Tartýþmalar 2007’yi hatýrlatmaya baþladý

Türkiye 2014 Mart baþýndan itibaren üç seçim ve bir referandumun yapýlacaðý iki yýllýk bir sürece girecek. AK Parti’nin baþkanlýk sistemi önerisi nedeniyle, cumhurbaþkanlýðý seçimi ve cumhurbaþkanýnýn niteliðini belirleyecek referandum, gündemde yerel ve genel seçimlerin önüne geçti.

TBMM Anayasa Uzlaþma Komisyonu, üçüncü uzatmada ilk ikisine göre daha hýzlý çalýþýyor. Ancak temel konulara henüz gelinmedi, gelinse de uzlaþma bekleyen yok.

Bu noktada AK Parti’nin hareket tarzý olarak þunlar konuþuluyor:

a- Komisyonda uzlaþýlan maddeleri de içeren bir ‘baþkanlýk sistemli AK Parti anayasasý’ hazýrlamak.

b- Yine uzlaþýlan maddeleri de içeren, ancak baþkanlýk sistemi yerine ‘cumhurbaþkaný seçilen kiþinin partisiyle iliþiði kesilir’ maddesini çýkaran bir ‘partili cumhurbaþkanlýðý anayasasý’ hazýrlamak.

c- Bütün bir anayasa yerine, uzlaþýlan konularý ve partili cumhurbaþkanlýðýný içerecek kapsamlý bir anayasa deðiþikliði paketi hazýrlamak.

d- Sadece cumhurbaþkanýnýn partili olmasýný saðlayacak tek maddelik anayasa deðiþikliði hazýrlamak.

Yöntem olarak da, AK Parti’nin önce 3 muhalefet partisiyle uzlaþma arayacaðý, ancak CHP ve MHP ile bunun mümkün olmayacaðý açýk olduðundan, BDP ile 330 oyu bularak anayasayý halk oylamasýna götüreceði yorumlarý yapýlýyor.

Baþkanlýk veya partili cumhurbaþkanlýðý diye ifade edilen bir tür ‘yarý baþkanlýk’ düzenlemesi, ‘var olan durumun altýný doldurmak’ için gerekli görülüyor. Çünkü 2007’de ‘367 garabeti’ nedeniyle TBMM’de ‘cumhurbaþkaný seçtirmeme’ tecrübesi yaþanmýþtý ve ayný krizle bir daha karþýlaþmamak için referandumla ‘cumhurbaþkanýný halkýn seçmesi’ anayasaya konulmuþtu. Bugün cumhurbaþkanýnýn görev ve yetkileri konusunda düzenleme ihtiyacý da bundan doðuyor. Zira, Türkiye ikisini de halkýn seçtiði iki siyasi liderle yönetilemez.

Baþkanlýk sistemine yönelik eleþtiri sahipleri, Baþkan’ýn yetkilerinin sýnýrlarý ve denetimi ile Baþkan ile Meclis arasýndaki  denge mekanizmasýnýn güçlü olmasý gerektiðine vurgu yapýyor. Bu haklý ve yerinde bir vurgu. Ancak bu eleþtiriler ‘kontrol-denge mekanizmasý kurulmasý halinde baþkanlýk sisteminin olabileceði’ ihtimaline açýk kapý býrakmýyor. Aksine, seçim tarihi yaklaþtýkça aðýrlýk merkezi giderek ‘Erdoðan’ýn cumhurbaþkaný olup olmamasý’na, dahasý ‘olmasýn’a doðru kaymaya baþlýyor.

Ve giderek 2007’yi hatýrlatan yorum, analiz ve akýl vermelerle daha çok karþýlaþmaya baþlýyoruz.

2007’de, ‘Erdoðan ya da ayný zihniyette biri Köþk’e çýkamaz’ korosuna, TÜSÝAD‘Köþk için uzlaþma þart’ açýklamasýyla katýlmýþ, ‘hukukçular’ -367 öncesi- son uyarýlarýný yapmýþ, Genelkurmay en yetkili aðýzdan, ‘laik cumhuriyet ilkelerini sözde deðil özde koruyan bir cumhurbaþkaný’tarifi bile yapmýþtý.  

 

Bu ‘uyarýlar’ malum ‘cumhuriyet mitingleri’ ile sahaya inmiþti. Gazete ve televizyonlar, ‘Erdoðan ya da ayný zihniyette birinin artýk Köþk’e çýkma ihtimali kalmadýðýna’ iliþkin yorumlarla doluydu.

‘Ýyi niyetli’ olanlar da ‘uzlaþma’ adýna ‘parti içinden bir laik veya parti dýþýndan aday’ önerileri yapýyordu.

Erdoðan, Abdullah Gül’ü cumhurbaþkaný adayý gösterdiðinde bu kez, ayný baský TBMM’ye yapýlmýþtý. Cumhurbaþkaný seçilmek için gereken 367 oy, hukuk dýþý bir yorumla ‘meclisin toplanma sayýsý’  haline getirilmiþ; muhalefet partileri ‘ayný koronun’ baskýsýyla oylamaya katýlmamýþ ve Gül’ün 357 oy aldýðý oturum Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiþti.

Þimdi de, AK Parti anayasasýna muhalefet milletvekillerinden de oy çýkmasý ihtimaline karþý, “CHP ve MHP oylamaya katýlmaz” yorumlarý yapýlýyor. Erdoðan’ýn baþbakanlýkta kalmasý ve Köþk’e ‘uyumlu çalýþacak bir isim’ çýkarmasý gibi ‘tersinden emanetçilik’ önerileri geliyor. 2007’deki oylamaya katýlmayan DYP ve Anavatan’ýn akýbeti, ‘3. isim’ önerisi sahiplerinin piþmanlýðý unutulmuþsa, 2007’yi hatýrlatan baþka örnekler göreceðiz demektir.