Tartýþma baþka bir þey kavga baþka

Mutlu Evlilik Araþtýrmasý’na katýlan mutlu eþler birbirinden habersiz ama sanki sözbirliði etmiþçesine, kavga etmediklerini ama zaman zaman tartýþtýklarýný ifade ettiler.

Evlilik terapisine gelenler ise sýk kavga ettiklerini söylüyorlar. Yani evliliði iyi olanlarýn “tartýþma”, evlilikleri için yardým arayanlarýn ise “kavga” kelimesini kullanmasý rastgele deðil.

Öncelikle eþler arasý uyuþmazlýðýn sýklýðý meselesini anlamamýz gerekli. Evliliði iyi olan çiftler tartýþmalarýnýn da çok sýk olmadýðýný söylüyorlar. Evliliðinde sorun olanlar ise sýklýkla tartýþtýklarýný veya kavga ettiklerini söylüyorlar.

Ýyi evliliklerde eþler; hafif, ýlýmlý, yýkýcý olmayan, iz býrakmayan tarzda tartýþýyorlar. Evlilikleri kötü olan eþler ise fena halde kavga ediyorlar. Kötü kavgalarda genellikle üç unsur birlikte oluyor: Ýncitici sözler, öfke ve aþaðýlama gibi yoðun duygu aktarýmý ve birbirlerini itme, etini sýkma, vurma gibi fiziksel þiddet.

Kötü kavgalarda eþler birbirlerini aþaðýlayacak, küçük düþürecek, kötü vasýflarla niteleyecek tarzda sözler söylüyorlar. Sözler eþi yaralayan kýlýç darbeleri gibi kullanýlabiliyor: “Sen beceriksizsin”, “aptalýn tekisin”, “sen adam deðilsin, senden adam da olmaz”, “senden iðreniyorum” vb.

Fena kavgalarda aðýr ve yýkýcý duygular da ortada kol geziyor. Eþler diðerine tiksinir gibi bakabiliyorlar. Öfke ile dolup diðerine merhamet içermeyen bakýþlar atabiliyorlar. Bakýþlar küçümseyici, alaycý hatta düþmanca olabiliyor. Gözlerini döndürüp, mimikleri ile tiksinebiliyorlar.

Eðer iþin içine bir de þiddet karýþýyorsa tam bir kavga hali açýða çýkýyor. Birbirlerinin üzerlerine yürüyorlar, itiþip kakýþýyorlar, eþyalarý kýrýp fýrlatýyorlar, çýðlýklar ve küfürler havada uçuþuyor.

Bu kavgalar tam bir meydan savaþý gibi olabiliyor. Bu tarzda kavga eden eþler bir müddet sonra ya artýk korkularýndan ya ümitsizliklerinden ya da utançlarýndan birbirlerinden uzak duruyorlar.  Bir evde birbirlerine yönelik ümitleri olmayan iki yabancý gibi yaþamaya baþlýyorlar.

Eþlerin bu yýkýcý kavgalarýnýn etkisi sadece kendilerinin üzerine olmayýp, ayný zamanda çocuklar üzerine de oluyor. Mesleðim gereði, anne babalarýnýn sürekli olarak bu yýkýcý kavgalarýna þahit olan ve bu sebeple farklý kimliklere bölünmüþ kiþilerden çok sayýda acýlý öyküler dinliyorum. Bu yýkýcý  kavgalarýn arasýnda kalan çocuklar parçalanýyorlar. Üstelik söylenen sözlerin, kýrýlan eþyalarýn, aðlamalarýn anýlarýný video gibi kaydederek bölünüyorlar. Karþýnýzdaki kiþi bir eriþkin olsa bile içeride bu kavgalarýn anýlarýný ve ruh halini taþýyan bir çocuk kimlik bulunuyor.

Ýyi evliler böyle kavga etmiyorlar. Daha usturuplu, birbirlerine merhamet duyarak, birbirini gözeterek halleþiyorlar. Ýþte araþtýrmamýzdan bir eþin sözleri: “Büyük kavgalarýmýz olmaz ama ara sýra kavga ederiz ve çoðu zaman da tartýþýrýz. Genelde gereksiz ufak tefek þeylerden dolayý tartýþýrýz. Ama çoðunlukla hemen biter kavgamýz veya tartýþmamýz. öyle çok uzamaz. Þiddet asla olmaz”.

Evliliði iyi olan baþka bir eþin sözleri de þöyle: “Kavga ederiz, tartýþýrýz. Ama çok deðil. Belki senede bir ya da iki ama dozu fazla olmaz. Tartýþtýðýmýzda mümkün olduðunca hakaret etmemeye dikkat ederiz. Sonucu genelde iyi baðlanýr bizimkinin”.