Tarýk Akan ile Hasan Karakaya’yý buluþturmuþtum!

Geçende biri, güya Ýslamcýlýk adýna þortlu bir kadýna tekme attý. Kendince kadýnlarýn sokakta açýk saçýk dolaþmasýna tepki koymaya kalkýþtý.

Ve laik kesim “Bu ülkede kýlýk kýyafet özgürlüðü yok mu” diye ayaða kalktý.

Öyle ya, bu ülkede kýlýk kýyafet özgürlüðü varsa, kimse kimsenin kýlýk kýyafetine karýþmamalýydý.

Ýsteyen açýk saçýk dolaþmalýydý; isteyen baþýný, bedenini kapatmalýydý.

Ancak þortlu bir kadýna tekme atýlýnca “Bu ülkede kýlýk kýyafet özgürlüðü yok mu” diye tepki gösteren laik kesim, baþörtülü bir kadýnýn baþörtüsü zorla çekilip alýndýðýnda en ufak bir tepkide bulunmamýþtý.

Benim için þortlu kadýna tekme atan da baþörtülü kadýnýn baþörtüsünü zorla çekip alan da yobazdýr.

Ayrýca kadýnlara yapýlan zorbalýðýn birine tepki gösterip diðerine tepki göstermemek de çifte standarttýr.

Maalesef bu çifte standart ülkemizde her alanda vardýr.

Ýþte geçen hafta ölen Tarýk Akan’a, bir kesimin bazý mensuplarý hakaretler yaðdýrdý.

Bir baþka kesim de “Ölüye hakaret edilir mi” diyerek buna karþý çýktý.

Ancak þimdi “Ölüye hakaret edilir mi” diyerek tepki gösteren kesim, Akit gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Hasan Karakaya vefat ettiðinde, ona hakaretler yaðdýrmýþtý.

Siyasi fikirleri, yaþam tarzlarý farklý diye ölüler arasýnda bile ayrýmcýlýk yapmak, kendinden olana yapýlan hakarete karþý çýkýp kendinden olmayana yapýlan hakarete destek çýkmak tam bir çifte standarttý.

Tarýk Akan ile Hasan Karakaya’nýn siyasi fikirleri, yaþam tarzlarý, siyah ile beyaz kadar birbirinden farklýydý.

Onlar inandýklarýný var güçleriyle savunan insanlardý.

2000 yýlýnda siyasi fikirleri, yaþam tarzlarý birbirlerinden çok farklý kesimler tarafýndan cumhurbaþkanlýðýna aday gösterildiðimde, Tarýk Akan da Hasan Karakaya da bana destek olmuþlardý.

Hiçbir konuda anlaþamazlar sanýlan Tarýk Akan ile Hasan Karakaya, beni destekleme konusunda anlaþýp ayný noktada buluþmuþlardý.

Ben buluþturmuþtum onlarý.

O dönemde Hasan Karakaya, “Lütfü Oflaz ülkemizdeki tüm kesimlerin gönlündeki cumhurbaþkanýdýr” demiþti.

Tarýk Akan bu ülkenin bir kesiminin, Hasan Karakaya da diðer kesiminin kýymetlisiydi.

Onlar “binbir fikir yarýþsýn; binbir çiçek açsýn” diyerek hayalini kurduðum demokrasi bahçemizin iki farklý rengiydi.

O renklerden birinin olmamasý, demokrasi bahçemiz için eksiklikti.

Farklý renkler, farklý fikirler bir ülke için zenginliktir.

Güzel olan farklýlýklarla bir arada yaþayabilmektir.

Bu ülke bir rengin, bir fikrin deðil, her rengin, her fikrin ülkesidir.

Hiçbirimizin deðil, hepimizin ülkesidir.

Kaldý ki ülkemizin tek renkten, tek tipten oluþmasýný istemek faþizm deðildir de nedir?

Herkes benim gibi düþünecek, herkes benim gibi yaþayacak, herkes benim gibi giyinecek demek faþizmin ta kendisidir.

Faþizm özgürlüklerin idam edilmesidir!

Böyle bir ülke istemiyoruz.

Ülkemizde kendinden farklý olan insanlarýn dirisine de ölüsüne de saldýran faþistlikler görmek istemiyoruz.

Faþizme ölüm; halka hürriyet istiyoruz!