Baþbakan Tayyip Erdoðan þaþýrtmaya devam ediyor.
Önce herkese “Kendini tarif ediyor” diye düþündüren ‘koþan, koþturan, terleyen cumhurbaþkaný’ sözcükleri eþliðinde bir görev tanýmýyla karþýmýza çýkmýþtý; bu yakýnlarda ise cumhurbaþkaný adayý konusunda ‘herkesi ters köþeye yatýrmak’tan söz etmeye, kimi kast ettiði tam anlaþýlmayan ‘sadece Ak Partililer’in deðil, CHP, MHP ve BDP’lilerin de oyunu alacak bir aday’ ile seçmen önüne çýkma vaadinde bulunmaya baþladý.
Kendisi aday olacaksa neden ters köþeye yatmýþ olalým? Adaylýðýný ilân ederse kellesini kesseniz ona oy vermemeye yeminli geniþ bir kesim var; e, hangi CHP’li, MHP’liden oy alacak? BDP bile kendi adayýyla seçime katýlacaða benziyor...
Yoksa baþka biri mi Ak Parti’den aday gösterilecek? Kim?
2007 yýlýndaki cumhurbaþkanlýðý seçimini hatýrlayýn: Gözlemciler olarak Tayyip Erdoðan’ýn altý yýllýk baþbakanlýðý ardýndan Çankaya’ya çýkmasýný bekliyorduk ve kendisi de o yolda sinyaller vermekten geri durmuyordu. Son gün, partisinin grup toplantýsýnda, “Adayýmýz, kardeþim Abdullah Gül” diyene kadar...
Ters köþe o zaman öyle gelmiþti...
Ardýndan farklý geliþmeler yaþandý: Hukuk mühendisleri ‘367’ formülüyle ortamý bulandýrdý; ‘e-muhtýra’ sonrasýnda Anayasa Mahkemesi formülü kurallaþtýrdý. Turlar uzamaya baþlayýnca Abdullah Gül adaylýktan derhal çekildi... Erken seçime gidildi... Bir sonraki cumhurbaþkanýný halkýn seçmesi kuralý için halkoylamasý yapýldý...
Gazete manþetlerini hatýrlayýn; aday konusunda beklentiler farklý profiller üzerinde yoðunlaþmýþtý...
Fakat yine herkesi ters köþeye yatýran bir geliþme yaþandý: Abdullah Gül yeniden aday oldu ve bu defa seçildi.
Herkesi yine ters köþeye yatýrýrsa Ak Parti, bu defa þaþýrmayacaðým...
Sebebi þu: Tayyip Erdoðan verdiði görüntünün aksine tam bir hesap adamý; kritik kararlara varmasý gerektiðinde çok yönlü düþünüyor, etraftan gelebilecek telkinler yerine kendi içgüdüsünü de için iþine sokan hesaplarý göz ardý etmiyor. Vardýðý sonuç, öyle durumlarda, kendisinden beklenmeyen bir karar olsa da, kararý doðru sonuçlar doðuruyor...
Abdullah Gül’ün adaylýðý doðru bir karardý ve onun Çankaya’da geçirdiði yedi yýl Ak Parti ile Tayyip Erdoðan’ýn ‘artý’ hanesine yazýldý.
Erdoðan-Gül ikilisinin birlikte yer aldýðý fotoðraf Ak Parti’ye daha çok oy getiriyor.
Cumhurbaþkanlýðý için düþünülmek elbette onur verici bir durum; o durumda bulunanlarýn Çankaya’yý arzu etmesi yadýrganmaz. Ancak partiler adýna düþünenlerin, aday belirler veya kendi adaylýðý üzerinde imal-i fikrederken hesaba katmalarý gereken pek çok unsur olduðu da bir gerçek... Halk bir siyasetçiyi baþbakan olarak benimsemiþse onu cumhurbaþkanlýðýna göndermek istemeyebilir de; cumhurbaþkanlýðýnda farklý bir profil görmeyi de tercih edebilir halk...
Liderlerin tek hamleli düþünme lüksü de olamaz; cumhurbaþkanlýðý kadar ilk genel seçimde partisinin sandýktan güçlü bir iktidar olarak çýkmasý da önemlidir...
Aday olabileceði hissini verdiði açýklamalarý da, ‘ters köþeye yatýrma’ ifadeleri de Tayyip Erdoðan’ýn çok yönlü hesaplarýnýn o anlýk tepkileri; partinin esas kararý için galiba istiþare sürecinin tamamlanmasýný beklememiz
gerekiyor...