Tayyip Reis’in yanýnda adam gibi duralým

Mavi Marmara davasýna bakan Ýstanbul 8. Aðýr Ceza Mahkemesi’nin dört Ýsrailli katil yetkili hakkýnda verdiði yakalama kararýný “normalleþmeye mani” diye kýnayanlar, Gazzeli masum sivillerin üzerine yaðan binlerce ton Ýsrail bombasý karþýsýnda dut yemiþ bülbül gibi susuyorlar. Neyse ki Erdoðan var baþýmýzda, “tarafsýz” Ekmeleddin Ýhsanoðlu filan deðil. ‘Ben bu zulüm karþýsýnda bazýlarý gibi tarafsýz kalamam’ diyor reis; ‘Böyle bir Ýsrail’le normalleþme filan olmaz!’

Ekmeleddin Ýhsanoðlu deyince aklýma Leman Sam geliyor. Leman Sam deyince aklýma Ekmeleddin Ýhsanoðlu geliyor. Bir de Türk Solu dergisi var tabii. Leman Sam sadece þarký söylerken ne kadar gizemli ve saygýdeðer görünüyordu, deðil mi? Ýhsanoðlu da ilim adamý sýfatýyla tanýndýðý ve uluorta siyaset konuþmadýðý günlerde gizemli deðilse bile saygýdeðer görünüyordu. Þimdi Leman Sam “Araplara para kazandýrmak istemediðim için Hacca da Umre’ye de gitmem” diyor ve hýzýný alamayýp Ýstanbul sokaklarýnda Arap görmeye tahammül edemediðini söylüyor. Sonra mikrofonu Ekmel Bey kapýyor ve varil bombalarýndan kaçan Suriyeli kardeþlerimizin Türkiye’ye kabul edilmesinden duyduðu rahatsýzlýðý ifade ediyor. Resmen ‘Bunlarý almamalýydýk’ diyor, rahmet ve maðfiret ayý Ramazan’ýn orta yerinde. Almanya veya Ýtalya’da bir sanatçý yahut siyasetçi böyle konuþsa en hafif tabirle “Yabancý düþmaný” ilan edilir. Daha sert tabirler de var, ýrkçý ve Neonazi gibi. Zaten açýk seçik Kürt düþmanlýðý yapan Türk Solu dergisini de bir meþale gibi taþýyor Ýhsanoðlu.

Bunlarýn yaptýðýný Avrupalý yapsa, bunlarýn dediðini Avrupalý dese, biz de “Zaten köklerinde yabancý düþmanlýðý var” diye teþhisi koyarýz. Bunlara niye yabancý düþmaný demiyoruz? Aslýnda yabancý düþmanýndan da beter bunlar. Kardeþ düþmaný. Suriyeli mültecilere, Arap turistlere, bir elmanýn iki yarýsý gibi olduðumuz can kardeþlerimize bile tahammül edemeyen bu gibi vatandaþlarýmýzýn halleri, apayrý bir kültürün çocuklarýna düþmanlýk eden Alman Neonazilerinkinden bile daha vahimdir bir bakýma. 

Bu satýrlarý Bursa’da yazýyorum (Cuma sabahýna doðru). Yýldýrým Belediyesi’nin misafiri olarak buradayým. Belediye Baþkaný sevgili Ýsmail Edebali, Baþkan Yardýmcýsý sevgili Mücahit Alkan, aziz aðabeyim ve dostum sevgili Nihat Nasýr davet ettiler, geldim. Emir Sultan’da Bursalýlarla buluþtuk, hasbihal ettik. Baþlýca konumuz Gazze’ydi. Gazze’deki Mavi Marmara Þehitleri Anýtý’nýn da bahsi geçti. Az önce haným telefon açtý, Ýsrail’in o anýtý vurduðunu söyledi. Kýzým Ayþe aðlýyormuþ. Paralelciler de Ýsraillilerle beraber gülüyorlardýr herhal. Ne onlar gülsün, ne Ayþe’m aðlasýn; Mavi Marmara þehitleri muzafferdir, çünkü onlar Ýttihad-ý islam’cý adamlardý ve kanlarý Ýttihad-ý Ýslam yolundaki bir barikatý sel gibi yýkýp geçti, emperyalistlerin çizdiði psikolojik sýnýrý kaldýrýp Anadolu’yla Filistin’i yeniden hemhal etti. Ýsrail bunun farkýnda olmasaydý o anýta öfke kusmazdý. Anýtý yýksalar da þehitler yaþýyor. Yaþadýkça Ýsrail’in ve Ýsrail yandaþý paralelcilerin kâbusu oluyorlar. Hep olacaklar. Bu arada tarafsýz Ýhsanoðlu da bertaraf olacak. Geçti Lozan’ýn pazarý, sür eþeðini Asya ve Afrika’nýn en ücra köþelerine. Recep Tayyip Erdoðan liderliðinde Türkiye yenileniyor, Türkiye kendini aþýyor, Türkiye büyüyor, büyüdükçe Nizam-ý Alem yolunu açýyor. Ne kadar sancýlý olursa olsun ilerliyor bu süreç. Geride kalanlar, eski Türkiye’nin karýn aðrýlarýyla meþgul olanlar, bu saatten sonra bile hâlâ uluslararasý sistem aðalarýnýn dümen suyunda gitmeyi marifet zannedenler, üstelik buna milliyetçilik veya ulusalcýlýk diyenler (yýkýlan köhne statükonun adamlarý olduklarý halde devrimcilik  taslayanlarý da unutmayalým), bütün o siyasi cüceler her gün biraz daha küçülerek kaybolmaya yüz tutuyorlar. 10 Aðustos’ta esaslý bir darbe daha indirelim bunlara. Bütün dünyaya bir daha ilan edelim ki Türkiye ve bütün Ýslam dünyasý için adalet ve kalkýnma mücadelesinden geriye dönüþ yok.

Siyaset kulislerinde ucuz davalar peþinde koþan ve bu uðurda birbirine çelme takýp duran kardeþlerimiz var. Yapmasýnlar böyle. Adam gibi dursunlar reisin yanýnda. Yükümüz aðýr, yolumuz çetin, ama hep beraber davaya kilitlenirsek o yükü taþýmak da o yolu yürümek de müthiþ bir zevk.

Durmak yok, Erdoðan’la her zamankinden daha kararlý bir þekilde yola devam!