Tarihin akýþýný deðiþtirmek!

Bugün yaþadýklarýmýz yarýn tarih olacak; bugünkü neslin yaptýklarý ya da yapmadýklarý, sineye çektikleri ya da çekmedikleri yarýnki neslin kaderini etkileyecek. 

Türkiye’nin baþlattýðý Barýþ Pýnarý Harekâtý, bize ve bölgemize dayatýlan tarihi deðiþtirme, kendi tarihimizi yazma çabasýdýr. 

Geçmiþte yaþanmýþ bazý tarihi olaylar veya anlaþmalar için bugün, ‘keþke daha avantajlý bir durum olsaydý’ diye dert yanýyoruz. Ýþte gelecek nesillerin ‘keþke’ dememesi, dedelerinden babalarýndan, geçmiþ devlet adamlarýndan þikâyetçi olmamasý için cesur adýmlar atmak ve ülkemizin menfaatlerini korumak zorundayýz.

Ýsrail, ABD, Rusya, Ýran, AB, Fransa, Ýngiltere, Körfez ülkeleri Ortadoðu’da farklý tasarýmlara sahip olabilirler, Suriye’ye ve Kuzey bölgesine yönelik farklý dizaynlarýn, farklý oyun planlarýnýn içinde olabilirler. Nitekim Suriye’nin toprak bütünlüðüne vurgu yapanlar da yapmayanlar da bir nevi PYD’nin özerk yönetime sahip olmasýný, kuzeyde bir yapýlanmaya gidilmesini kanýksamýþ durumdaydýlar. Kanýksama hali bir statüko oluþturuyordu ve bu statükonun tarihe dönüþmesi an meselesiydi.

Türkiye’nin doðrudan varlýðýný ve istikbalini ilgilendiren bu kadar önemli bir konuda dostlarýmýzýn bile çok lakayt ve umursamaz bir tutum içinde olduðunu görüyorduk. 

Ortadoðu’nun çok deðiþkenli bir denklem olduðu malum. Bu bölgede yüzyýllardýr devam eden savaþlar, çatýþmalar, inisiyatif mücadeleleri kimi zaman din ve mezhep temelli, kimi zaman enerji ve su kaynaklý, kimi zaman siyasi egemenlik ve nüfuz odaklý olmuþtur. Suriye’de de bunlarýn hepsinin iç içe geçtiði, daha kördüðüm olmuþ bir tablo var. Ýþte bu kördüðüm denkleminde PYD’nin etnik temelli bir terör devleti kurma çabalarý Türkiye’nin tüm uðraþlarýna raðmen hýz kazanmýþ durumdaydý. Dünyanýn süper gücü ABD’yi arkasýna alan, Rusya/Ýran/Þam’ýn dolaylý desteðinden veya nötr kalmasýndan istifade eden, AB ülkelerinin moral desteðini kazanan PYD þýmarýk bir þekilde Ortadoðu’da Ýsrail’e yandaþ olacak bir terör devleti oluþturmaya çalýþýyordu.

Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan yýllardýr bu tehlikeye dikkat çekiyor ve uluslararasý toplumu adým atmaya çaðýrýyordu. Maalesef içimizdeki kimi çevreler bile bunun reel politikaya uygun olmadýðýný, beyhude bir çaba olduðunu düþünüyorlardý. 

Neticede Erdoðan tarihi bir kararla söz yerine eyleme geçti. Bu eylem, yani Barýþ Pýnarý Harekâtý Türkiye’ye ve bölgeye dayatýlan tarihin akýþýný deðiþtirme çabasýdýr.

Eðer Erdoðan bu oyunu bozacak adýmlarý atmasa ve küresel güçlerin çizdiði sýnýrlar üzerinden Türkiye’nin bekasý tartýþmalý hale gelseydi, yarýndan bugüne bakan nesiller, bugün ABD’nin ne dediðine, AB’nin nasýl karþý çýktýðýna, Suriye’deki dengelerin nasýl þekillendiðine bakmadan Erdoðan hükümetlerini topa tutacaklardý. 

Erdoðan’ýn sergilediði cesur ve kararlý liderlik, günü deðil geleceði kurtarmaya yönelik bir ufka sahiptir.

Kimilerinin Türkiye sýnýrdan kafasýný bile kaldýramaz, adýmýný bile atamaz, kýlýný bile kýpýrdatamaz dediði bir ortamda Türkiye Fýrat Kalkaný’yla ezberleri bozdu, Zeytin Dalý ile oyunlarý bozdu, þimdi Barýþ Pýnarý’yla da kimilerinin kimyasýný bozuyor.

Suriye’deki PYD yapýlanmasý üzerine bazý ülkelerin stratejik, siyasi, ekonomik hesaplarý olabilir, ama bazý ülkeler de sadece Türkiye’ye düþmanlýk olsun diye, sadece Türkiye’ye kaybettirmek için PYD’yi destekliyorlar. Türkiye’nin attýðý adým hem küresel güçlerin bölgesel hesaplarýný bozmuþ, hem de Türkiye’ye gizliden gizliye düþmanlýk yapan ülkelerin suratýna þamar olarak patlamýþtýr. 

ABD Baþkaný Trump, Türkiye’nin bu adýmý sayesinde Suriye’den çekilmeyi ve Ortadoðu’na ne iþleri olduðunu sorgulayabiliyor. Kitle imha silahlarý ve DEAÞ bahanesiyle bölgeye giren ABD Ortadoðu’da 8 trilyon dolar harcadý. 

Doðal olarak Trump bunun ABD tarihinin en kötü kararý olduðunu söylüyor, bu tehditler kalmadýysa Ortadoðu’da ne iþleri olduðunu sorguluyor. Trump’ýn karþýsýnda duran müesses nizamýn aktörleri ise siyasi-ekonomik-stratejik çýkarlar bahanesiyle bölgeyi kontrol ve dizayn etme mantýðýyla hareket ediyorlar. 

Türkiye’nin Barýþ Pýnarý Harekatý, bölgenin geleceðine etki etmekle birlikte, ABD’deki güç çekiþmelerinin ve paradigma farklýlýklarýnýn daha iyi görülmesine de etki edecektir.