Ýbrahim Güneþ
Ýbrahim Güneþ
Tüm Yazýlarý

Taþlar yerine oturuyor

Artýk mesele iyice anlaþýldý. CHP ikbalini DEM'e baðlamýþ vaziyette. CHP Genel Baþkaný Özgür Özel'in Irak'ýn kuzeyinde 9 þehit verdiðimiz saldýrýnýn ardýndan söylediði sözler yenilir yutulur deðil. Özel'in "Gelen bütün þehitlerin sorumlusu Pençe-Kilit operasyon bölgesi harekâtýný planlayanlarýn (Yani MSB'nin) bu planý niye yaptýklarýný, hedeflerini, sürelerini, sonuçlarýný, önlemlerini netleþtirmemiþ olmasýndan, evlatlarýmýzý sürekli bu sorumsuzluða ortak etmesinden kaynaklanmaktadýr." ifadesi ibretlik.

Meclis'teki özel oturumda konuþan Milli Savunma Bakaný Güler, Pençe-Kilit ile terör koridorlarýný kilitledik mesajý verdi. Ve bir çocuða anlatýr gibi verilen mücadeleyi anlattý. Sözleri CHP Genel Baþkaný Özel'e cevap mahiyetindeydi: "Suriye ve Irak'ta bedel ödediðimiz veya üs bölgelerinde gerekli tedbirlerin alýnmadýðý gibi stratejik öngörüden yoksun, teknik ve taktikten uzak, bilinçsiz ve art niyetli söylemlere de þahit oluyoruz." Ýfadesi anlamak isteyene yeter de artar bile. Peki Bakan Güler'i hedef tahtasýna koyan, CHP Lideri Özel'in 20 dakikaya yakýn konuþmasýnda PKK/YPG ya da DEM Parti'ye tek söz etmemesine ne demeli?

Zira DEM Parti Genel Baþkaný Tülay Hatimoðullarý, grup toplantýsýnda TSK ve MÝT'i sivilleri katletmekle, sivil tesisleri hatta hastaneleri bombalamakla suçladý. Hatýrlar mýsýnýz? Afrin Harekâtý'nda da PKK'lýlar avlanýrken yine hastane bombalanýyor yalaný servis edilmiþti. Hatimoðullarý yalaný servis etmekle kalmadý, üstüne PKK/YPG'nin "Rojova" söylemini kullandý. Yetmedi, "Yerel seçim çalýþmalarýmýzý Kürdistan ve Türkiye'nin dört bir yanýnda sürdürüyoruz" ifadesiyle bölücü dili sürdürdü. Neyse ki CHP'nin aksine ÝYÝ Parti milletin 28 Mayýs'ta verdiði mesajý okumuþ gibi görünüyor. ÝYÝ Parti Grup Baþkanvekili Müsavat Derviþoðlu'nun meclis kürsüsünden söylediði sözler dikkat çekici: "ÝYÝ Parti, gece gündüz sýraya geçerek 'Apo'nun heykelini dikeceðiz' diyenlere selam gönderenlerle, sýrtýný PKK'ya yaslayanlar ve onlarla herkesin gözü önünde açýk ve þeffaf olarak hareket edenlerle ayný safta durmayacaktýr." Mesajý çok net. Yani taþlar yerine oturuyor. Erdoðan'ýn "Yapacaðýmýz yeni harekâtlarla" ifadesi bu konudaki duruþu net olarak gösteriyor. Sözün özü, CHP'de Özel-Ýmamoðlu ikilisi ikbalini DEM'e baðlayýp demlenmeyi sürdürüyor ama milleti kaybediyor farkýnda deðil. Hele de "DEM ile þeffaf bir süreç yürütüyoruz" açýklamalarýnýn ardýndan Teröristbaþý Öcalan pazarlýklarý yapýldýðý ortaya çýkarsa: 1 Nisan sabahý seyreyleyin gümbürtüyü...

