AK Parti ile cemaat arasýndaki iliþki için sayfalarca yazýlabilir ama o sayfalarýn arasýnda “hükümet hizmeti bitirmek istedi” cümlesi asla kullanýlamaz. Býrakýn Aðustos 2004 Milli Güvenlik Kurulu belgesini, her gün için bir belge ortaya çýksa bile böyle bir cümle sarfedilemez. Erdoðan ve partisi 3 Kasým 2002’den beri her kritik noktada ve bulduklarý her fýrsatta cemaate yönelik giriþimleri önce azaltmýþ, sonra durdurmuþ ve sonra da imkanlarý sonuna kadar açmýþtýr. 11 yýllýk AK Parti iktidarýndaki özet bundan ibarettir, baþka da hiçbir þey deðildir. Üstelik Erdoðan bütün bunlarý gurur duyarak ve kardeþliðin gereði olarak bir pazarlýk konusu yapmadan gerçekleþtirmiþtir.
Bu gerçeði Erdoðan kadar cemaatin ileri gelenleri, kamuoyunun iyi tanýdýðý bütün isimleri de çok iyi biliyor. Þimdilerde hükümetin cemaate karþý planlarý gibi yansýtýlan belgelerin gerçekte cemaat üzerindeki onyýllardýr süren baskýlarý yasal mevzuattan kaldýrma adýmlarý olduðunu da biliyorlar.
Her biri için hükümete teþekkür edildiðini herkes biliyor, yine cemaatin önde gelen isimleri de biliyor.
11 yýl içinde hükümetin baþý, cemaate gösterdiði yakýnlýk ve verdiði destek nedeniyle sistemden gelene baskýlarla çok kez aðrýmýþtýr -mesela 2008 kapatma davasý delilleri- ama bunun aksi hiç olmamýþtýr. Cemaatin baþý hükümetin herhangi bir kararý nedeniyle aðrýmamýþtýr.
Hocaefendi’nin baþta Erdoðan olmak üzere hükümet üyelerine sayýsýz kez teþekkür etmesi de bundandýr. Cemaat medyasýnýn yüzlerce kez Erdoðan ve ekibine hem müteþekkir olmasý, hem de övgüler düzmesi de bundandýr. Mesela, Gazeteciler Yazarlar Vakfý Baþkaný’nýn AK Parti iktidarlarý için “Hizmet olarak biz de en rahat, en huzurlu hizmet ettiðimiz bir dönemi yaþadýk” demesi de bundandýr. Teþekkürler, övgüler ve bu sözler doðrudur çünkü gerçek budur.
Ýktidar ve cemaat muhitleri deðil, bu dönemin tanýðý olan gazeteciler de bu gerçeði bilmektedir.
Dahasý... Sadece Gülen hareketi deðil, onyýllardýr baský gören bütün cemaatlerin üzerindeki devlet baskýsý bitmiþ ve önleri açýlmýþtýr. Büyük küçük bütün cemaatlerin Cumhuriyet tarihi boyunca en huzurlu hizmet dönemi AK Parti iktidarlarýdýr.
Ne yazýk ki bugün hayret verici ve bir o kadar da tatsýz þeyler oluyor. Hiç söylenmemesi gereken sözler söyleniyor ve bu sözlerin çoðu hakþinaslýða yaraþmýyor.
Bütün bunlarýn üzerine bazýlarý bir de Baþbakan Erdoðan’dan bir açýklama bekliyor. Neden? Cemaate karþý bir plan hazýrlamýþ mý, bunu açýklasýn diye. Erdoðan için bunun ne büyük zül olduðunu, açýklama bekleyenler bilmiyor mu? Erdoðan, zaten görevi olan þeyleri, hesapsýz kitapsýz bir duyguyla yaptýðý kardeþliði mi çýkýp açýklayacak?
Býrakýn Erdoðan’ý Ýslami camiadan tek bir kiþiden bile herkesin bildiði bu gerçeði bir kez daha duymak için açýklama beklemek zül deðil mi, ayýp deðil mi?
Baþbakan açýklar mý açýklamaz mý bilemem ama bugün nahak yere “Vay neler olmuþ da haberimiz olmamýþ, meðer hükümet bize karþý planlar yapmýþ” tavrý sergileyerek insanlarý yanlýþa inandýrmaya çalýþanlarýn hepimize bir açýklama borcu vardýr.
Önce onlar konuþmalýdýr. Belgeli-belgesiz birçok vak’anýn ne anlama geldiðini, 11 yýl içinde cemaatin hayrýna nelerin, ne pahasýna yapýldýðýný en iyi onlar biliyor. Hem de hepimizden çok iyi onlar biliyor.
Susmak yakýþmýyor.
Sadece birkaç günlük kavga malzemesi uðruna hakikati gizlemek, hakkaniyetin ayaklar altýna alýnýþýna kayýtsýz kalmak ve yýllardýr kullanýlan “kardeþlik-gönül dili vs.” gibi kavramlarý deðersizleþtirmek de hiç yakýþmýyor.