20. yüzyýlýn tarihinde bile propaganda, gerçeklerin önüne geçti. Churchill’i küresel melek yapmak kimin marifetidir?
Churchill, Osmanlý Ýmparatorluðu’nun parçalanmasýný ikrah ve þahsi bir nefretle arzulayan, Çanakkale’ye gaddarca ve hesapsýzca saldýrmýþ bir emperyal siyasetçidir.
Tarih, maalesef genel doðrularýn toplamý deðildir. Tarih, onu kimin yaþadýðýna, kimin kaleme aldýðýna göre deðiþir. Ayný zamanda tarih, çoðu kez yanlýþ, ezber, propaganda ve kalýplardan ibarettir. En ilginci de, propagandanýn ezbere dönüþüp, popüler kültürle cilalanýp, ‘tarih’ diye dolaþmasýdýr.
Ýngiliz devlet adamý Winston Churchill de böyle bir pazarlama ve paketlemenin ürünü olarak günümüze ulaþýyor. Churchill ‘saygýn devlet adamý’ ezberiyle pazarlanmýþtýr. Popüler kültür, uzak zamanlarýn sisleri altýndaki kanlý ve korkunç Churchill portresini unutturmuþtur.
En baþta Churchill, Osmanlý Ýmparatorluðu’nun parçalanmasýný ikrah ve þahsi bir nefretle arzulayan, Çanakkale’ye gaddarca ve hesapsýzca saldýrmýþ bir emperyal siyasetçidir. Çanakkale, ilk vahþeti deðildir, son vahþeti de olmamýþtýr. Churchill’in Türkler hakkýndaki samimi görüþleri tümüyle bilinmemektedir. Muhtemelen bu görüþler, gizlilik dereceli dosyalarda saklanmaktadýr.
Son dönemde sinema sektörünün Dunkirk ve Darkest Hour filmleriyle tedavüle soktuðu, aktörüne Oscar verdiði Churchill büyük devlet adamý mýydý, yoksa kana susamýþ ve yüzbinlerin ölümünden sorumlu ýrkçý, çok yüzlü, gaddar bir vahþi miydi? Churchill’in silahýnýn ve siyasetinin hedefi olan dünya halklarý için doðru cevap, ikincisidir. Ancak Churchill pazarlamasý öyle baþarýlýdýr ki, neredeyse küresel melek olmuþ, her evin ‘Winston amcasý’ sayýlmýþtýr. Baþkalarýnýn bu pazarlama baþarýsýna bakarken, kendi tarihi liderlerimize insafsýzlýðýmýzý da bir hatýrlayalým.
Her davanýn, Churchill gibi bir hizmetkara ihtiyacý vardýr. Ancak hizmet ettiði tarafýn kendisine gösterdiði saygýyý, hedefi olanlarýn da kabullenmesi, günümüzde medya ve popüler kültür araçlarýyla yürütülen savaþýn baþarýsýdýr. O filmler, Oscarlar, cilalar… AB den kopuþ ve ekonomik-sosyal gerileme baskýsý altýndaki Ýmparatorluðun kendi kendini gaza getirmesi için. Size ne oluyor?
Winston Churchill, Ýngiltere ve müttefik donanmasýný Çanakkale’ye sürdüðünde Donanma Bakanýydý ve 41 yaþýndaydý. Çanakkale yenilgisi, ayný zamanda Churchill’in çok aðýr biçimde kiþisel olarak yaþadýðý yenilgidir. Churchill, Çanakkale’ye kadar zaten vahþi ve gaddar bir kiþilikti. Çanakkale’den sonra, bir daha benzer yenilgi almamak için daha da vahþileþti. Çanakkale yenilgisinin kiþisel acýsý o kadar fazlaydý ki, eþi, kocasýnýn üzüntüden öleceðini zannetmiþti. Bu üzüntü 1916’dan, 1940’a dek sürdü.
Tarihçiler Chruchill’in eski havasýný 2. Dünya Savaþý vesilesiyle 1940’ta yakaladýðýný, ancak Çanakkale’nin açtýðý yaranýn hiç kapanmadýðýný yazar.
