Tarih hatalarýmýz devam ediyor

Tarihi bir hata iþlediðimizi düþünüyorum. Ermeni tehcir meselesinde Osmanlýnýn hatasýný tekrarlýyoruz. Bu hata, kýsacasý Ermenilerin silaha sarýlmýþ ve cephe gerisinde gençleri asker olan köylerde çocuk, kadýn, yaþlý demeden onlarý katletmelerini dile getirmeyiþimiz. Öyle ya bütün Ýslam ülkelerine, Halifenin tebelasý içindeki Hýristiyan unsurlarýn Müslümanlarý öldürebiliniyor mesajý verilemezdi. Rusya, Balkan savaþýndan yorgun düþen Osmanlýnýn Kafkasya’da bulunan arazilerini kolayca alabileceðini düþünerek, o bölgedeki ermeni nüfusun bir kýsmýný taþeron olarak kullandý. Fransa, Ermeni diasporasýna hür bir Ermeni devletinin kurulmasýna angaje olduðundan kýþkýrtmalarý en üst perdeden yapýyordu. Etrafa yayýlan mesaj Ermeniler mazlum, Türkler gaddar. Zaten Hýristiyan Avrupa’da Türklere karþý birliði saðlamak için böyle sloganlara ihtiyaç vardý. Bu tür söylemler Selçuklularýn, haçlý seferlerini kestiði andan sonra baþlamýþtý zaten.

Biz çok net olarak tehcirden önceki iki yýllýk süre içinde Ermeni komitacýlarýnýn kaç köyün bütün nüfusunu kýlýçtan geçirip, yaktýklarýný soralým. Kendi tarih kitaplarýnda dahi, Taþnaklar’ýn yüz binin üzerinde Osmanlý’yý öldürdüklerini yazýyor. Bu açýkça, o dönemlerde o bölgede bir iç harp yaþandýðýný ortaya koyar.  Ordu bir yandan Ruslarla çarpýþýyor, diðer yandan kendisini arkadan vuran Ermeniler ile baþ etme zorunluluðunda kalýyordu...

Ordu, cephe gerisini emniyete almak için tehcir (göç ettirme) önerisinde bulundu. Padiþah fermaný, tehcir sýrasýnda Ermenilerin mal ve canlarýnýn korunmasýný emrediyordu. Ýkinci Dünya savaþýnda, Japonya ABD’ye saldýrýnca, ordu cephe gerisini emniyete almak için San Fransisko’da bulunan Japon ve Çin mahallerindeki insanlarý ülke içine zorunlu olarak göç ettirdi. Orada bir kara savaþý olmamasýna raðmen bu yola baþvuruldu. 

Tehcir sýrasýnda ülkede motorlu taþýt yoktu, ulaþým aracý kaðný idi. Tehcir, kaðnýlar ile haftalarca süren bir yolculukla gerçekleþtirildi. Çetin iklim þartlarýnda birçok Ermeni de yollarda öldü. O çetin iklim þartlarýnda bir gecede kýrk beþ bin Osmanlý askeri þehit düþmedi mi? O bölgede sefalet, fukaralýk çok yaygýndý. Ýmparatorluk batý, doðu, kuzey ve güneyde savaþmaktan yorgun idi. Vatandaþlarýna verebileceði imkânlar çok kýsýtlý idi. Þu soru her yer ve platformda sorulmalý. ERMENÝLER ÝLE OSMANLILAR SAVAÞMIYOR MUYDU, Ermeniler ne kadar çok Osmanlý öldürdükleri ile böbürlenmiyor muydu, Osmanlý ordusu Rus cephesinde iken, ERMENÝLER CEPHE GERÝSÝNDE KATLÝAM YAPMIYORMUYDU? Bu durumda tehcir kaçýnýlmaz olmuþtu. Tehcir sýrasýnda ordu sistematik bir yok etme politikasý gütmemiþ, sýnýrlý sayýda KASTEN ERMENÝ ÖLDÜREN ASKERDEN KOMUTANLAR ÝDAM EDÝLMEMÝÞLER MÝ? Akrabasýný, ailesini Ermeni zulmünde kaybedenler, Ermeni konvoylarýna saldýrýp bazý kiþileri katletmiþlerdi. Bu durumu seyreden komutanlarda mahkeme önüne çýkarýlmýþ ve cezalandýrýlmýþlardýr. Biz Ermenistan’a soralým, SEN SAVUNMASIZ KADIN, ÇOCUK VE YAÞLILARI KILIÇTAN GEÇÝREN KAÇ TAÞNAK KOMÝTACISINI YARGILADIN? Cevap yok tabii. Geçmiþi tarih yazacak, ama düþünce özgürlüðü verilmeyen tarihçiler resmi tarih veya ýsmarlama tarih yazma durumunda kalacaklar.

Bu insanlýða yapýlacak büyük ihanetlerden biri olacaktýr.