Siyaset dava iþidir

Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Adayý olarak Murat Kurum'un adýný açýkladýðý etkinlikteki en önemli ifadelerden biri dava vurgusuydu. Erdoðan'ýn, "Bizim siyasetimizde ve geleneðimizde rekabet isimler netleþince biter yerini, kolektif dayanýþmaya býrakýr. Hepimizin yegâne görevi ismi açýklanan arkadaþýmýz için çalýþmaktýr. Þimdiye kadar daima bu bilinçle hareket ettik. Dava ve yol arkadaþlýðýmýza gölge düþürmedik." Oysa CHP'de liste savaþlarý sürüyor. CHP Genel Merkezi koridorlarýndaki kavganýn aktörlerinden biri olan CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakýr konuþtu. Kavga ettiði, CHP Grup Baþkanvekili Ali Mahir Baþarýr için zehir zemberek ifadeler kullandý. Çakýr, "Ali Mahir Baþarýr her seferinde kýzýnýn, ailesinin üstüne yemin eder. Yalaný bu kadar doðru söylermiþ gibi yapan bir adam ben hayatýmda görmedim." dedi. Bu sözlerin dumaný üstündeyken CHP'nin Eskiþehir Büyükþehir Belediye Baþkaný Yýlmaz Büyükerþen yýllardýr partiyi kemiren hastalýðý yeni teþhis etmiþ gibi açýkladý.

Büyükerþen, "Gördüm ki geçimsizlik, anlaþmazlýk, kýskançlýklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayaðýnýn altýna karpuz kabuðu koyma gibi eðilimler içerisinde." diyor. Büyükerþen bu durumu bünyeye sirayet etmiþ bir virüs, mikrop gibi tarif ediyor.

Peki ama böylesine hastalýklý bir bünye nasýl bir dava etrafýnda birleþebilir? Yoksa mesele dava deðil, kiþisel ikbal, çýkarlar ve koltuk sevdasý mý?

"Bedava Traktör" gibi mi?

Eline bir pankart almýþ. En düþük emekli maaþýnýn aslýnda 7 bin 500 lira deðil. 25 bin lira olmasý gerektiðini söylüyor. Söylemek kolay tabii ama mesele yapabilmekte. Zira geçmiþte CHP'li belediyelerin haciz, maaþ ödeyememe, grev haberlerini defalarca izledik. Ayrýca bütçede imkân olsa ben Erdoðan'ýn emeklilerden bunu esirgeyeceðini sanmýyor. Zaten ben bu satýrlarý yazarken de Cumhurbaþkaný Erdoðan, Ulusa Sesleniþ konuþmasýný yapýyordu. Emeklilerle ilgili düzenleme umarým herkesi mutlu eder. Ama þunu da söyleme gerekiyor. Türkiye ne çekiyorsa popülist siyaset anlayýþýndan çekiyor. Açýk söyleyelim zaman zaman Cumhurbaþkaný Erdoðan bile baskýlara direnemiyor popülist taleplere "Evet" demek zorunda kalýyor. Ama herkesin bu popülist anlayýþtan uzak durmasý gerekiyor. Çiftçiler hala CHP'nin "Bedava traktör, bedava elektrik" vaadini bekliyor. Zira geçmiþte bu vaatler Türkiye'ye çok kaybettirdi. Bugün faturayý bizler, çocuklarýmýz ödüyoruz. O yüzden ben kendi adýma gerçekçi teklif, vaat ve seçenekleri ortaya koyanlarý, ayaklarý yere basan hamasetten uzak siyaset anlayýþýný tercih ediyorum... Takdir sizin.

"Ekmek yediðin yer"

"Eðer onun nasýl düþündüðünü bilmek istersen, önce nereden ekmek yediðine bak!" Sadi-i Þirazî'nin bu sözünü Tarihçi Koray Þerbetçi paylaþtý. Okuyunca aklýma ilk olarak fonlanan medya, kontörlü klavyeler geldi. O yüzden paylaþmak istedim. Allah boðazýmýzdan haram lokma geçirmesin inþallah...