Nedir bu üzüntünün kaynaðý? Tabii ki onbinlerce kiþinin ölümünden sorumlu olmak deðildi. Çanakkale’nin kendisine ve hizmet ettiði yapýya ne getireceðini ummuþtu da, geçemeyince bu kadar çökmüþtü?
Yenilgi için hem Churchill hem de Batýlý tarihçiler sayýsýz neden bulurlar. Gerekçelerin çoðu, þu ya da bu kararýn ya da mekanik sürecin iþlememesine odaklanýr. Türkün kendi vatanýný fedakarca ve kahramanca savunmasý karþýsýndaki çaresizliði çok az tarihçi görür.
Churchill anýlarýnda Çanakkale için harekat sýrasýnda kararlarý tek baþýna almadýðýný, bir komite olduðunu, Baþbakanýn müdahale ettiðini yazar ve harekat tamamlanmadan görevden alýnmasýnýn yanlýþlýðýný savunur. Sonuna kadar kalsaydý da sonuç deðiþmeyecekti. Sistem bile kendisine zaman zaman tahammül edememiþti.
Çanakkale’de birbiri ardýna saldýrý emri veren Churchill’in ilgili çevrelerde ‘makul karar verme ehliyeti olmayan, üst düzey görevi yapamayacak, kana susamýþ bir adam’ olarak görüldüðünü, biyografisinde Martin Gilbert yazar.
Telaþlý, hesap kitap yapmadan ve kendinden tecrübeli stratejistleri dinlemeden saldýrdýðý yazýlýr. Türklerin savaþma azminin her hesabý bozduðuna fazla deðinen yoktur.
Çanakkale’de Churchill lehine yorumlarda gösterilen bahaneler, birer balon þaheseridir:
- Ýngiliz gemilerinin toplarý güçsüzdü
- Haritalar yanlýþtý.
- Çýkartmalara gereðinden az asker gelmiþti.
- Churchill Ruslarýn da Çanakkale’ye geleceðini varsaymýþtý.
- Churchill yalnýzca donanmaya güvenmiþti.
- Savaþ planlarýnda iyimser beklentiler fazlaydý.
- Ve hatta: Churchill þanssýzdý.
Çanakkale’de dürüst bir savaþ olmadýðý, hatta kimseye saldýrmamýþ Osmanlý’ya neden saldýrýldýðý sorgulanacak yerde, herkesin Churchill’in baþarýsýzlýðýna aðýt yakmasý, gerçekten ibretlik.
Churchill’in gerçek yüzünü en çok Hindistan aydýnlarý deþmiþtir. Bu yolda Shashi Tharoor’un ‘Utanmaz Ýmparatorluk’ (Ýnglorious Empire) adlý kitabý, Ýngiliz sömürgecilerin Alt Kýtadaki marifetlerini anlatýr. ‘Þanlý Þerefli Ýmparatorluk’ diye paketlenen zamanýn gayet þansýz ve þerefsiz olduðunu gösterir. Ancak zihinler þanlý hikayelerle formatlanmýþtýr.
Churchill, ‘sömürgeci ýrkçý ve vahþi beyaz adam’dýr. Hayatý boyunca ayný yolda yürümüþtür. Tarihçi Louise Law sýralamýþ:
- Soylular sýnýfýndandý. 1879’da orduya subay olarak girdi. Sonraki 5 yýl Hindistan ve Sudan’da ‘küçük barbarlarý’ öldürmeyi öðrendi.
- Güney Afrika’da yerlilerin toplama kamplarýna kapatýlmasýnýn faydalarýný ‘Daha az acý çekerler’ diye özetlemiþti. Orada en az 42 bin siyah öldü.
- Irkçý gaddarlýðý yalnýzca siyahlara yönelmemiþti. Beyaz yoksullar da asilzade kanýna dokunuyordu. 1911’da Ýçiþleri Bakaný olarak Ýngiltere-Galler’de grev yapan demiryolu iþçilerinin üzerine askerleri sürdü. Asker sivillere süngü hücumu yapýp ayrýmsýz ateþ açtý.
