Beþiktaþ, Anderson Talisca’nýn o muhteþem golü attýðý ana kadar, (Baþka pozisyonlar bulmasýna raðmen) zorlanýyordu. Çünkü, Alanyaspor’un defans kurgusu çok baþarýlýydý. Oyunu kendi yarý sahasýnda kabul etmesine raðmen; “Kapalý savunma” deðil, “Organize savunma” yapýyordu. Kendi kalesi önünde yoðunlaþmasý da; etten duvar deðil, setten duvar bilincini taþýyordu.
Ancak Talisca gibi zeki bir futbolcunun atabileceði ustalýktaki bir gol, bu derde çare olabilirdi. Öyel bir yerden öyle bir yere, öylesine vurdu ki; bu gole sadece þapka çýkarmak yetmez, gömlek ve fanila çýkarýp havada þerefine sallamak da gerekir. Bu tür goller, her türlü taktik savunma dehalarýný böyle paramparça eder. Alanyaspor’un þanssýzlýðý burdaydý.
***
Oðuzhan Özyakup-Tolgay Arslan ikilisi, bir orkestrayý iki ayrý þefin yönetmesi gibi; sanki nefesli sazlara ayrý, yaylý sazlara ayrý idare biçimi getirdi. Beþiktaþ orta sahasýný hareketlendirdi, anlamlandýrdý. Durgun sulardaki sandalcýlar gibi deðil, azgýn sulardaki raftingçiler gibiydiler. Alanya’nýn buna -sabýrlý ve akýllý direndi ama; Andeson Talisca gibi sýra/sürü/seri dýþý golcülere yapacak bir þey yok. Sonuda teslim oluyorsunuz.
***
Oðuzhan-Tolgay ikilisinin, “Tandem 10 numara” sayýlacak kývamdaki deðiþimli görev anlayýþý; yanlýz teknik deðil, görsel bir sunum da gerçekleþtirdi. Daha iyi olabilirdi deyip, kýllýk yapmayalým. Güzeldi. Fakat bu ikili ikinci yarýda aksadý.
Zaten Beþiktaþ hafiften “Zamaný efektkif kullanma” eðilimine girmiþti. Alanya da, ilk yarýdaki gibi deðildi. Isýrýyordu.. Oyun gerginleþti.
Konuk ekip Alanyaspor’dan Emre Akbaba’yý beðendim. A Milli Takým’a boþuna alýnmýyor.