Perþembe sabahý Taraf gazetesinde okuduðumuz Mehmet Baransu’nun MGK 2004 haberinden sonra yazýlý ve görsel medyada farklý (!) yorumlardan geçilmiyor.
Bu farklý (!) yorumlarda neleri konuþuyoruz, önce konuþtuklarýmýzý, sonra da konuþmadýðýmýzý bir gözden geçirelim isterseniz.
AK Parti’ye daha yakýn duran bir yorumcu iseniz 2004 koþulllarýnýn bugün ile mukayese edilemeyeceðini ve o dönemin çok özel koþullarýnda bu imzalarýn kaçýnýlmaz olduðunu dile getiriyor ama bu imzanýn sonrasýnda eyleme geçilmediðini, hatta, mesela Sayýn Gül’ün, dönemin Dýþiþleri Bakaný, Türk okullarýyla ilgili hariciyede önemli adýmlar atýlmasýnýn saðladýðýný ifade ediyorsunuz.
Bu yorum AK Parti’ye yakýn duruyorsanýz büyük ölçüde doðru, AK Parti’ye karþý iseniz de bu yorum “þike var ama sahaya yansýmadý” kývamýnda bir yorum.
Kimileri de bu tür belgelerin bu konjonktürde neden servis edildiðini sorguluyor.
Bu sorgulamanýn altýnda da birilerinin bu ortamda AK Parti-Cemaat gerginliðini daha da derinleþtirmek istemesinin yattýðý öne sürülüyor.
Hatta yine birileri seçimlere doðru Taraf gazetesinin bu tür belgeleri yayýnlayarak AK Parti’yi özellikle liberaller nezdinde itibarsýzlaþtýrmak istediðini dile getiriyor.
Etrafta yorumdan geçilmiyor, fikirler, yorumlar gýrla gidiyor.
Siyaseten bu tartýþmalarý sonsuza kadar yapabiliriz ama bunlarýn bizi bir adým ilerleteceði çok kuþkulu, tartýþmalar çok verimsiz tartýþmalar.
Oysa, bu tuhaf manzaradan ders çýkarýp, isterseniz durumdan vazife çýkarmak da diyebilirsiniz, Türkiye’nin normalleþmesine bir katký yapmak da mümkün.
Bu tartýþmalarýn, bu tuhaf durumun özü ne 2004 senesinin koþullarý, ne askeri vesayet ortamýnda imza atma mecburiyetine uyup sonra bildiðini okuma ne de CHP’nin dediði gibi “ikiyüzlülük”.
Meselenin özü hukuk sistemimizde, anayasada Milli Güvenlik Kurulu gibi bir çirkin yapýnýn mevcudiyetidir.
Bu bir MGK krizidir, ilki de deðildir ve emin olabilirsiniz, bu anti demokrakatik, anti hukuk müessese, MGK anayasamýzda durduðu sürece baþka krizler de çýkacaktýr.
Yeni krizlerin çýkmasýna da gerek yoktur, her MGK toplantýsý görüntüsü Türkiye demokrasisi, hukuk devleti için çok çirkin bir görüntüdür ve bu çirkinliðin sorumlusu da Anayasanýn 118. Maddesini deðiþtirebilecek iken bu giriþimde bulunmayan TBMM’dir.
Son MGK krizi Türkiye’nin önüne büyük bir fýrsat penceresi açmýþtýr.
Yerel seçimlere daha dört ay var, TBMM’nin bir þeyler yapmasý ve bu ilk yerel seçimlere anayasamýzda MGK gibi bir anti demokrasi, anti hukuk kurum ile girmememizi saðlamasý gerekir.
MGK tüm siyasetçiler ve özellikle de Bakanlar Kurulu için çok ayýplý bir kurumdur.
Anayasanýn 118. Maddesinde MGK’nýn görüþlerini Bakanlar Kurulu’na BÝLDÝRDÝÐÝ yazmaktadýr.
Bakanlar Kurulu’nun tüm üyeleri bu durumu, bu “bildirir” anayasal ibaresini nasýl karþýlýyorlar bilemiyorum ama kendi bakanlýklarýnda çalýþan bir memurun, hatta bir genel müdürün ya da müsteþarýn kendilerine yazdýklarý bir yazýyý “bildiririm” diye sonlandýrdýklarýný bir düþünsünler, böyle bir yazýya acaba nasýl tepki vereceklerdir?
Ayný tepkiyi içinde beþ devlet memurunun bulunduðu bir kurula neden gösterememektedirler?
Evet, bugün durumdan vazife çýkarma günüdür, 2004 koþullarýný tartýþmayý bir kenara koyalým ve bu hafta AK Parti Anayasanýn bu berbat 118. Maddesini anayasal sistemimizden temizlemek için hemen harekete geçsin.
Bu iþ baþarýlýr ise AK Parti önümüzdeki seçim dalgasýna (üç seçim var) avantajlý girer.
Yok, bu giriþim CHP, MHP ve BDP oylarýyla engellenirse bu durum da AK Parti için kaymaklý kadayýf olabilir.
Kimse de lütfen böyle parça parça deðiþikliklere karþý çýkmasýn, ne kadar temizlik yapýlýrsa o kadar iyidir.
Son MGK krizi umarým Türkiye için bir fýrsat olur, bir iþe yarar, yoksa bu verimsiz tartýþmalar çok sýkýcý kaçmaktadýr.