- 1920’de Osmanlý’dan ele geçirilen Irak’ta baþlayan Þii ayaklanmasýný bastýrmak için zehirli gaz kullanýlmasýný istedi. Belgesi var. Taraftarlarý ‘gözyaþartýcý gaz’ kastettiðini iddia eder, palavradýr. Irak’ta öldürücü gazlar kullanýldý. 1920-21 ayaklanmasýnda Ýngiliz ordusunun Irak’taki katliamý çok kolay unutulmuþtur.
Hatýrlansýn: 1917 Filistin cephesinde 3. Gazze Savaþýnda General Allenby’nin ordusu Osmanlý ordusuna karþý zehirli gaz kullanmýþtýr.
- Filistin demiþken, Churchill, Yahudilerin üstün ýrk olduðunu ilan etmiþti. ‘Barbar vahþilere’ karþý Ýsrail’in güçlü destekçisiydi. Taraftarlarý -o zaman herkes ýrkçýydý- diye savunur, ama o herkesten ve her þeyden daha ýrkçýydý.
- 1943’te Ýngiltere savaþ nedeniyle bütün sömürge tahýlýný Avrupa’ya yýðdýðý için Bengal’de büyük açlýk baþladý. 2-3 ya da 4 milyon Hintli açlýktan öldü. Alt kýta aydýnlarý, unutturulan bu katliamýn de hesabýnýn sorulmadýðýný yazarlar. Churchill Hintlilerin tavþanlar gibi üredikleri için yiyeceksiz kaldýðýný savunmuþtur. Bengal’e yollamadýðý yiyeceði de Yunanistan’a yollamýþtýr, herhalde tavþan statüsünde olmadýklarý için! Sonra yerel Ýngiliz yöneticiler ‘böyle yapmayalým, yardým edelim’ deyince, Churchill’in Lord Wavell’a telgrafý vardýr: Açlýk varsa Gandi neden hala ölmedi?
- 2. Dünya Savaþý’nda Nazizme karþý ‘demokrasi’ bayraðý sallanýrken, savaþ bitiminde demokrasinin yalnýzca beyaz adam Avrupasýnda geçerli olduðunu Afrika ve Asya sonradan fark edecektir. Beyaz Adamýn sembolü Churchill’dir.
- Churchill Türkiye’ye karþý Yunanistan’ýn koruyucusuydu. Sadece, 1944’te bir tilkilik yapmýþtý: Yunan Kralýnýn güçlenmesini, Komünistlerin zayýflamasýný istiyordu. Nazilerle iþbirliði yapýp, Komünist partizanlarýn kurþunlanmasýný tezgahladý. Sonra da korkunç Yunan iç savaþý baþladý. Türkiye’nin 2. Dünya Savaþý’na girmesi lojistik kolaylýk olsun diye önceliðiydi. Adana’ya da hayrýna gelmemiþti.
- 2. Savaþta Alman kentlerinin ayrýmsýz yakýlmasýnýn sorumlusudur. Dresden bombardýmaný gaddarlýktý.
- Müslümanlýk ve Ýslam hakkýndaki görüþleri ise kaleme kaðýda gelmez.
- Ve 1952’de Baþbakanken Kenya’daki yerli ayaklanmasýný 19. yüzyýl yöntemleriyle bastýrmasýnýn da hesabý sorulmamýþtýr. Barack Obama’nýn dedesi de zulüm gören Kenyalýlardandý. Önceki Baþkan Bush, anlaþýlýr nedenlerle hayran olduðu Churchill’in büstünü Beyaz Saray’a koymuþtu. Obama da büstü kaldýrttý, neden kaldýrttýðýný açýkça söylemedi. Bu durumu ise Donald Trump mesele yaptý: Obama’nýn ‘yabancý’ olduðuna bu þekilde kanýt bulmuþtu.
Þimdi Trump Beyaz Sarayýnda bir Churchill büstü var. Ama Trump’ýn Churchill hakkýnda ne bildiði, nasýl bildiði, kuþkuludur. Sorsan, bilmez. Kafaca çok iyi anlaþýrlardý, o ayrý mesele.