Tartýþmanýn bir de bu yönü var

Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn baþlattýðý öðrenci evleriyle ilgili tartýþma bütünüyle yarardan uzak da deðil; tartýþmanýn aldýðý biçim, medyada köþe tutanlarýn konuya bodoslama girerken sergiledikleri görüntü, gözümüzü bir kez daha açtý.

Ayný ters yaklaþým tarzýyla, toplumun büyük bir bölümünü yakýndan ilgilendiren hassasiyetlerin söz konusu olduðu önceki tartýþmalarda da karþýlaþmýþtýk.

Zina, kürtaj, sigara ve alkol düzenlemeleri bu alanda ilk aklýma gelenler...

Dünyanýn dört bir tarafýnda insanlar, hiç deðilse hesaba katýlmasý gereken bir çoðunluðu, aile kurumuna önem veriyor. Daha mazbut iliþkiler tercih ediliyor... Küçükleri —ve hatta yetiþkinleri— zararlý alýþkanlýklardan korumak için tedbirler önemseniyor...

Yine ayný insanlar, kendilerinin hassasiyetlerine sahip olduðunu düþündükleri siyasetçilere oy vererek mahalleyi, beldeyi, ili veya ülkeyi onlarýn yönetmesini saðlamaya çalýþýyorlar.

ABD’de hâlâ tartýþýlan ‘kürtaj’ konusunun son durumunu vereyim: Kürtaj 1973’te Yüksek Mahkeme’nin verdiði kararla serbest býrakýldý, ama ileri gebeliklerde yasak koyma hakkýný elinde tutan, küçüklerin kürtajýný ailelerine haber vermeyi þart koþan eyaletler var...

Yüksek Mahkeme’nin kararýný beðenmeyip kürtajýn yasaklanmasýný kampanyalaþtýran pek çok sivil toplum örgütü de bulunuyor ABD’de...

ABD’de 18 yaþýndan küçükler bayiden sigara alamazlar; New York kenti yasak yaþýný 21’e çýkarma niyetinde.

Ýngiltere, Avustralya, Kanada ve ABD’de erkek-kýz karýþýk olmayan orta dereceli okullar hâlâ çoðunluðu teþkil ediyor. Avustralya’da 270 bin öðrenci üzerinde yapýlan bir araþtýrma (2001) sonucunda ayrý sýnýflarda eðitimin erkeklerde yüzde 22, kýzlarda yüzde 15 daha verimli sonuç verdiði görülünce, karma-eðitim eskisi kadar özendirilmemeye baþlandý. ABD’de eyaletlerin karýþýk olmayan okullar açmasý 2006 yýlýnda federal bir yasayla teminat altýna alýndý.

Türkiye’de bu konularý tartýþmaya açmaya görün, hemen saldýrýrlar...

Elbette her ülkede konulara çok farklý yaklaþan kiþiler ve kadrolar da vardýr ve bugünün ‘siyaseten doðru’ kabul edilen ölçüleri genellikle onlarýn etkisini taþýyor...

Daha doðrusu, 20. yüzyýlýn ilk yarýsýna damgasýný vurmuþ olan ‘pozitivist’ anlayýþýyla oluþmuþ bulunuyor ‘siyaseten doðru’ çizgi... Ancak, ayný yüzyýlýn sonlarýna doðru geliþen ve siyaseti derinden etkileyen muhafazakâr akým, pek çok ülkede, giderek daha egemen olmaya baþladý.

Ülkemizde de ne kadar eriþkin olursa olsun çocuklarýnýn evlilik baðý olmadan erkek-kýz iç içe yaþamalarýný arzu etmeyen, bunun için devletin gereðini yapmasýný bekleyen aileler var; hem de sanýldýðýndan çok daha fazla sayýda... Bugün ülkeyi yöneten hükümet hep bu konuda hassasiyet duyanlardan oy almamýþ olabilir, ama tabanýnda o beklenti içerisindeki insanlar hayli fazla...

Ne yapacaðýz bu durumda? Elbette tartýþacaðýz...

Baþbakan Erdoðan tartýþmayý en keskin ucundan açtýðý için konunun geniþ kitleler açýsýndan hassasiyeti tam anlaþýlamamýþ olabilir; ama iþte görüyorsunuz, lâfýný aðzýna týkamaya çalýþanlarýn aldýðý tepki tartýþmanýn gerekliliðini hepimize hatýrlatmýþ oldu.

Haneye tecavüz, özel yaþama müdahale edilmeksizin de çözülmeyi bekleyen hassasiyetler var...