bir gazete köþe yazýsýnýn sýnýrlarý dahilinde çalýþmanýn içeriðini, sonuçlarýný size aktarmam mümkün deðil, bu nedenden konuya girmiyorum, temennim bu çalýþmanýn en kýsa sürede Türkçe’ye çevrilmesi ve konuyla ilgili herkesin bir göz atmasý.
Gelelim “mukayeseli” kelimesini ýsrarla büyük harflerle yazmamýn nedenine.
Çalýþma dahilinde maalesef Türkiye yok, neden olmadýðýný da bilemiyorum.
Temennim bundan sonraki çalýþmalarda, özellikle de mukayeseli tablolarda Türkiye’yi de görmemiz
Kapsamlý çalýþmanýn yazarlarý, araþtýrmacýlarý içinde de bir Türkiye Cumhuriyet vatandaþý yine yok.
Çalýþma, katýlan ülkelerin, OECD sekreteryasýnýn, AB Komisyonu’nun ve IEA’nýn (Eðitim sonuçlarýnýn deðerlendirmesi uluslararasý kuruluþu) katkýlarýyla gerçekleþmiþ.
Çalýþmada 24 OECD üyesi ülke ve on tane de üye olmayan ülke var.
Sýrbistan’ýn, Kýbrýs’ýn, Birleþik Arap Emirlikleri’nin, Romanya’nýn olduðu bu mukayeseli çalýþmada biz neden yokuz, anlamakta gerçekten zorlanýyorum.
Ama, bu satýrlarý Cumartesi sabahý (28 Haziran) yazarken, ekranlarda LYS sonuçlarý açýklandý, henüz elimde sayýsal bilgiler yok ama adaylarýn en baþarýsýz olduðu alanlarýn matematik ve Ýngilizce sorularý olduðunu öðreniyorum.
Düþünebiliyor musunuz, 21. Yüzyýlda matematik ve Ýngilizcede sorunlu, çok sorunlu bir nesil geliyor ülkemizde.
Bu sonuç tek baþýna bu çalýþmada neden olmadýðýmýzýn, olsak da muhtemel sonuçlarý hakkýnda ipuçlarý vermiyor mu size?
Yazýmý sevimsiz bir soruyla noktalayayým: Sizce hangi konu geleceðimiz için daha belirleyici olacak; 1-Manþetlerden inmeyen siyasal tartýþmalar, 2-LYS’de matematikte ve Ýngilizcede dökülmemiz.
Mübarek Ramazan günü, sizlere yalvarýyorum, bu sorunun cevabýný bir düþünün.