Kýlýçdaroðlu giderek kendini demokratik siyasetin ve meþruiyetin dýþýna itiyor.
Demokratik siyaset, meþru alanýn dýþýna taþtýðý andan itibaren bir baþka þeye dönüþür.
Sokaktan iktidar devþirmek gibi...
Sandýk iradesini tanýmamak gibi...
Kýlýçdaroðlu'nun, "Bu seçimi tanýmýyoruz, tanýmayacaðýz!" demesi; CHP siyasetinin, demokratik siyaset ve meþruiyetin dýþýna çýkartýlmasý anlamýna gelir.
Ayrýca Kýlýçdaroðlu'nun, YSK ve baþkanýný alenen tehdit etmesi de bu meþruiyet alanýnýn sorumsuzca çiðnenmesi anlamýna gelir.
Bir siyasi meczubun sokaklarý iþaret ederek "Þimdi silah kullanma zamaný" demesiyle, Kýlýçdaroðlu'nun bu sözleri ve davranýþlarý arasýnda ne gibi bir fark var söyler misiniz?
Kýlýçdaroðlu'nun daha önceki "kan dökülür" tehdidinin yanýna iliþtirilen, "Tanýmýyoruz, tanýmayacaðýz!" sözleri hiçbir þekilde demokratik siyaset ve meþruiyetle baðdaþmamaktadýr.
Bu çok büyük bir sorumsuzluk örneðidir.
Demirtaþ'ýn geçmiþte yaptýðý sokak çaðrýsýnýn bir benzerini sandýk sonuçlarý üzerinden yapmak, her anlamda vebali büyük bir sorumsuzluk örneðidir.
Türkiye'yi germeye kimsenin hakký yoktur.
Türkiye'yi dýþ güçlerin istediði bir gerilim, kaos ve çatýþma ortamýna sürüklemeye hiç kimsenin hakký yoktur.
Halk huzur istiyor.
Halk seçim sonuçlarý üzerinden gerginlik ve polemik istemiyor.
Galibiyet ve maðduriyet algýsý üzerinden söz ve davranýþlar sergileyenler bilsinler ki en büyük kötülüðü kendi ülkelerine yapmýþ olurlar.
Biz asla böyle bir gerilimin tarafý olmayacaðýz.
Olanlarý da kendimizden bilmeyeceðiz.
Ülkemizi gezi benzeri bir gerilimin ve çatýþmanýn içine çekmeye çalýþanlarýn tuzaðýna da zinhar düþmeyeceðiz.
Herkesi bu süreçte her zamankinden daha ziyade sorumlu davranmaya çaðýrýyorum.
Gerilim ve çatýþma dilinden herkes uzak durmalý.
Herkes demokratik siyasetin ve meþruiyetin sýnýrlarý içinde kalmalý.
***
Ortaya çýkan sonuç öyle iddia edildiði gibi býçak sýrtý veya kýl payý bir sonuç deðildir.
Üç puanlýk farký, kýl payý fark gibi sunanlar; ya matematikten anlamýyorlar, ya da art niyetlidirler…
Bir tek oy bile kazanmak için yeterliyken tartýþmayý bu alana çekenler, hiç kuþkusuz meþruiyet sýnýrýný bilerek tartýþmaya açarak meþruiyetin dýþýna çýkanlardýr.
Demokratik meþruiyetin sýnýrý bellidir:
50 artý 1.
Þimdi birileri kalkýp, 367 olayýnda olduðu gibi bu olayda da meþruiyet için gerekli olan oy sýnýrýný yukarýya doðru çekmeye çalýþýyor.
"Rejim deðiþikliði için 50 artý 1 yetmez, yüzde 70 lazým" diyenler; kendi þahsi ve siyasi mülahazalarýný devreye sokarak, týpký 367 olayýnda olduðu gibi sadece hukuku deðil, demokratik meþruiyeti de katletmeye çalýþýyorlar.
Sormak lazým: Yüzde 70 nerede yazýlý? Anayasamýzda ve kanunlarýmýzda var mý böyle bir oran?
Tabii ki yok…
O zaman bu tartýþma ve polemik niye?
“Hayýr” oylarý býrakýnýz 51.4'ü, 50 artý 1 çýksaydý Kýlýçdaroðlu ve onun gibi düþünenler, “Bu sonuç demokratik deðil, bu seçimi tanýmýyoruz, bu seçim yenilensin!” mi diyeceklerdi?
Demeyeceklerdi elbet.
Biz de bu sonuca demokratik bir olgunlukla rýza gösterirdik.
“Tanýmýyoruz, tanýmayacaðýz!" söylemleri de ne demek oluyor?
Sokaktan iktidar devþirmek isteyenleri millet affetmez, biline.