15 Temmuz teþebbüsüyle gerçek yüzü ortaya çýkan FETÖ’den en büyük zararý maalesef yüce dinimiz Ýslam görmüþtür/görmektedir.
Bu eli kanlý þarlatan bahane edilerek art niyetli birileri tarikat/cemaat üzerinden topluma Ýslam nefreti aþýlamaktadýr.
Maalesef ilahiyatçý geçinen bazý televizyon þovmenleri de bu tuzaða katký saðlama yarýþýna girmiþlerdir.
Tarikatlarý/cemaatleri dolayýsýyla tasavvufu dindýþý ilan edip ortaya kaba saba bir din koymaya çalýþtýklarýnýn ya farkýnda deðiller ya da zaten niyetleri öyle.
***
Merhum Ömer Nasuhi Bilmen Muvazzah Ýlm-i Kelam isimli eserinde Ýslami ilimleri üçe ayýrýr. Ýnançla ilgili olan kýsmýna akaid, tevhid veya usuluddin, muamelat ile ilgi olan kýsmýna fýkýh/þeriat ve ahlak ile ilgili kýsmýna da tasavvuf dendiðini yazar.
Yani tasavvuf Ýslam’ýn ahlak kurumunun adýdýr. Tarikatlar da bu þemsiye altýndaki ahlak okullarýdýr.
Ýslam ahlakýný yani tasavvufu ortadan kaldýrdýðýnýzda ortaya kaba saba bir Müslüman tipi çýkar. Hele bir de mezhep/ imam tanýmýyorsa alýn size el-Kaide alýn size DAÝÞ.
***
Mesela Nakþibendi tarikatýnýn âdab risalesinin baþýnda temel gayenin en küçük sünneti ihya etmek olduðu yazýlýdýr. Sünneti ihya yani en mükemmel insan olan Hz. Peygamberin hayatýný örnek alýp onu kendi hayatýna tatbik etmek demektir.
Mesela Þazeli tarikatýnýn âdab risalesinde aklýmda kaldýðý kadarýyla derki müridine, ‘Sen öyle güzel ahlaklý Müslüman ol ki bunu kim eðitti bunun þeyhi kim desinler!’
Kimsenin dilinden düþürmediði Mevlana, Yunus, Hacý Bektaþi Veli bunlarýn hepsi birer tasavvuf ehlidir.
Siyasetçilerin öðüdünü tekrarlayýp durduðu Þeyh Edabeli de Þazeliye tarikatýnýn Vefaiye koluna mensup bir tarikat þeyhidir!
***
Uzatmayalým tarikatlarýn hedefi örnek insan yetiþtirmektir. Tarikatlar terbiye dediðimiz eðitim kurumlarýdýr.
Zikir halkalarý, semalar vesaire iþin tören yaný adý üstünde ayinlerdir. Tarikatlarýn asýl hedefi müritleri eðitmek ve iyi ahlaklý birer insan yetiþtirmektir.
Ýyi ahlakta ölçü de tabii ki güzel ahlaký tamamlamak için gönderilmiþ olan en mükemmel insan Hz. Peygamberdir.
Tarikatlar ayinlerine bakarak deðil mensuplarýnýn ahlakýna bakarak deðerlendirilir.
Týpký ordularýn resmi geçitlerine bakarak deðil askerinin savaþma becerisine bakarak deðerIendirildiði gibi.
***
Ha bu arada Kitaba ve Sünnete aykýrý kimi sapýk tarikatlar da yok deðildir. Onlara karþý elbette ki uyanýk olmak, doðruyu yanlýþtan ayýrmak gerekir.
Ölçü kitap yani Kuran ve sünnet yani Hz. Peygamberin yoludur. Bunun günümüzdeki en sahih temsilcisi de ehl-i sünnet ekolüdür.
Kitaba sünnete uygun baþlayýp yoldan çýkanlar da olabilir. Onlara karþý da tedbirli olmak gerekir.
Tarikatlarý/cemaatleri yasaklayarak tukaka ilan ederek engellemek mümkün deðildir.
Yasaklanýnca hangi tarikat ya da cemaat ortadan kalktý?
Tam tersine kontrol altýdayken kontrol dýþýna çýktýlar.
Ýþte bakýn ordu gibi en köklü kurumumuzu bile ne hale getirmiþlerdir.
***
Çözüm yasakta deðil meþruiyet zemininde kontroldedir.
Tarikatlar ve cemaatler týpký dernek ve vakýflar gibi sivil toplum örgütleridir.
Böyle kabul edilip þeffaf hale getirilmelidirler. (FETÖ’nün gizlilik sebebiyle palazlandýðý da unutulmamalýdýr.)
Amaçlarý, hedefleri, idari yapýlarý ve finansal durumlarý týpký dernekler gibi açýk ve net olmalý ve denetlenebilir hale gelmelidir/getirilmelidir.
Bu noktada Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’na ve üniversitelere (ilahiyat ve hukuk fakültelerine) büyük görev düþmektedir.
Bunun nasýl olacaðý iyice etüt edilmeli ve FETÖ benzeri yapýlanmalara engel olunacak biçimde yasal zemin hazýrlanarak hükümete sunulmalýdýr.