Tantanacı Gürsel..!

Siyasi, stratejik ve coğrafik olarak dünyanın en önemli ülkesiyiz. 

Böyle bir ülkede asra yakın zamandır, her türlü unsur kullanılarak cebren ve hileyle oturtulmuş ve küresel bağlantılarla da korunmaya çalışılan halkına düşman bir zulüm düzeni olduğu beşikteki çocuğuna kadar bile biliniyorken.

Ve halkıyla kavgalı işbirlikçi düzeni, meşru bir sistem olan seçimler yoluyla göreve gelerek yerle bir eden ve bu yüzden hedefte olduğu kamuoyunca da açıkça malum olan bir hareketin, sürekli tehdit alan ve defalarca suikastlara muhatap olan liderine yeni bir tehdit vuku bulmuş ve bu tehdide dair deliller ele geçmişken.

Tehdidin amacı da malum, 7 Haziran seçimleri arefesinde Cumhurbaşkanını etkisizleştirmek, manen çökertmek, meydanlardan ve halkından koparmak...

Amerikalı takkeli hodja ve son yıllarda kadim kanka olduğu anlaşılan ülke de ki kadim despotluğun sembolü bir partinin temsilcilerinin arasında geçen ve Cumhurbaşkanının kızını hedef alan, hatta yaralı mı olsun, öldürülsün mü ‘süne kadar detaylarıyla konuşulduğu ortalığa çıkan. Ve ilgili adli mercilerin hakkında tahkikata başladığı sansasyonel bir olay tüm tazeliği ile orta da dururken.

Tekin ‘liği su götürür Gürsel, bir şeylerin üstünü örtme telaşıyla hemen atladı...

“Gezi parkı”  çevre düzenlemesi için, belediye meclisinden CHP’li üyelerinin de desteği ile geçmiş olmasını inkâr edip, eğer öyleyse “istifa ederim” dedikten sonra, hiç öyle bir şey dememiş gibi pişkince davranan tantanacı Gürsel, Cumhurbaşkanını mafya babası ile kıyasladı.

Tantanacı Gürsel; “Mafya bile çocuklarını pisliklerine sokmaz” diyerek Cumhurbaşkanı’na hakaret edip oyun kurmakla suçlamaktan geri durmadı.

Aslında gazetemizin bize tahsis ettiği bu köşeyi, resmi evrakta sahtecilik yapmak gibi pis mafyossi işlerden ceza almış birisi için ziyan etmek de belki doğru değil.

Kadıköy belediye başkan yardımcısıyken,  imar usulsüzlüğünden rüşvet almak gibi mafyossi vari pis işlerden mahkeme kararıyla 2 sene 6 ay ceza almış, fakat milletvekili olabilmek için (belki de paralel adli dostları yardımıyla)  yargıtay da ki dosyası kaybedilmiş! birisi için vakit harcamak belki de hiç doğru değil.

Ne yapalım ki bu Gürsel, bu ülke de ana muhalefet partisinin genel sekreteri.

Hani sahibinin hatırı var, derler ya. O kabilden, o partiye oy veren insanların hatırına muhatap almak durumunda kalıyoruz.

Pozisyon sahibi sorumlu insanların ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir.

Bir ülkede milletin ak sütü gibi helal oylarıyla göreve gelip, milletine hizmet eden, milli iradenin temsilcisi, seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na “mafya” , “pis işler yapan” filan gibi benzetmelerle hakaretler etmek bu kadar kolay olmamalı.

Nerde ne kadar kötü varsa hepsiyle işbirliği halinde ülkeyi kaosa sürüklemek için elli türlü numara yapıp sonrada milletin adamlarına heriflenmek kolay olmamalı.

Aynanın karşısına geçmeye cesaretin varsa bir bak bakalım Gürsel efendi, o surata ve aynaya yansıyan haliyle arkanda duvara asılı duran altı ok’a...

Ondan sonra bir de düşün bakalım dediğin “pis işleri”...

Bir düşün bakalım yaptığın “mafya” benzetmesini...

Eğer, utanma emaresi varsa bir şeyler var , umut var demektir.

Eğer gördüklerinden utanamıyorsan, sal gitsin.

Hani “doktor ne isterse verin” dedi, derler ya, işte öyle...